ANKARA (12.01.2008)- AKP'nin Hızır Paşa Sofrası dün kuruldu. Alevileri asimilasyonun bir adımı olarak kurulan sofraya; Başbakan Erdoğan, Bakan ve AKP milletvekilleri ile bürokratlar katılırken, çok az sayıda Alevi 'düşkünlüğü' tercih etti. Aleviler, asimilasyon planını bozdu.
Alevi inancının bütün değerlerini hiçe sayarak Muharrem ayı orucunu iftar şovuna dönüştüren AKP'ye, Aleviler ilgi göstermedi. Dün akşam beş yıldızlı Ankara Bilkent Oteli'nde gerçekleştirilen 'toplu' iftar yemeğinde, Aleviler dışında neredeyse herkes vardı. Yemekte konuşan Başbakan Erdoğan içi boş 'kardeşlik' nutukları çekti. Fiyaskoyu hazmedemeyen yemeğin organizatörü Reha Çamuroğlu ise, Alevilerin 'düşkünlük' çıkışını, 'engizisyon' benzetmesi yaparak karalamaya çalıştı.
Aleviler, asimilasyon planını bozdu
Aleviler Hızır Paşa sofrası olarak adlandırdıkları sofraya oturmadı. Pir Sultan'ın yolundan yürüyenler, eğilmez başlarıyla 'Dönen dönsün, ben dönmezem yolumdan' şiarıyla gösterdiği tepkisi ile AKP'nin yemeğini fiyaskoya çevirdi.
Devlet erkanı yemekte buluştu
AKP'nin iftar şovuna 279 Alevi kuruluştan Abdal Musa Vakfı, Cemevleri Birliği Federasyonu, Can Dostlar Yardımlaşma ve Kültür Derneği, Malatya Hacıbektaş Kültür Vakfı Derneği, Ehli Beyt Vakfı ile Ateş Tuğla Hacı Bektaş Derneği olmak üzere yalnızca 6 kurum geldi. Buna rağmen uzun bir davetli listesi vardı:
YÖK başkanından Türk Tarih Kurumu'nun ırkçı başkanı Yusuf Halaçoğlu'na, Diyanet İşleri Başkanı'ndan üst düzey bürokratlara, müftülerden AKP'li belediye başkanlarına, milletvekillerinden Bakanlara kadar hemen herkes salonu doldurmayı ancak başardı! Daha önce Hızır Paşa sofrasına katılacağı açıklanan ABD Büyükelçiliği maslahatgüzarı ise katılmadı.
Erdoğan takiye yaptı
İftar şovda konuşan Başbakan Tayyip Erdoğan, baştan sona takiye yaptı. 'Sevgili canlar' diye konuşmaya başlayan Erdoğan, “Mateminizi paylaşmaya değil, hep birlikte bizim matemimiz için geldik” sözleriyle, Alevilerin gönlünü kazanmaya çalıştı. Sanki, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde Karacaahmet Cemevi'ni yıkmaya çalışan kendisi değilmiş gibi.
Şair Hasan Hüseyin'in şiirinden çalıntı yaparak 'Acıyı bal eylemeye geldik' diyen Erdoğan, konuşmasını başından sonuna kadar 'birlik' mesajlarıyla süslemeye çalıştı. “Aynı kıbleye yönelen insanlar olarak” diye sürdürdüğü konuşmasında, Alevi ibadetinden bihaber olduğunu göstermekle kalmadı, Diyanet İşleri Başkanı'na teşekkür ederek inkar ve asimilasyona devam edeceklerinin mesajını da vermiş oldu. Erdoğan'ın Alevi büyükleri ile ilgili kitapları yayınladığı için teşekkür ettiği Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu'nun yemeğe cübbesiyle katılması dikkat çekti.
