Hacı Bektaş Postnişini Hüseyin Hürrem Ulusoy, Hacı Bektaş Dergahı'nın Alevilerin inanç merkezi olarak resmen tanınmasını talep etti. Bir dizi konferansa katılmak üzere Almanya'ya gelen Ulusoy Milliyet'e verdiği demeçte, devletin din işini cemaatlere bırakmasını, dinsel inanç, ibadet ve vicdan özgürlüğünün tam olarak sağlanmasını istedi. Laiklikte yasaklamanın olmayacağını kaydeden Ulusoy, "Her cemaat gelirini giderini kendisi sağlasın. Dedelere de, diğer din adamlarına da maaş olayını kesinlikle kabul etmiyoruz. Eğer toplum ve devlet huzurunu, güvenliğini, bütünlüğünü sarsıcı faaliyetler varsa bunun tedbirini alacak devletin polisi, savcısı, hakimi var. Diyanet işini cemaatler yaparsa şeriat gelir endişesi yersizdir. En iyisi şeffaf olmaktır. Bu bazılarının mağdur görünme isteğini de önler. Avrupa ülkelerinde olduğu gibi inanç özgürlüğü tam sağlanmalıdır. Okullarda verilen din dersinde en iyi yöntem tek yanlı din ve ahlak dersi yerine bütün dinlere eşit, ojektif şekilde anlatmaktır" dedi.
'Atatürk teşekkür etmişti'
1931 yılında tarikatların ülkeyi geriye götüreceği endişesiyle çıkarılan Tekke ve Zaviyeler Kanunu kapsamında Hacı Bektaş Dergahı'nın da kapatıldığını belirten Hürrem Ulusoy, tek partili dönemde dedelerin sakal ve bıyıkların kestirildiğini söyledi. Dedesi Cemalettin Efendi'nin Cumhuriyeti desteklediği için Mustafa Kemal Atatürk'ten teşekkür telgrafı aldığının altını çizen Hürrem Ulusoy şöyle dedi: "Dergahımız Cumhuriyetin ilk yıllarında başta Tayyare Cemiyeti'ne 10 bin altın olmak üzere bir çok kuruma bağışta bulundu. Cemalettin Efendi'nin Atatürk ile görüştüğünü tarih kitapları yazıyor. Cumhuriyet, demokrasi ve hukuk konusunda şeriat düşüncesiyle şeyhliğin, dervişliğin ortadan kaldılırması düşünülmüş. Tarikatlara uygulanan yaptırım bizi de etkiledi. Atatürk çağdaş, pozitif düşünen din adamları istiyordu. Buna ömrü yetmedi. Ezanın Türkçe okunması bu düşüncenin bir ürünü. Diyanetin bu şekle dönüşmesini hiç istemezdi. Alevi Bektaşiler hiç haketmedikleri halde bu uygulamanın mağduru oldular. Altmıştan fazla ocağın icazet aldığı Hacı Bektaş Dergah'ın resmi statüsü geri verilmelidir. Laiklik, din ve vicdan özgürlüğü sağlansın. Yasaklama ile din ve vicdan özgürlüğü sağlanamaz. En iyisi şeffaflıktır."
KAZIM DOĞAN - Frankfurt / MİLLİYET - Alevihaber.com - 27 Şubat 2009