Mevlüd ORUÇ / EVRENSEL
(...) Alevilerin ve diğer inançların inançtan kaynaklanan bayramları da resmi olarak tanınmalı ve gerektiğinde inanç mensupları için tatil olabilmelidir...
Son günlerde hükümetin gündeme getirdiği “Kürt Açılımı” ya da “Demokratik Açılım” sürecini bütün güçler kendine göre yönlendirmeye çalışıyor. On yıllardır mücadelesini verdiğimiz temel hak ve özgürlüklerimizin bazılarının bakan, başbakan ve cumhurbaşkanınca ifade edilmesini çok ciddi bir şekilde önemsemekle birlikte “dağın fare doğurması” ihtimali her zaman vardır.
Çünkü bir yanda savaşta ölen, acı ve gözyaşı içinde kıvranan, yoksulluğa mahkum edilen halklar “Kürt” ya da “Demokratik Açılımın” sonuna kadar götürülmesi mücadelesini verirken.
Diğer yanda kan, gözyaşı ve ölümden beslenenler; çete-mafya, derin devlet, Ergenekon vb. gayri meşru yapılara dayananlar; sahip oldukları konumları statükonun sürmesine bağlı olanlar özgürlüklerimizi boğma ve darlaştırma uğraşı içindedirler.
Kendi emeğimizle büyüttüğümüz özgürlük ve demokrasi mücadelesinin meyvesi olan demokratik açılımı büyütmek ve hızlandırmak için etnik yapısı ve inancı ne olursa olsun bütün mağdurlarla birlikte taleplerimizi daha yüksek sesle dile getirmenin tam zamanıdır.
Bu gün silahların susması, ölümlerin durması ve kalıcı bir barış ortamı Kürt sorunu dahil ülkemizin en önemli sorunlarının çözümü için başlangıç noktasını oluşturabilir.
Bundan dolayı kim ilk adımı atacak zaaf ve kompleksine kapılmadan cesurca silahlar susturulmalıdır...
Milliyetçi bir jargonla geçmişten beri hakimiyetini sürdüren “İçte ve dışta savaş için” tabanı kin, önyargı ve hamaset ile doldurma politikaları hemen terk edilmeli, barış için de birlikte yaşam için insanın ve halkların doğasında bulunan hoşgörü, eşitlik ve özgürlüğün ön plana çıkması sağlanabilmelidir...
Vakit geçirilmeden demokratik adımlar atılmalıdır…
Türkiyeli Araplar-Aleviler olarak, hemen şimdi herkes için demokratik açılım diyerek sürece ilişkin kimi önerilerimizi sıralamak istiyoruz;
* Bütün etnik kimliklere “Ne mutlu Türküm diyene” yalanını söyletmekten vazgeçilmelidir. Evet, hepimiz Türkiyeliyiz, ama biz Arap’ız, Kürt’üz, Çerkez, Türk, Laz, Ermeni vs. yiz.
* Devlet okulunda ve dışında anadilimizi (Arapça) öğrenebilmeliyiz. Anadilimizde kamu ve özel radyo, TV, gazete, olmalıdır.
* Köy, belde, ilçe ve bütün yer isimleri için orijinaline dönüş yapılmalıdır. Örneğin yaşadığım yer Samandağ için “Saman’lı”, “Koyun’lu”, “Kuş’lu” “Mızrak’lı”, “Taşlı”, “Su’lu” vb. ucube ve suni isimler değil, “Sveydi”, “Mğeyrun”, “Ved el Cerep”, “Mışreki”, “Sabuni” vb. olarak halkımızın kullandığı orijinal isimlere resmi olarak geri dönüş yapılmalıdır.
* Devlet inançlara müdahale etmemeli, bugünkü diyanet işleri başkanlığı lağvedilmelidir. Herkes inancının gereğini yerine getirme ve inancını organize etmekte özgür olmalıdır. Heybeli Ada Ruhban Okulu ve Fener Rum Ortodoks patrikhanesinin ekümeniklik hakkı üzerindeki bütün kısıtlamalar kaldırılmalıdır. On yıllardır yurt dışında faaliyetlerini sürdüren Antakya Ortodoks ekümenik patriğinin neden Antakya’da faaliyetlerini sürdürmediği üzerinde durulmalıdır.
* Vatandaşın başörtüsü-türbanı veya eteği devletin ilgi alanı değildir. Türbanlı-başörtülü vatandaşlarda TC vatandaşlarının sahip olduğu bütün haklara ayrımsız sahip olmalıdır.
* Din hanesi nüfus cüzdanlarından tamamen kaldırılmalıdır.
* Zorunlu din dersi tamamen kaldırılmalıdır.
* Alevilerin ve diğer inançların inançtan kaynaklanan bayramları da resmi olarak tanınmalı ve gerektiğinde inanç mensupları için tatil olabilmelidir.
* Antakya ve Samandağ ve çevre beldelerde “Ğadir Hum” Bayramı Günü resmi tatil ilan edilmelidir.
* Yerel yönetimler (belediye-il genel meclisi vb.) güçlendirilmelidir. Her şeyin Ankara’dan belirlendiği bir yönetim anlayışı Türkiye koşullarına uygun olmadığı gibi antidemokratiktir...
Bütün bu hak ve özgürlüklerin herkes için güvence altına alındığı yeni bir demokratik Anayasa ve Türkiye’nin son yüzyıllık tarihiyle yüzleşmeyi sağlayacak Hakikatleri Araştırma Komisyonu, ‘Demokratik Açılım’ı somut, gerçekleşebilir ve kabul edilebilir bir proje-süreç haline getirecektir.
Mevlüd Oruç
Akdeniz Kültür ve Dayanışma Derneği
Yön. Kur. Üyesi
Samandağ-Hatay
EVRENSEL - 11.09.2009