Hüseyin bizimledir ve biz inancımız için direneceğiz!
“Pir Sultan’ım zatlarınız
Yalandır şöhretleriniz
Haram yemez itlerimiz
Bu sözümde yalan var mı?”
AKP iktidarı, ülkemizde var olan ve toplumsal açıdan bir arada yaşama kültürümüze zarar verebilecek sorunları çözmek yerine, sorunu daha da derinleştirecek adımlar atmaktadır. Cemaat ve tarikat liderleri ile şeriatçı kesimleri kontrol altına alan, aşiret ağaları ve şeyhlerle Kürtleri artık ben temsil ediyorum diyen AKP; partisine birkaç Alevi kökenli milletvekili, Diyanet İşleri Başkanlığında mevki ve makam vereceğini söylemekte, ve ayrıca “Dede” olduğunu söyleyen bazı insanları partiye almak suretiyle Alevilerin de kendi çatıları altında temsil edildiklerini düşünmektedir. Bir taraftan Alevileri asimilasyonunu hızlandıracak uygulamalar yaparken, diğer taraftan Alevi inancının temel değerleriyle alay etmektedir.
Alevilerin sorunlarının çözümü her şeyden önce devlet ciddiyeti ister. Alevilerin talepleri bellidir ve tüm yetkililer bu taleplerimizi bilmektedir. Bu konuda bir çözüm isteniyor ise Alevi Örgütleri ile görüşmeler yapılmalıdır. Alevilerle kucaklaşma ise onların sorunlarını Anayasal güvence altına almakla olur. Eşit yurttaşlık temelinde, hiçbir kesime ve zümreye ayrıcalık tanımadan hizmet etmekle, onların inançlarına ve kültürlerine saygı duymakla, barış içinde bir arada yaşayacağımız hoşgörüyü hâkim kılmakla, demokrasiyi tüm kurum ve kurallarıyla işlettirmekle olur.
Bütün bu sorunların içerisinde Aleviler olarak bizleri rencide eden olay ise, Sayın Çamuroğlu’nun öncülüğünde başbakanın “Muharrem ayında Alevilerle iftara katılmasıdır”. Bunun için bin kişilik bir iftar yemeğinin organize edilmesidir.
Sayın Çamuroğlu ve AKP iktidarı şunu bilmelidirler:
Muharrem ayı bir matem ayıdır. Tutulan 12 günlük Matem Orucu Kerbela Şehitlerinin acılarına ortak olmak ve onları anmaktır, anlamaktır. Matem Orucunda iftar ve sahur yoktur. Oruç Açma vardır ve bu olabildiğince gösterişsizdir. En az ile yetinme, su içmeme, et yememe, kan çıkarmama vb ile yası içselleştirmek gerekmektedir.
Kerbela gerçeği, üç kuruşluk mevki ve makam uğruna inandığı değerleri pazarlamamaktır. Nitekim Hz. Hüseyin ve yoldaşları inandığı değerlerden vazgeçmeleri uğruna canlarının bağışlanacağı söylendiğinde, “onursuz yaşamaktansa onurlu bir ölümü” tercih etmiştir.
Alevi Örgütleri olarak taleplerimizle ilgili mücadelemizi, taleplerimiz kabul edilene kadar sürdüreceğiz. Bu demokratik bir süreçtir. Fakat mevki ve makamı ne olursa olsun değerlerimizin rencide edilmesine ve yok edilmesine karşı asla sessiz kalmayacağımızın bilinmesini istiyoruz.
“Muharrem iftarına” ve asimilasyona karşı tepkimizi göstereceğimizin bilinmesini istiyoruz.
Saygı ile kamuoyunun bilgisine sunarız.
23.11.2007
Av. Kazım GENÇ
Genel Başkan