(...) Bizi Birbirimizden kopartmak için kullandıkları ikinci unsur ise Aleviliktir. Aslında hepimiz neredeyse aleviyiz. Aleviliğin temel felsefesinde Hz.Ali ve Ehl-i beyt vardır. Kim sevmez Hz.Ali ve Ehl-i Beytini, mümkün mü? Peygamberimizin damadı ve torunlarının babası sevmemek mümkün mü? Aslında mesele neydi, mesele toplumu birbirine düşürmek." diye konuştu...
TTK Başkanı Prof. Dr. Halaçoğlu: "Parlamentolar Yargıçlık Yapamaz, Onlar Yasa Çıkarır"
Türk Tarih Kurumu (TTK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, ''Parlamentolar yargıçlık yapamaz. Onlar yasa çıkarır.'' dedi.
Halaçoğlu, Iğdır'da Bahu Düğün Salonu'nda düzenlenen konferansta, batının geçmişte kurduğu engizisyon mahkemelerinde dünyanın döndüğünü iddia edenlere ''hayır dönmüyor'' denilerek işkence yapan bir zihniyete sahip olduğunu ifade ederek, Avrupa'da bu zihniyetin bugün de devam ettiğini söyledi.
İnsan hakları ve demokrasinin, batılılar tarafından ne kadar samimi şekilde uygulandığının tartışılabileceğini ifade eden Halaçoğlu, şunları kaydetti: ''Batı parlamentolarında, sözde soykırım iddiaları kabul ediliyor. Halbuki demokrasi ile yönetilen ülkelerde, parlamentolar yasa çıkarır. Yargıçlık görevine soyunmazlar. Maalesef bugün soykırım iddialarını kabul edenler, kendilerini yargıç yerine koyarak bu görevi işlemişlerdir.''
Yasa çıkaran parlamentoların, yargıçlık yapamayacağını ancak Almanya, İsviçre, Fransa ve Belçika parlamentolarının, sözde Ermeni Soykırımını onayladıklarını ifade eden Halaçoğlu, ''Yargıçlar suçladıkları insanları dinlerler. Bu ülkeler hiçbir Türk'ün savunmasını almamıştır. Onlara 'savunmanızı yapın,sizi bu şekilde suçluyorlar' dememişlerdir.'' diye konuştu.
"Soykırım bir hukuki terimdir ve 1954 yılından beri uygulanmaya başlanmıştır. 1948'de kelime olarak ortaya çıkmıştır ve anlamı şudur; bir topluluğun bir gurubun devleti yönetenler tarafından yok edilmek kasdıyla bir gurubunun veya bir kısmının öldürülmesi katledilmesi veya kısırlaştırılması veya psikolojik baskı uygulamak yoluyla sindirilmesi. Bunlar soykırıma girer. Bu konuyu değerlendirecek olan tek bir merci vardır o da hukuktur. Hal böyle iken batı dünyasında sürekli olarak parlamentolarda soykırım yasasının kabul edildiğini görüyorsunuz. Bu karar siyasi bir nitelik taşıyor, burada bir defa Avrupa ve batı parlamentoları tümüyle sınıfta kalmıştır." dedi.
Ermenilerin, tehcir öncesinde 21 yerde ayaklanma çıkardığını, bu ayaklanmalarda 122 bine yakın Türk'ün şehit olduğunu kaydeden Halaçoğlu, Batının demokrasi konusunda sınıfta kaldığını ifade ederek şöyle devam etti: ''Batı, Irak'ta insanlar ölürken susmuştur ve hala susuyor. Batı, neden bu insanların ölümünü kınamamıştır? İsrail, Beyrut'ta 2 asker için çoğunluğu çocuk olan yüzlerce insanı öldürmüştür. Neden bunu kınamamışlardır? Batı 1.5 milyon Ermeni'nin sözde soykırım yalanıyla öldüğü iddialarına inanıyor ve 'onların malı, mülkü ne oldu?' diye soruyorlar, Avrupa'dan ve Kafkasya'dan gelen 5 milyon Müslüman Türk'e ait mal ve mülkün ne olduğunu sormuyorlar. İşte batının çifte standartlarından birisi de budur.''
Yusuf Halaçoğlu, "Geçenlerde kendilerini gizleyen, kendilerini Kürt , Kürt-Alevi olarak gösteren birtakım Ermeniler hala Anadolu'da yaşıyor demiştim. Büyük bir tepki doğdu nedense. Çünkü yanlış aktardılar. Anadolu'dan gitmemek için kendilerini Kürt hatta Kürt Alevi gibi gösteren gizli Ermeniler var dedim. Bunu söylerken birtakım belgelere dayanarak söyledim. Amerikan arşivlerinde araştırma yaparken ne kadar Ermeni'nin hayatta kaldığını araştırıyorduk. Arşivleri araştırırken birtakım belgelere rastladık. Hemde Ermenilerin hazırladıkları belgelere rastladık. Listeler hazırlamışlar, nerede oturduklarına, kaldıkları yerleri, isimleri, aşiret isimlerine varıncaya kadar vermişler. Türkiye'de Kürt Türk Çatışması meydana getirmeye çalışanların tekerlerine bir taş idi bu sözler. Türkler veya Kürtler bin yıldır beraber yaşıyorlar, birbirlerine kız alıp kız vermişler, içi içe girmişler. Aşiretler öylesine kaynaşmış ki, kendisini Kürt bilen Türk aşiretleri var. Böylesine iç içe geçmiş insanları nasıl birbirine düşürüsünüz? Bizi Birbirimizden kopartmak için kullandıkları ikinci unsur ise Aleviliktir. Aslında hepimiz neredeyse aleviyiz. Aleviliğin temel felsefesinde Hz.Ali ve Ehl-i beyt vardır. Kim sevmez Hz.Ali ve Ehl-i Beytini, mümkün mü? Peygamberimizin damadı ve torunlarının babası sevmemek mümkün mü? Aslında mesele neydi, mesele toplumu birbirine düşürmek." diye konuştu.
Halaçoğlu ayrıca, Avrupa'da Osmanlı'dan kalma 22 bin eser bulunduğunu belirterek, bu eserlerden 20 bin tanesinin yıkılarak yok edildiğini sözlerine ekledi. (Cihan Haber Ajansı)
CHA - 15 Kasım 2007