(d. 1 Mayıs 1971 Sivas / İmranlı – ö. 2 Temmuz 1993 Sivas),
2 Temmuz 1993’te Sivas Katliamı’nda Madımak Oteli’nde yakılarak öldürülen 35 kişinin arasındaydı. Hasret Gültekin en sevilen Anadolu halk ozanlarındandı. 22 yaşında konser için gittiği Sivasta kaldığı Madımak otelinin yakılması sonucunda katledilmiştir.
Sivas İmranlı’nın Han köyünde kürt ve alevi bir ailede dünyaya geldi. Süleyman ve Hacıhanım Gültekin’in üçüncü çocuğudur. Gültekin 6 yaşında iken bağlama çalmaya başladı. Girdiği Kadıköy Maarif Koleji ve Anadolu Lisesini yarıda bırakarak müzik hayatına başladı. Aynı zamanda siyasi bir kişiliğede sahip olan Gültekin İşçi Partisi üyesiydi. Sanatçı ilk resitalini Kadıköy Moda Sineması’nda verdi ve ilk albümü “Gün Olaydı”yı 16 yaşında çıkardı. Talip Özkan'ın öğrencisi oldu. 1989 yılında çıkardığı “Gece ile Gündüz Arasında” adlı albümü ile sadece sesi ile değil bağlama ve şelpe tekniğiyle de dikkatleri çekti. Çok sayıda sanatçının albümüne müzik yönetmeni olarak imza atmıştır. 1991’de “Rüzgarın Kanatlarında” adlı bir albüm daha çıkarmıştır.
Uluslararası festivallerde Türkiye’yi temsil eden Hasret Gültekin, 1991’de Yeter Gültekin’le evlendi. Bilimsel sosyalizmi benimsedi; önce Sosyalist Parti’nin, bu parti kapatılınca da İşçi Partisi’nin çalışkan bir üyesi oldu.[2][3] Pir Sultan Abdal Kültür Festivali’ne katılmak üzere gittiği Sivas’ta, gerici bir ayaklanma sonucunda kundaklanan Madımak Oteli’nde 22 yaşında cinayete kurban gitti. Ölümünden 72 gün sonra, 13 Eylül 1993’te Roni Hasret adı verilen bir oğlu oldu.
Ölümünün ardından Kalan Müzik tarafından “Seçmeler” adlı bir toplama albümü ve 1993 yılında Yunanlı Rembetiko grubu Prosechos ile birlikte verdiği “Ege’nin iki yakası” adlı konserdeki bazı şarkılardan oluşan ve aynı adı taşıyan albüm Hasret Gültekin Kültür ve Sanat Merkezi tarafından yayımlandı.
Eserlerinden:
BU BENDEKİ CANIMA
———
Bu gece
ben giderim resmim kalır,
belli ki bir hevesim kalır,
gözüm arkada kalmaz,
Seni göresim kalır..
Sesim kalmaz,
sözüm kalmaz,
yarım kalır bir öykücük,
bozulmuş bir tılsım kalır.
Güze ulaşır vakit
kurur dallar,
ayaz kalır…
Gece çöker baykuş öter,
yaşanmamış bir yaz kalır.
Söner içimdeki yangın,
direnen kımıl, göğ ekinler,
açar güneş,
mevsim ilkbahara döner,
yemyeşil bir tınaz kalır.
Alacak renkler susar,
ortada tek “beyaz” kalır.
Çürür düzen zulüm biter,
kar altında gülüm biter,
vakit ulaşır yolum biter,
birde yasak “adım” kalır.
Toplatılır yazılarım,
yakılır dizelerim,
kurutulur gözlerim,
geride genç ölüm kalır.