Hasan CEMAL : Alevi iftarıyla kaçan fırsat

Hasan CEMAL : Alevi iftarıyla kaçan fırsat...Gerilimden medet ummak yerine, diyalog kapıları açalım!Türkiye'nin sorunları arasında...

Hasan CEMAL : Alevi iftarıyla kaçan fırsat...

Gerilimden medet ummak yerine, diyalog kapıları açalım!

Türkiye'nin sorunları arasında bir de Alevi sorunu var mı? Elbette var.

Kökleri çok eskiye, tarihimizin derinliklerine gider Alevi meselesinin.

Son derece hassas bir konudur.

Duyarlıkla ele alınması gerekir.

Bu topraklarda dertleri çok fazladır Alevilerin. Kendilerini doğrudan ilgilendiren hak ve özgürlüklerin bazı açılardan kısıtlandığını, kendilerinden esirgendiğini çok uzun yıllardır savunurlar.

Sonuna kadar da haklıdırlar.

Devletten beklentileri vardır.

Ama bir türlü gerçekleşmemiştir bu haklı beklentiler. Alevi vatandaşlarımızın, laikliğin de gereği olan devlete dönük istekleri bugüne kadar karşılanmamıştır.

Oysa, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda demokrasi yazıyorsa, laiklik yazıyorsa, o zaman Alevilerin hak ve özgürlük taleplerinin bunca zamandır çoktan karşılanması gerekiyordu.

Ama karşılanmamıştır.

Bu açıdan gelip geçmiş siyasal iktidarların kayıtsızlığı, ister istemez Alevi vatandaşlarda tepkiye, rahatsızlığa yol açmıştır.

Belki daha kötüsü, içinde yaşadıkları devlet ve toplum düzenine karşı bir dışlanmışlık duygusunun uç vermesi ve bir 'yabancılaşma'nın gitgide güçlenmiş olmasıdır.

Bugün işbaşındaki AKP hükümetinin, Alevi sorunuyla ilgili olarak daha duyarlı olacağının işaretlerini verdiği söylenebilir. Ancak, somut olarak yapılanlar yeterli olmaktan uzaktır.

Bir başka deyişle:

Alevi vatandaşların haklı yakınmaları bugün de sona ermiş değildir.

Ama bu arada AKP hükümetiyle birçok Alevi vakıf ve dernekleri arasında yaşanan Alevi iftarı olayının üzerinde özellikle durmakta yarar var.

Türkiye'de bir başbakan, Tayyip Erdoğan, ilk kez bir Alevi iftarına katılma kararı aldı. Bu girişim, siyasal çevrelerde AKP'nin Alevi açılımı olarak değerlendirildi.

AKP'nin Alevi milletvekili Reha Çamuroğlu tarafından düzenlenen iftar daveti cuma akşamı Başbakan Erdoğan'ın ve birçok AKP'linin katılımıyla gerçekleşti.

Ama ne var ki Alevi katılımı son derece sınırlı kaldı. Alevi kuruluşlarının ezici çoğunluğu davete uzak durdu.

Olabilir.

Bazı gözlemlerimi belirtmek istiyorum.

Bir kere Alevi toplumunun kendi içinde ne kadar bölünmüş ve çok parçalı olduğu gerçeği gözler önüne bir kez daha serildi.

İkinci nokta:

Alevi kuruluşları arasında, sınırlı da olsa, bazı bakımlardan son derece bağnaz ve demokrasi kültürüyle hiç de bağdaşmayan katı bir zihniyet kendini belli etti.

Rahatsız ediciydi bu durum.

Sünni itikadına sahip bir Başbakan'ın, üstelik ilk kez bir Alevi iftarına katılıyor olması, ülkemizde barış açısından önemsenmesi gereken bir jestti.

Uzatılan el sıkılmalıydı.

Böyle bir toplantıya katıldıktan sonra, uzatılan el sıkılırken, bugüne kadar esirgenmiş olan Alevi istekleri bir kez daha dile getirilebilirdi.

Olmadı.

Yazık oldu diye düşünüyorum.

Diyalog kapıları açılmalı.

Türkiye'nin buna ihtiyacı var.

İftar davetinde Başbakan Erdoğan'ın yaptığı konuşmadaki bir cümlenin altını özellikle çizmek istiyorum:

"Tüm mesele kendi doğrularımızı başkalarına dayatmamaktır."

Bunu yapabildiğimiz ölçüde huzur ve barış yakalanabilir bu topraklarda da...

Gerilimden medet ummayalım.

İyi pazarlar!

Hasan CEMAL 

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy57052 = 'h.cemal' + '@';

addy57052 = addy57052 + 'milliyet' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';

var addy_text57052 = 'h.cemal' + '@' + 'milliyet' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';

( '' );

57052 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->


13 Ocak 2008 - MİLLİYET

Makale Haberleri

Ölümsüz bir analiz olarak: Büfeci İslamı - Ufuk Güldemir
Ali mi Aleviliği, Alevilik mi Ali'yi yarattı?
Şebnem Korur FİNCANCI yazdı: Aralık 78
Alevi düşmanlığı yapan Rabia Mine'ye PSAKD yöneticisinden cevap
Din ortaklığının kitle kontrol silahı : Korku