Bakan Çelik, “Alevi-Bektaşi sorununa ve taleplerine çözümler üretmek, siyaset kurumunun görevleri arasındadır. Konu istismar edilmeyecek kadar hassas, çözümsüz bırakılmayacak kadar da hayatidir” dedi
Hükümetin himayesinde Alevi-Bektaşi sivil toplum temsilcileri ve kanaat önderlerini bir araya getiren 1. Alevi Çalıştayı’nın ardından dün de 32 akademisyenin katılımıyla 2. Alevi Çalıştayı yapıldı.
Toplantının açılışında konuşan Devlet Bakanı Faruk Çelik, “Alevi-Bektaşi sorununa ve taleplerine çözümler üretmek, siyaset kurumunun görevleri arasındadır. Konu istismar edilmeyecek kadar hassas, çözümsüz bırakılmayacak kadar da hayatidir” dedi
‘Nahoş durumlar oluyor’
Çelik’in yanı sıra aralarında Prof. Dr. Binnaz Toprak, Prof. Dr. Fuat Keyman, Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne ve Tarhan Erdem’in de bulunduğu 32 bilim adamı dün 2. Alevi Çalıştayı’nda bir araya geldi.
Çelik açılış konuşmasında, kamuoyunun “Alevi - Bektaşi açılımı” olarak değerlendirdiği ve tarihsel açıdan büyük öneme sahip çalıştayın ilkinin 2-3 Haziran’da yapıldığını söyledi.
Çelik, şöyle konuştu: “İnançlar, insanlık tarihi kadar eskilere dayanıp özünde insanlığın mutluluğunu ve huzurunu amaçlamasına rağmen, bazen de mensuplarının neden olduğu ‘nahoş’ durumların yaşanmasına neden olmuştur.
Devlet, herhangi bir dini, mezhebi, düşünceyi ya da ideolojiyi vatandaşlarına dayatmamalı. Devlet, her türden inanç sahibine de eşit uzaklıkta olmalı.”
Çelik, “Bugün tartıştığımız konu, tarihi çok eskilere dayanan, toplumumuzun sadece bir kısmını değil, tamamını yakından ilgilendiren, ancak hak ettiği oranda üzerinde çok da fazla kafa yorulmayan sosyal bir gerçekliği yansıtmaktadır” dedi.
Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tek tipleştirmeye dayalı insan anlayışı geride kalmış olmasına rağmen, hâlâ bu yaklaşımın uygulamaları sonucunda ortaya çıkan sorunları tartışmaya devam ediyor olmamız, büyük bir talihsizliktir.
Toplumumuzdaki empati ve bilgi eksikliğinden kaynaklanan, dönem dönem idarelerin yanlış uygulamaları nedeniyle bu günlere gelen Alevi-Bektaşi sorununa ve taleplerine çözümler üretmek, siyaset kurumunun görevleri arasındadır.
Basına kapalı sürdü
Konu istismar edilmeyecek kadar hassas, çözümsüz bırakılmayacak kadar da hayatidir. Çözüm konusunda başta siyasi partiler olmak üzere, herkesin, toplumumuzun bir arada yaşama refleksine uygun bir şekilde hareket etmesi, süreci daha da kısaltacaktır.”
Çalıştay Çelik’in açılış konuşmasının ardından basına kapalı olarak devam etti.
‘Hukuk mevzuatı değiştirilmeli’
2. Alevi Çalıştayı’nın kapanış konuşmasını yapan Devlet Bakanı Faruk Çelik, Alevilerin toplumsal ve siyasi taleplerinin hukuk mevzuatında bir dizi önemli değişikliği gerekli kıldığını söyledi. “Biz Aleviliğin tanımlanması çabası içinde değiliz” diyen Çelik, “Kendisini Alevi olarak gören vatandaşlarımızın dile getirdikleri ‘sorunları nasıl çözüme kavuşturabiliriz’ konusu üzerinde yoğunlaşıyoruz” dedi. Alevi toplumunun sorunlarının çözümünün zor olmadığının görüldüğünü kaydeden Çelik, “Yaptığımız Alevi çalıştayları uzun bir tarihsel ve toplumsal nedenlere dayalı sorunların çözümü için tek başına yeterli değildir. Ancak sorunun çözümü için gereken özgür ve demokratik güven ortamının geliştirilmesi açısından önemlidir” diye konuştu. Çelik, Alevilerin toplumsal ve siyasi taleplerinin hukuk mevzuatında bir dizi önemli değişikliği gerekli kıldığını da vurgulayarak şunları söyledi:
“Ancak yasal düzenlemeleri beklemeksizin idari tasarrufla çözüme kavuşacak sorunların olduğu da aşikârdır. Çünkü bu sorun siyasi olduğu kadar toplumsal bir sorundur.”
KAYNAK : MİLLİYET - GÜLAY FIRAT - İstanbul - 9.7.2009
* * *
Alevi Çalıştayı birçok sorunu çözecek
Alevilerin sorunlarının çözümü için hükümetin yürüttüğü ’Alevi-Bektaşi açılımı’ kapsamındaki Alevi Çalıştayı’nın ikincisinde konuşan Devlet Bakanı Faruk Çelik, ilk Alevi Çalıştayı’nın verimli geçtiğini belirtti.
Çelik, bilim insanlarıyla yapılacak ikinci toplantının da sorunların çözümüne yardımcı olacağını vurgulayarak, şunları söyledi: "Sorunları yok saymak demokratik mücadelemizi gölgeler. Devlet, herhangi bir dini, mezhebi ya da ideolojiyi vatandaşlarına dayatamaz. Her türlü inanca da eşit uzaklıkta olması gerekir. Konu çözümsüz bırakılamayacak kadar hayatidir."
HÜRRİYET - Asım GÜNEŞ/İSTANBUL 9 Temmuz 2009