İSTANBUL (01.11.2007)- İstanbul Halkevi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından suya ve toplu taşımaya yapılan zamların iptal edilmesi için dava açtı.
İstanbul Bölge İdare Mahkemesi önünde yapılan basın açıklamasında konuşan İstanbul Halkevi Başkanı Oya Ersoy, dikkatlerin sınır ötesi operasyona çevrildiği bu dönemde AKP'li belediyelerin fırsatçılık yaptığını belirtti.
Suya yüzde 134, ulaşıma yüzde 50'ye varan zamların, AKP hükümetinin halk düşmanlığını ortaya koyduğunu söyleyen Ersoy, suya yapılan zammın özellikle geniş ve yoksul aileleri vuracağını ifade etti.
Ulaşım giderlerinin asgari ücretin dörtte birine denk geldiğine dikkat çeken Ersoy, 'aktarma iki saate çıktı" diye lanse edilen uygulamanın aslında yüzde 50 oranında zam olduğunu kaydetti.
Ersoy, "AKP'li Kadir Topbaş'ın yangından mal kaçırır gibi yaptığı örtük ve kademeli zamlar derhal geri çekilmeli" dedi.
1 Kasım 2007 - ATILIM
İstanbul Halkevleri Su ve Ulaşım Zamlarına Karşı Eylemde
Halkevleri İstanbul şubeleri bugün yaptıkları eylemle suya ve ulaşıma yapılan zamları protesto etti. Yenibosna Adliyesi önünde toplanan Halkevciler burada bir basın açıklaması yaptıktan sonra Belediye aleyhine su ve ulaşım zamlarıyla ilgili dava açtılar.
01 Kasım 2007 günü Yenibosna adliye binası önünde toplanan Halkevciler İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın son günlerde ülkedeki gerilimden yararlanarak araya sıkıştırmaya çalıştığı zamlara tepki gösterdiler.
Fırsatçı Topbaş’a adeta gözümüzden kaçamazsın diyen Halkevleri, belediye aleyhine de bir dava açarak suya ve ulaşıma yapılan zamların geri çekilmesini istediler. Konuyla ilgili adliye önünde basın açıklaması yapan İstanbul Halkevi Şubesi Başkanı Oya Ersoy “AKP’li Belediyeler İstanbul’da yoksula yaşama şansı bırakmıyor” dedi.
Ersoy “Yeni su tarifesinde en ucuz fiyattan su kullanabilmek için 4 kişilik bir aile kişi başına 83 litre kullanması gerekiyor oysa bir insanın sağlıklı yaşayabilmesi için günde ortalama 150 litre su tüketmesi gerekir” dedi. Ulaşıma da yapılan zamlara değinen Ersoy “bu hafta başında uygulamaya geçen ulaşım zammına göre halk toplu taşıma aracına ilk iki binişte %49,6 zamlı fiyat ödeyecek.” Dedikten sonra açıklamasını “ bugün burada her iki zammın iptali için dava açıyoruz. Kadir Topbaş’ı uyarıyoruz, zamları derhal geri çekin. Yerel seçime kadar unutulur diye yaptığınız zamları unutturmayacağız.” diyerek açıklamasını bitirdi.
Halkevleri Basın Merkezi
01 Kasım 2007
Akp’li Belediye Fırsatçılık Yapıyor! Temel İhtiyaçlarımız Su Ve Ulaşıma Yapılan Zamlar Geri Çekilsin!
Basına ve Kamuoyuna,
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı önce bugünden itibaren yürürlüğü girmek üzere suya %134’e varan oranda zam yaptı, ardından da ulaşıma yaklaşık %50 oranında zam yaptı.
Dikkatlerin savaş kışkırtırcılığıyla birlikte sınır ötesi operasyon ve çatışmalara çevrildiği bu dönemde AKP’li belediyeler alttan altta yaptığı zamlarla fırsatçılık yapıyor!
1999 Gölcük depreminin acıları henüz tazeyken meclisten Sosyal Güvenlik yani mezarda emeklilik yasasının jet hızıyla geçirilmesi gibi, biz enkaz altında yitirdiklerimizi ararken deprem vergisi adı altında tüketim vergilerini artırdıkları gibi. Şimdi hala 5 YTL’lik telefon faturasını vergilerle birlikte 25 YTL olarak ödüyoruz. Depreme hazırlık için ne yapıldığını, toplanan paraların ne kadarının harcandığını ise sormaya bile gerek yok.
Son dönemde yaşanan gelişmeleri fırsat bilerek sudan sonra ulaşıma yapılan zamlar, AKP’nin halk düşmanlığını apaçık ortaya koyuyor.
