Hükümetin Aleviler karşısında kritik sınavı

Hükümetin Aleviler karşısında kritik sınavıSedat Ergin / HürriyetCUMHURBAŞKANI Abdullah Gül’ün önceki gün Tunceli’de...

Hükümetin Aleviler karşısında kritik sınavı

Sedat Ergin / Hürriyet

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül’ün önceki gün Tunceli’de bir cemevini ziyaret edip semah izleyerek yaptığı jest, dikkatlerin yeniden Alevi taleplerine çevrilmesine yol açtı.

Önümüzdeki pazar günü İstanbul Kadıköy’de Alevi Bektaşi Federasyonu’nun ev sahipliğinde yapılacak olan mitingin de Alevilerin hükümete dönük talepleri konusunda son zamanların en iddialı çıkışına sahne olması bekleniyor.

AB, NE İSTİYOR?

Bu mitingde dile getirilecek öncelikli konulardan biri, liselerde okutulan zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin müfredatının değiştirilmesi talebi olacak. Bu talebi getirirken Alevilerin artık çok önemli bir dayanağı var. Bu talep, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 1448/004 sayılı kararıyla birlikte Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyelik sürecinin de gündemine girmiş bulunuyor.

AB Komisyonu’nun geçen ay açıkladığı son İlerleme Raporu’nun kamuoyunun dikkatinden kaçan çok önemli bir ayrıntısı var. Rapor, AİHM’nin Türkiye’de din derslerinin içeriğinin değiştirilmesi yolundaki talebini hatırlatıyor, kararın uygulamasının Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin gündemine girdiğine dikkat çekiyor. Özetle, AB, bu konuda Türk hükümetine zorlu bir ev ödevi veriyor.

Konuyu anlatabilmek için kısaca 2007 kararına dönelim. Hasan Zengin adlı bir Alevi vatandaş, 2003 yılında AİHM’ye başvurarak, kızı Eylem Zengin’e okulda verilen zorunlu din derslerinde, kendileri Alevi oldukları halde Sünni İslam öğretisinin dayatıldığını, bu durumun laikliğe ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğunu ileri sürmüştü. Şikâyet, özellikle sözleşmeye ek bir numaralı protokolün “Devlet, eğitim ve öğretim alanında yükleneceği görevlerin yerine getirilmesinde, ana ve babanın bu eğitim ve öğretimin kendi dini ve felsefi inançlarına göre yapılmasını sağlama haklarına saygı gösterir” şeklindeki maddesine dayanıyordu.

DEMOKRATİK TOPLUMDA DİN DERSİ

AİHM, 9 Ekim 2007 tarihinde aldığı kararda, Zengin Ailesi’nin şikâyetini haklı bularak, Türkiye’yi mahkûm etti. Kararda, Alevilerin Türkiye’de nüfusun önemli bir bölümünü oluşturmalarına rağmen din kültürü derslerinde Alevi inancının öğretilmediği vurgulandı. Mahkeme, zorunlu din derslerinde Eylem Zengin’in babasının dini inancına saygı gösterilmediği, bu çerçevede Türkiye’nin ek birinci protokolün ikinci maddesini ihlal ettiğine kanaat getirirken şöyle dedi: “Türkiye’deki din kültürü ve ahlakı dersleri, demokratik bir toplumda verilen eğitimde olması gereken objektiflik ve çoğulculuk, bunun yanı sıra öğrencilerin dine karşı sorgulayıcı bir bakış geliştirmeleri ölçütlerini karşılamamaktadır.”

Burada ilginç olan nokta, 2007-2008 öğretim dönemiyle birlikte din kültürü kitaplarında yapılan değişikliktir. Mahkemenin kararından kısa bir süre önce 11’inci sınıflarda yaklaşık bir buçuk sayfa, 12’inci sınıflarda ise 5 sayfa kadar bir bölüm Aleviliğe ayrılmıştır. Bu durumda 6’ncı sınıftan (11 yaş) başlayan din kültürü ve ahlakı derslerinde, öğrenci Alevilik hakkındaki bilgilendirme ile 16-17 yaşlarında karşılaşmaktadır.

Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in AİHM kararından sonra “Biz kitaplarda değişikliği yaptık” şeklindeki açıklamasına karşılık, mahkeme kararını verirken bu yeni durumu da dikkate almış, bir başka anlatımla değiştirilmiş yeni kitapları da yetersiz bulmuştur.

HÜKÜMETİN SEÇENEĞİ YOK

Dün bizzat kitapları alıp yaptığım inceleme şu sonucu ortaya çıkardı: Zorunlu olarak 6’ncı sınıftan 12’inci sınıfa kadar okutulan 7 kitap toplam 887 sayfa tutuyor. Aleviliğe ayrılan 6.5 sayfa yüzde 0.7’lik oranla bütün içeriğin yüzde 1’ini bile bulmuyor. Türkiye’deki Alevi kuruluşları, aralarındaki pek çok görüş ayrılığına karşılık bu konuda aynı çizgide birleşiyor. Alevi-Bektaşi Federasyonu Başkanı Ali Balkız,Hükümetin bizim temel karakterimizle ilgili tutumunu samimi bulmuyoruz. Samimi olan önce ödevini yapar. O ödev de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararını uygulamaktır” diye konuşuyor.

Türkiye’deki Alevilerin bir diğer kanadını oluşturan Cem Vakfı’nın Başkanı Prof. İzzettin Doğan da benzer görüşte. Önceki gün Tunceli’de cemevinde Cumhurbaşkanı Gül’ün yanında bağdaş kuran Prof. Doğan, “Mahkeme kararı ışığında bu dersler artık bu içerikle okutulamaz. Yapılması gereken mahkeme kararının gereğini yerine getirmektir” diyor.

Türkiye Avrupa kurumlarında kalmak istiyorsa bu kararı uygulamak, yani Zorunlu Din Ahlakı derslerinin müfredatını değiştirmek yükümlülüğü ile karşı karşıya. Soyağacı olarak Sünni geleneğin içinden gelmiş olan Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin önünde tek bir seçenek bulunuyor: Bu kararı uygulamak...

Sedat Ergin

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy48299 = 'sergin1' + '@';

addy48299 = addy48299 + 'hurriyet' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';

var addy_text48299 = 'sergin1' + '@' + 'hurriyet' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';

( '' );

48299 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->


Hürriyet - 7 Kasım 2009

Diğer Haberler

Onarılamayan yara Maraş Katliamı 46. Yılında
Honaz Alevi Köyleri
AABF’ye karşı ‘hakkını arayan’ Beyhan İpek’ten çağrı!
Ölümsüz bir analiz olarak: Büfeci İslamı - Ufuk Güldemir
Kerbela: Gerçek mi mitoloji mi?
Muharrem Orucu ve Yas-ı Matem Takiyyesi
Alevilik ve İslam farklıdır, Alevilik nedir?
12 imamlar bizden değildir
Minaresiz Camiye benzeyen Cemevleri
Metin Karataş: 'Alevilerin ibadethanesi dört duvar arası değildir!'