Çamuroğlu'ndan Alevi değerlere çamur
Yemeğin düzenleyicisi AKP milletvekili Reha Çamuroğlu, iftara katılanların Alevi dedeleri ve örgütleri tarafından 'düşkün' ilan edilmesini hazmedemedi. Çamuroğlu, "Dede midir, papaz mıdır belli olmayan engizisyon üyeleri kimi nereden kovuyorlar? Kimin bahçesinden kimi kovuyorlar? Bu asabımı bozan bir konu. Çünkü çok büyük bir saygısızlık var orada. Yani Katolik kilisesi bile çoktan terk etti bu aforoz meselesini" diyerek Hızır Paşa sofrasını savunmaya çalıştı. Diğer taraftan da Alevi kültürü ve inancını karalamaya devam etti. Çamuroğlu, "Sayın Başbakanımızın konuşmasını tekrar dikkatle dinlerseniz bunun devamı konusunda kararlılığımızı görürsünüz" diyerek, dünkü fiyaskoyla yetinmeyeceklerinin, devletlu Alevi yaratma çabalarını sürdüreceklerinin de işaretini vermiş oldu.
ATILIM - 12 Ocak 2008
ESP: İnkar edenlerin sofraları boş kalmaya mahkumdur
İSTANBUL (12.01.2008)- Ezilenlerin Sosyalist Platformu, AKP Hükümeti'nin “Alevi açılımı” olarak lanse ederek dün akşam gerçekleştirdiği 'alevi iftarı” isimli Hızır Paşa Sofrası'nı protesto etti.
Ezilenlerin Sosyalist Platformu yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi;
AKP hükümetinin “Alevi açılımı” olarak lanse ettiği programının altında egemenlerin ezilen mezheplere bakışı ve düzen içine çekme anlayışı gizlidir.
Siyasi iktidar, Alevi halkımızın demokratik taleplerini görmezden gelerek kendi asimilasyoncu zihniyetini hayata geçirmek için iftar yemeği çağrısında bulunuyor.
İkiyüzlüce ve Alevilerin meşru taleplerinin hiçe sayıldığı bir siyasi ortamda, Osmanlı’dan kalma bir zihniyetle “devşirme aleviler” yaratılmak istenmektedir. Ancak Alevi halkımız bu hesapçı oyuna gelmeyerek tutumunu net bir şekilde ortaya koymuş ve kendi öz kimliğine sahip çıkmıştır.
AKP hükümeti, oy avcılığı ve kendisinden olmayanları düzen çemberi içerisinde eriterek tek dil, tek mezhep, tek kimlik adı altında coğrafyamızın zengin kimlik ve kültürünü hegemonyası altına almaya çalışırken, zorunlu din dersleri hala okullarda baskı unsuru olarak okutulmaya devam ettirilmektedir.
Asimilasyoncu bu plan Maraş, Çorum ve Sivas’ta katliamcı yüzünü de ortaya koyarken bu katliamların hesabı sorulmamıştır. Alevi varlığını bu zamana kadar ret ve inkar edenlerin Hızır Paşa sofraları boş kalmaya mahkumdur. Bu plan işbirlikçi ve gerçek anlamda Alevi kitlelerini temsil etmeyen birkaç kurumu kapsamanın ötesinde başarı sağlayamaz.
Demokratik Alevi mücadelesi, egemen iktidara karşı yürütülecek tutarlı ve cepheden bir mücadeleyle kazanılacaktır.
Siyasi gerici odakların oy avcılığı ve Alevi kitlelerini bölme, yönetme, geleneksel devlet anlayışının günümüzdeki sahte kucaklama çağrıları teşhir edilmelidir.
Alevi halkımızın meşru hak mücadelesi, ancak resmi sunni mezhep dayatmalarının ortadan kaldırılması ve özgürce kendilerini gerçekleştireceği siyasi atılımları sağlamakla mümkündür. Alevileri, yeri geldiğinde düzen partilerinin oy deposu, yeri geldiğinde hedef tahtası haline getirmek isteyenler bu oyunun altında kalmaya mahkumdur.
ATILIM - 12 Ocak 2008