Dünyanın bu kadar adaletsiz ve acılar içinde dönmesinin en büyük nedeni şüphesiz en önemli insan hakkı olan bu ilkenin işlemiyor olmasıdır... Oysa dünya düzeni bu ilke etrafında dönüyor olsaydı sahte cennetlere özlem duyulmayacaktı... İşte buda dinin kullanılarak insanın sömürülmesini ortadan kaldırırdı... Dünyanın düzeni ataerkil döneminden beri hak eşitsizliği üzerinden yürüse dahi eşitlik, adalet kavgası da o zamandan beri sürüyor... Kah yenilerek, kah zaferler elde ederek... Yüzyıllardır Anadolu ve Mezopotamya'nın kadim inanışı olarak birçok halkların sahiplendiği alevi inancının günümüz Türkiye'sinde hala varlık ve eşitlik kavgası veriyor olması tarihin en büyük utançları arasında ilk sıralardadır!
Alevilik inancında kulluk yoktur, CAN vardır
Yüzyıllardır süre gelen ve en yakın tarihi 12 Temmuz '93 de Sivas Madımak olan alevi katliamları, her dönemde iktidarda olan devlet erkinin desteği ve kışkırtmasıyla gerçekleşmiştir. Özünde büyük bir hümanizmi, sevgiyi, eşitliği ve adaleti taşıyan alevilik felsefesi aynı zamanda zulme ve zalime karşı direnmeyi temel insan hakkı olarak görür. Bir çiçeği dahi incitmez arının da hakkını ararken, zalimin talim ettiği yola minnette eylemez!
Çünkü alevilik inancında kulluk yoktur, CAN vardır. Yaradan yaradılanda var eder kendini. Bu nedenle -ikilik- yoktur. Enel -Hak der Tanrı'yı insanda yansıtır. Gerçeğe hü çeker, adaletsizliğe geçit vermez... Bu yüzden ki aleviler sömürü düzeninin ayağına bağ olurlar. Bu yüzden Osmanlı'dan bugüne ‘’Türk-İslam Sentezi’’ ırkçılığı ile yol alan coğrafya da alevilere düşmanlık beslenir, körüklenir. Bugün hala onca yaşanan yaşatılana rağmen Türkiye' de alevilerin oturduğu evlerin işaretlenmesi ve bunu yapan 'münferitlerin' tespit edilememesi, bu düşmanlığın ürünüdür!
Kuşaklar yetişti, kökler salındı
1960'larda Türkiye'den, başta Almanya olmak üzere Avrupa' ya 'misafir işçi' statüsüyle başlayan göçün içinde gerek ekonomik, gerek politik nedenlerle aleviler de çoğunluktaydı. Misafir olarak gelinen el toprakları zamanla göçmenlerin ikinci yurdu oldu. Kuşaklar yetişti, kökler salındı. Elbette göçmen olarak Avrupa'ya gelen alevi toplumu yerleştiği ülkelere, kentlere inançlarını, değer ve geleneklerini taşıdılar. Giderek birlikte, dayanışma içinde olmayı, örgütlü hareket etmeyi öğrendiler ve bugün tüm Avrupa'da, Alevi Birlikleri Konfederasyonu'nu oluşturmayı başardılar. Bu çok uzun ve soluklu bir mücadelenin, yoğun emeğin, kararlılığın, var olma kavgasının verdiği haklı coşkunun ürünüdür. El kapısı, gurbet derken zamanla ikinci yurt olan Avrupa ülkeleri arasında en başta gelen Almanya'da alevilerin örgütlü mücadelesi tam 30 yıldır sürmektedir.
AABF 30. Yılını kutlamanın coşkusunu yaşıyor
Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu 30.Yılını kutlamanın coşkusunu yaşarken aleviler adına çok önemli gelişmelere, zaferlere imzasını atıyor. AABF, Almanya'da yeni bir kazanım elde ederek bir 'hak eşitliği' anlaşması imzaladı. AABF ile Almanya’nın Rheinland-Pfalz Eyaleti arasında, 9 Nisan 2019 tarihinde Mainz Büyük Şehir Belediyesi'nde , eyalet başbakanı, parlamenterleri ve Mainz Büyük Şehir Belediye Başkanı'nın katıldığı resepsiyonda hak eşitliği anlaşması imzalandı. AABF halk eşitliği anlaşmalarının ilkini 2012 yılında Hamburg Eyaleti ile imzalamıştı. 2013 yılında ikinci hak eşitliği anlaşması Niedersachen Eyaleti ile imzalandı. Üçüncü hak eşitliği anlaşması, 2014 yılında Bremen Eyalet Hükümeti ile imzalandı. Ve nihayet hak eşitliği anlaşmalarının dördüncüsünü 9 Nisan 2019 tarihinde Rheiland Pfalz Eyaleti ile imzalandı... Kendi yurtlarında, kadim inanışlardan olan, her öğretisinde motif motif Anadolu ve Mezopotamya kokan alevilik inancının ana yurdunda hala var olma savaşı verirken 'el topraklarında' eşit hak, hakkını kazanması hem buruk bir acıdır hem mutluluk veren bir onur!
Acıdır çünkü yeşerip filizlendiği kendi öz yurdunda hala ötekileştirilen, düşmanlık gören, katliamların sorumlularını arayan, tüm varlığına rağmen varlık mücadelesi veren aleviler buna karşılık sonradan yurt edinilen Almanya'da eşitliğini parlamentoda yasallaştırabildiler. Onurdur çünkü büyük mücadeleler sonucu bu önemli hakkı kazanıp zaferle taçlandırdılar.
Bu önemli ve değerli kazanım örgütlü mücadelenin ürünüdür
Şüphesiz bu önemli ve değerli kazanım örgütlü mücadelenin ürünüdür. Bu anlaşmalar Almaya'da alevi toplumunun inancı, felsefesi, kültürü ile kabul görülmesi, yasalar tarafından korunmasıdır. Son anlaşmanın imzalandığı Rheiland Pfalz Eyalet'inde artık okullarda alevilik dersi işlenebilecek akademik düzeyde de üniversitelere alevilik girecektir. Tüm Avrupa'lı alevilere bu büyük kazanım kutlu olsun.
Banu Güdenoğlu