Hasan KARAMAN : Aleviler ve Kimlik Sorunu

Hasan KARAMAN : Aleviler ve Kimlik SorunuAleviler yüzyıllardır egemen güçlerin inkar, imha ve asimilasyon politikalarına maruz kalmışlardır....

Hasan KARAMAN : Aleviler ve Kimlik Sorunu

Aleviler yüzyıllardır egemen güçlerin inkar, imha ve asimilasyon politikalarına maruz kalmışlardır. Osmanlının zulmünden kurtulmak için, cumhuriyetin kuruluşunu bir umut ışığı olarak görmelerine rağmen, yağmurdan kaçarken doluya tutulmak misali, ayrımcı politikalar  maalesef günümüze kadar devam etmektedir.

İlk çıkışı dönemin “ilkel sosyalizm” olan Alevilik, özgün kimliğinden dolayı sürekli egemenlerin zulmünden dolayı, muhalif direnişçi bir duruş sergilenmiştir. Bunun yanı sıra sosyal değişim ve dönüşümlere açık olan Alevilik alabildiğine derin bir hümanizm, sevgi ve hoşgörü hakim dir.

Aleviliğin çıkış noktası ne Arabistan, nede Orta Asya dır. Doğduğu yer Anadolu ve Mezopotamya topraklarıdır. “Üzüm üzüme baka baka kararır” Atasözünde anlatıldığı gibi yan yana yaşayan etnik ve dinsel kültürler birbirlerinden etkilenmiştir. Alevilikte başta Zerdüşt dini olmak üzere, Şamanizm, Manicilik, Musevilik, Hristiyanlığın ritüellerini de görmek mümkündür. Kimi çevreler Aleviliğin İslam içi bir tarikat ve mezhep olduğunu iddia etmektedirler. Buradaki amaç Aleviliği ötekileştirmektir. Yaşadığımız coğrafya da egemen din İslam olduğu için ister istemez islam dininden de etkilenmiştir. Aleviler döneminin halk önderleri olan Hz Ali ve oğlu Hüseyin zalimlere karşı mazlumların yanından saf tuttukları için onlara karşı büyük bir saygı ve sempati duymaktadırlar. Hatta Aleviliği uygarlık tarihinin başlatıcıları olan Sümerlere kadar götürebiliriz.

Aleviler 7O ler den sonra kırsaldan kente göç etmeleriyle doğal sosyolojik sonucu bir kimlik bunalımı geçirmişlerdir. 12 Eylül askeri darbesi ve 82 anayasasına giren “zorunlu din dersinden sonra bu bunalım doruğa ulaşmış Alevilerde bir savrulma yaşanmıştır. Başta CHP olmak üzere sol Alevileri hazır bir potansiyel ve oy deposu olarak görmüşleridir. Maraş, Sivas ve Gazi katliamları, Alevileri oy deposu gören CHP nin iktidar ve iktidar ortağı olduğu dönemlerde yapılması bir tezattır. Sosyalist sola baktığımızda kadrosunun büyük çoğunluğu alevi gençlerinden oluşmuştur. Maalesef sosyalist sol da dine kaba materyalist bir anlayışla baktığı için Alevilerin sorunlarına çözümler getirememişleridir.Yani aleviler gerçek manada kendi kimlikleri ve dinsel özgürlükleri için bir şey yapmamışlardır. 93 deki Sivas katliamından sonra aleviler kendi kendilerini sorgulayıp “ben kimim? Devlet benden vergi alıyor, bana askerlik yaptırıyor. Ama benim kimliğimi ve inancımı tanımıyor. Verdiğim vergiler inancımdan olmayan bir diğer inanca hizmet ettiği diyanet işleri bakanlığına gidiyor” sorusunu yöneltmişleridir. Bundan sonra adeta bir alevi rönesansı yaşanmış yüzlerce alevi dernek, vakıf kurulmuştur. Kurulan bazı dernek ve vakıflar Aleviliğin direnişci - devrimci kimliğini özünden boşaltıp, Aleviliğin kültürel, felsefi sosyal olgusunu bir kenara bırakmış, Alevilik demokratik çağdaş özünden uzaklaştırılıp, sadece dinsel yönü öne çıkarılmıştır. Devletten daha devletçi olan bu çevreler, kendilerine “laik cumhuriyetin bekçileri” misyonunu  biçmişleridir. Hatta kimi çevreler Diyanet te Alevilerin temsil edilmesini ve dolayısıyla Alevilere de bütçeden pay verilmesini istiyorlar. Kendilerine “laik” diyen bu çevreler şunu onutuyorlar;  gerçek anlam da  demokratik – laik ülkelerde devletin dini olmaz, bireylerin dini olur.

Son günlerde kamoyunda sözümona AKP nin Alevi açılımı tartışıyor. Siyasal iktidar dostlar pazarda görsün misali Alevilere iradeleri dışında bir elbise giydirmek istiyor.Başbakan Tayip Erdoğan İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanıyken kaçak olduğunu iddia ederek Karacaahmet cem evinin bir bölümünü yıkmak istemiş, Alevilerin ibadet yerleri olan cem evlerinin bir ulema edasıyla “cümbüş evi” görmesi , Alevileri ve satanistleri aynı kefeye koyan bir zihniyet Alevilerin sorunlarını çözmeleri beklenemez. buradaki amaç Alevileri Sünnileştirmek  ve asimile etmektir. AKP gerçekten Alevilerin sorunlarını çözmek istiyor ve samimi ise türban yasağının kalkması için harcadığı enerjisinin yarısını Alevilere zorla dayatılan zorunlu din dersini kaldırılması, alevi kimliğinin anayasal güvenceye alınması, cem evlerinin yasal statüye kavuşturulması, diyanet işleri bakanlığının lağvedilmesi veya tüm dinsel kültürlere eşit bir mesafede durması, madımak otelini “bir utanç” müzesine dönüştürmesi” !

Maraş, Çorum, Sivas, Malatya, Gazi vb. katliamların ardındaki karanlık güçleri açığa çıkarıp adaletin tescil edilmesi, Üniversiteler de Alevi enstitülerin kurulması, devlet televizyonunda 12 imam ve Hızır oruçları döneminde TRT,  Alevilerin çatı örgütü olan Alevi – Bektaşi Federasyonunun  hazırladığı dinsel-kültürel programlar yapmalarına olanak verilmeli, belediyeler imar planını yaparken Alevileri de göz önünde bulundurmalı, talep olduğu taktirde alevi kurumların denetiminde cem evleri yapmalı, 12 Eylül dönemimden alevi köylerine yaptırılan camiler cem evine dönüştürülmeli vs….

Sonuç olarak Alevilik sorunu da Kürt Sorunu gibi kimlik talepli bir sorundur. Bu sorun “kınalı keklikleri” muhatap alarak çözülemez. Meşru demokratik alevi kurumaları ve kanaat önderleri muhatap alınarak, demokratik  bir zeminde siyasal yöntemlerle çözülür.

HASAN KARAMAN
İnsan Hakları Savunucusu
13 Ocak 2008 - Alevi Haber
www.alevihaber.com

Makale Haberleri

Ölümsüz bir analiz olarak: Büfeci İslamı - Ufuk Güldemir
Ali mi Aleviliği, Alevilik mi Ali'yi yarattı?
Şebnem Korur FİNCANCI yazdı: Aralık 78
Alevi düşmanlığı yapan Rabia Mine'ye PSAKD yöneticisinden cevap
Din ortaklığının kitle kontrol silahı : Korku