Bir yandan da usta habercilik anlayışıyla yapılan zamlar gizleniyor. Ulaşımda “aktarma iki saate çıktı”, su zammında “zam dar gelirliyi etkilemiyor” gibi haberlerle zamlar gizlenmeye çalışılıyor.
Suda ve ulaşımda yapılan zam oranlarının karmaşıklığı, yapılan zammın da üstünün örtülmesine yarıyor. Oysa karmaşık hesapların altında yatan gerçek, genel seçimlerin geçmesini fırsat bilen AKP’li belediyenin halkın sırtına daha fazla yük bindirmesidir.
Zam yoksulları vuruyor.
Suya yapılan %134 zam suyun özelleştirilmesi sürecinin önünü açmayı hedeflemektedir. İSKİ su zammına gerekçe olarak yatırım giderlerini göstermiş, zammın dar gelirlileri etkilemeyeceğini söylemişti. Oysa yeni su tarifesinde en ucuz fiyattan su kullanabilmek için dört kişilik bir ailede kişi başına 83 litre, altı kişilik bir ailede kişi başına 55 litre su tüketimini aşmamak gerekiyor. Oysa bir insanın sağlıklı yaşayabilmesi için gereken su tüketimi günde ortalama 150 litredir.
Zam, en fazla 4 kişinin yaşadığı zenginlerin evlerini değil, 6-10 kişi birlikte yaşamak zorunda kalan yoksulların evlerini vuruyor.
Hesaplar, 5 kişilik bir ailenin aylık 20 metreküpten fazla su harcadığı düşünüldüğünde zamdan aslan payını evsel tüketimin aldığı, evsel tüketimin işyerleriyle aynı zam oranından etkilendiği görülmektedir. Yeni tarifeye göre çağdaş bir insanın sağlıklı yaşayabilmesi için tüketmesi gereken su miktarı lüks tüketim olarak kabul edilmiş ve fahiş miktarda zam yapılmıştır.
AKP’li belediye, yoksullara İstanbul’da yaşama şansı bırakmıyor!
Temmuz 2006’da Kadir Topbaş’ın “Toplu ulaşımda devrim: her yere, her araca tek bilet” sloganıyla yürürlüğe konulan uygulama 22 Ekim tarihli gazetelere “aktarma iki saate çıktı” haberiyle gizlenen zamla, ulaşıma yapılan %50 oranındaki zamdır.
Bugünden itibaren geçerli olacak su tarifesinin ardından, bu hafta başında uygulamaya geçen ulaşım zammına göre halk toplu taşıma aracına ilk iki binişte yüzde 49,6 zamlı fiyat ödeyecek.
4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının 2 bin 240 YTL, asgari ücretin brüt 585 YTL olduğu günümüzde, insani gelişmişlik düzeyine göre gelirin %6-7’si ile sınırlı olması gereken ulaşım giderleri, asgari ücretin dörtte birine ulaşarak, yoksulun belini büken gider kalemini oluşturmuştur.
Enflasyonu tek haneli rakamlara indirmekle övünen AKP hükümetinin, memura %2+2 oranında, 2008 yılı bütçesine göre asgari ücrete sadece %6 zam yapmasının ardından, AKP’li İstanbul Büyükşehir belediyesinin en temel insani ihtiyaçlardan olan su ve ulaşıma yaptığı fahiş zamlar kabul edilemez.
Halkevciler olarak diyoruz ki;
Kademeli zam tarifesi uygulayarak halkı kandırmaya uğraşan belediye, tüm halka temiz, ulaşılabilir su, yine güvenli, ulaşılabilir ulaşım hizmeti sağlamakla yükümlüdür.
AKP’li belediyenin bu yeni liberal saldırısı, su ve ulaşımın uluslar arası tekeller için cazip kar kapısı haline getirme projesinin bir parçasıdır. Çağımızın altını haline gelen su ve ulaşım sermayenin insafına terk edilemez.
AKP’li Kadir Topbaş’ın yangından mal kaçırır gibi yaptığı örtük ve kademeli zamlar derhal geri çekilmeli, halk temiz su ve insani ulaşım hizmetinden mahrum bırakılmamalıdır.
Bu gün burada her iki zammın iptali için dava açıyoruz. Kadir Topbaş’ı uyarıyoruz. Zamları derhal geri çekin! “Yerel seçimlere kadar unutulur” diyerek yaptığınız zamları unutturmayacağız!
Oya Ersoy
İstanbul Halkevi Başkanı
01 Kasım 2007