Eski Bakan Güneş, Maraş Katliamı’nın dönemin hükümeti tarafında engellenmediğini dile getirdi
Maraş Katliamı 28 yıl sonra değişik vesilelerle anılıyor. Dönemin tanıkları ve olayları bizzat takip edenler, katliamın nasıl tezgahlandığına dair deneyimlerini ve fikirlerini aktarıyor. Devrimci 78’liler Federasyonu’nun önceki akşam düzenlediği “Maraş Katliamı ve Gerçekler” panelinde de, katliamın arkasındaki güçler ve katliamla nelerin hedeflendiği tartışıldı. Panele katliam sonrası İçişleri Bakanı olan Hasan Fehmi Güneş, olayın tanığı öğretmen Durdu Gevher, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Kazım Genç, Çağdaş Hukukçular Derneği eski Başkanı Hüseyin Yüksel Biçen ve Devrimci 78’liler Derneği Genel Başkanı Ruşen Sümbüloğlu katıldı.
Sümbüloğlu, Zaman gazetesinin kendileriyle görüştüğünü ve Maraş Katliamı’nın CIA, kontrgerilla tarafından yapıldığını gazeteye anlattıkları kaydederek, gazeteden kendilerine “Ökkeş Kenger (Şendiller) ile görüşür müsünüz?” teklifi geldiğini anlattı. Kenger katliamın sanıklarından olduğu için bu öneriyi kabul etmediklerini aktaran Sümbüloğlu, gerçekleri açığa çıkarmak için paneli yapmaya karar verdiklerini dile getirdi.
‘Maraş toplumun yüzkarasıdır’
Katliamdan sonra dönemin Başbakanı Bülent Ecevit tarafından İçişleri Bakan yapılan Hasan Fehmi Güneş, Maraş Katliamı’nın “utanç verici, aşağılık bir olay” olduğunu söyledi. Güneş, katliamın üzerinden 28 yıl geçtiğini ve resmi açıklamalarının dışında Maraş Katliamı ile ilgili ilk kez konuştuğunu kaydetti. İçişleri Bakanı olduktan sonra kentte emniyet müdürlüğünü tekrar yapılandırdıklarını ve olayın örtbas edilmemesi için ‘elinden geleni’ yaptığını aktaran Güneş, Maraş olaylarını özel olarak incelemeye tabii tuttuklarını söyledi. Maraş Katliamı’ndan ders çıkarılmadığını kaydeden Güneş, öncesinde de sonrasında da provokasyonların sürdüğünü ifade etti. Malatya, Amasya, Tokat ve Adıyaman’da benzer girişimler olduğunu kaydeden Güneş, saldırıların Alevi ve solculara yönelik yapıldığını hatırlattı. Belli bir hedefi olan ve planlı örgütlenen katliamın ortaya çıkarılması için yargı sürecini başlattıklarına işaret eden Güneş, süreci yakından takip ettiğini, Ecevit’in de her gün kendisinden bilgi istediğini belirtti.
Hükümetin zaafı
“Maraş olayında yeterli olduk mu” diye soran Güneş, dönemin hükümetinin katliamı önleyebilecek güce sahip olduğunu aktardı. Güneş, ciddi bir devlette böylesi katliamların engellenmesinin mümkün olduğunu, hükümetin ‘kötü yönetimi nedeniyle’ katliamın durdurulamadığını söyledi. “Ben de hükümetin üyesiydim. Maraş’ta bu tür hareketlerin olacağı sinyalleri geliyordu” diyen Güneş, müdahale edilmediğinin altını çizdi. Güneş, katliam planının gizli yapılmadığını, aslında ‘ciddi bir istihbaratla ortaya çıkarılabileceğini’ de dile getirerek, kendisinden ‘bilgi saklandığını’ ifade etti. O dönemde MİT’in kendisinden ‘istihbarat esirgediğini’ söyleyen Güneş, ‘bu yüzden MİT’ten bilgi almak yerine kendilerine bağlı polis istihbarat okullarını faal hale getirdiklerini ve yenilerini açtıklarını’ kaydetti.
Ötekileştirme politikası sürüyor
PSAKD Başkanı Kazım Genç de asimilasyon, tek dil, tek din, tek millet zorlamalarının katliamlara yol açtığını söyledi. Genç, son 10 ayda ötekileştirme politikalarının tekrar harlandığının altını çizdi.
Avukat Hüseyin Yüksel Biçen ise Alevilerin öz kimlikleriyle devrimci de olduklarını, bu nedenle hedefine konulduklarını aktardı. Bugün birilerinin Alevileri bölmeye çalıştığına dikkat çeken Biçen, resmi ideolojinin Alevileri kendilerine benzeterek Maraş’ı unutturmaya çalıştığını dile getirdi.
Maraş olayları sırasında Maraş’ta öğretmenlik yapan Durdu Gevher de Maraş Katliamı’nın bir öfke patlamasıyla değil planlı bir şekilde yapıldığını dile getirdi.
(Ankara/EVRENSEL) - 31 Aralık 2007