... Peki, Alevilerin sorunlarını çözmek için kurulmuş kimi sivil toplum örgütleri ne yapıyor bu reform atağı karşısında? Ak Parti'nin girişimini "AB ilerleme raporları için yapılan bir makyaj" "AB'nin gözünü boyama girişimi" "Ak Parti güdümlü bir Alevi örgütlenmesi yaratılması" "Alevilere resmi üniforma giydirerek Sünnileştirme projesi" "Atatürkçü çizgide olan Alevileri, gerici ve şeriatçı çizgiye kaydırma çabası" gibi cümlelerle itham ediyor ve "gizli ilişki ve ajandaları olanların konu mankeni olmayacaklarını" ilan ediyorlar....
Gülay GÖKTÜRK : “Muhafazakârlar şaşırtmaya devam ediyor
Daha bir ay önceydi; demokrat-liberal kanatta Ak Parti'ye yönelik olarak yükselen korku-endişe-eleştiri dalgası hakkında şunları yazma gereği duymuştum:
"Böyle köklü, büyük siyasi hareketler on beş günde bir milliyetçilikle liberallik ya da demokratlık arasında şerit değiştirmezler. On beş günde bir, "Bu kavşakta saptı, milliyetçilerin kuyruğuna takıldı" "statükoyla eklemlendi" "otoriterleşmeye başladı" "AB'yi rafa kaldırdı, raftan indirdi, "İçe kapandı, dışa açıldı" gibi analizler yapmak gerçekçi olmuyor (...) Demek istediğim, Ak Parti'nin politikalarında seçimden bu yana "dramatik değişiklik yaşandığı" değerlendirmeleri için pek de bir sebep görünmüyor ortalıkta; en azından şu anda."
Nitekim, bu tür eleştirilerin üzerinden bir ay geçmeden şimdi bakıyoruz yine aynı kesimde, Ak Parti'nin PKK'nın uluslararası planda tecrit edilmesi babında son derece başarılı bir diplomasi yürütmesinden, Kürt sorununun siyasi çözümü için ciddi ve kapsamlı bir planı yürürlüğe koymaya hazırlanışından; ayrıca Alevi meselesinde önemli bir açılımın arifesinde oluşundan dolayı, son derece olumlu ve umutlu bir hava doğmuş durumda.
Demek ki, bu tür yargılarda bulunurken fazla aceleci olmamak; yalpalamalar olsa bile bu hareketin temel yöneliminin kolay kolay değişmeyeceği konusunda daha fazla güven duymak - zira bütün bunların takiye olmadığını (!) güçlü ve gerçek sosyo ekonomik nedenlere dayandığını - anlamak gerekiyormuş! Her neyse; şimdi vehimleri bir yana bırakıp durumun tadını çıkarmaya bakalım.
Evet, Etyen Mahçupyan'ın ifadesiyle, muhafazakarlar şaşırtmaya devam ediyor! Görünen o ki, Erdoğan Hükümeti, ikinci döneminin ilk yıllarında ikinci bir reform atağı gerçekleştirme kararında. Bu reform atağının merkezinde de Kürt sorununun kalıcı çözümü için çok yönlü bir plan hazırlanması yer alıyor. Dağdakilerin indirilmesini hedefleyen bir aftan kırmızı çizgili Kuzey Irak politikasının terk edilmesine kadar birçok önemli unsuru içeren, siyasi, ekonomik ve sosyal boyutları olan kapsamlı bir paketten söz ediliyor. Bu bizim yıllardır özlediğimiz, hayalini kurduğumuz bir plandır.
Eğer bu gerçekleşir de Türkiye terörü marjinalize edebilirse; Kürtlerin etnik kimliklerine ilişkin talepleri büyük ölçüde karşılanır ve Kürt sorunu bütün boyutlarıyla siyasetin bir konusu haline getirilebilirse, bu hiç tartışmasız, Ak Parti Hükümeti'nin Türkiye'ye yapacağı en büyük, en unutulmaz hizmet olacaktır.
Bir diğer hazırlık da Alevilik konusunda... "Sünni İslamın partisi" olmakla suçlanan Ak Parti, Alevilik konusunda şimdiye kadar nice laik partinin yapmadığı reformlara imza atmaya hazırlanıyor.
Bakıyoruz Ak Parti, geçen döneminde ısrarla görmezden geldiği, Alevi cemaatinin taleplerine de kulaklarını açmaya karar veriyor. Uzun süredir devam eden garip inat; cemevlerinin ibadethane sayılmaması inadı terk ediliyor. Başbakan, Ak Parti milletvekili ve Alevi cemaatinin önderlerinden Reha Çamuroğlu'nu, Alevilerin taleplerini yerine getirmek üzere kısa ve orta vadeli programlar yapmakla görevlendiriyor.
İlk etapta, Erdoğan'ın sembolik bir "kucaklaşma" eylemi olarak Muharrem ayında Alevilerle birlikte iftara katılması planlanıyor. Arkasından cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi, Alevi İslamın din hizmetlerinin kurumlaştırılması ve Alevi din adamlarının devlet kadrosuna alınması söz konusu... Ayrıca bir Alevi Enstitüsünün kurulması ve 2008 yılı başında Ankara'da geniş katılımlı bir Alevi Kongresi düzenlemesi düşünülüyor.
Peki, Alevilerin sorunlarını çözmek için kurulmuş kimi sivil toplum örgütleri ne yapıyor bu reform atağı karşısında? Ak Parti'nin girişimini "AB ilerleme raporları için yapılan bir makyaj" "AB'nin gözünü boyama girişimi" "Ak Parti güdümlü bir Alevi örgütlenmesi yaratılması" "Alevilere resmi üniforma giydirerek Sünnileştirme projesi" "Atatürkçü çizgide olan Alevileri, gerici ve şeriatçı çizgiye kaydırma çabası" gibi cümlelerle itham ediyor ve "gizli ilişki ve ajandaları olanların konu mankeni olmayacaklarını" ilan ediyorlar.
* * *
Bu örgütlerin farkında olmadığı şey artık Türkiye toplumunun bu tip yıkıcı muhalefetten bıkıp usandığı; sorunların kavga, saflaşma ve çatışmayla değil; iyilikle, konuşa tartışa, siyasetle hallini istediği...
Amacı üzüm yemek değil bağcı dövmek olan bu örgütlerin anlamadığını muhafazakârlar gayet iyi anlıyor. Zaten o yüzden de onlar boyuna gerilerken muhafazakârlar sürekli güç kazanıyor.
Gülay Göktürk
25 Kasım 2007 - BUGÜN GAZETESİ