Gericiliğe Karşı Demokrasiden ve Özgürlüklerden Yana...

GERİCİLİĞE KARŞI DEMOKRASİDEN VE ÖZGÜRLÜKLERDEN YANA SORUMLULUK ALMAYA DEVAM EDECEĞİZAv.Fevzi Gümüş2 Temmuz 1993 tarihinde, Pir...

GERİCİLİĞE KARŞI DEMOKRASİDEN VE ÖZGÜRLÜKLERDEN YANA SORUMLULUK ALMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Av.Fevzi Gümüş

2 Temmuz 1993 tarihinde, Pir Sultan Abdal’ı anmak üzere Sivas’a giden 33 insanın Madımak Oteli’nde yakılarak katledilmesi, Ortaçağ vahşetiyle Türkiye’nin aydınlığına, çağdaşlığına, demokrasi ve laikliğe, halkların kardeşliğine, birarada yaşama kültürüne ve çok kültürlülüğe yapılan bir saldırıydı. Sivas’ta gerçekleşen gerici, şeriatçı, faşist katliam devletin ve güvenlik güçlerinin gözetiminde yaşandı. İnsana, aydınlığa, düşünce özgürlüğüne düşman ırkçı ve şeriatçı güçler, “Şeriat isteriz”, “Cumhuriyet Sivas’ta kuruldu, Sivas’ta yıkılacak” sloganları atarak savunmasız insanları bir otelde kıstırdılar ve oteli ateşe vererek, tarihe karanlık bir sayfa eklediler.

Aslında hepimiz biliyoruz ki; katliamlar, insanı yakarak öldürmeler yeni değildir: Geriye doğru kanlı sayfaları aralamaya gerek bile yok. Yakın tarihimizde 1 Mayıs 1977’de İstanbul’da, Maraş’ta, Çorum’da, Gazi’de ve daha başka olaylarda onlarca insan öldürüldü, yakıldı, işkenceye tabi tutuldu.

Kuşkusuz, onlar yandılar ve karanlığa bir ışık oldular. Bunun için geçmişte yaşanan katliamları unutturmayarak, katliamların yenilenmesini önleyerek, farklılıkların zenginlik olduğu bilincini beyinlere kazıyarak ve hepsinden önemlisi vicdanlarımızla, geçmişimizle, ayıplarımızla, suçlarımızla yüzleşerek ışığı çoğaltmalıyız. Bunun bir yolu hiç şüphesiz örgütlenmekten geçiyor. Pir Sultan Abdal Örgütlülüğü Madımak Oteli’ndeki insanlık dışı kıyımın vicdanlarımızda yarattığı utancı temizlemek amacıyla dün olduğu gibi bu günde örgütsel gücünü seferber etmeye devam edecek… Madımak’ın toplumsal belleğimizde açtığı yarayı demokrasiye, insan hak ve özgürlüklerine, eşitliğe, çok kültürlülüğe inanan kesimlerle birlikte toplumsal belleğimizde canlı tutma mücadelesini sürdürecek… Bir daha Madımaklar yaşanmasın diye, bir daha insanlık utanmasın diye… Biliyoruz kim 2 Temmuz’un unutulması halinde farklı kimlik ve inançtaki her insanın can ve mal güvenliğine yönelik tehditlerin artarak devam edecek…

Yeni Madımaklar yaşamamak için 2 Temmuz’un unutturulması yönündeki girişim ve çabalara set çekmek, toplumun ve devletin yüzleşmesini sağlamak için dünden daha kararlı bir şekilde ‘Madımağın Müze Olması’ talebini toplumsal belleğimizde canlı tutma sorumluluğumuzu yerine getirmeye devam edeceğiz.

Madımak katliamının 15.yılında 50 bin güzel insanı Sivas’ta buluşturmamızın, İzmir’de, Ankara’da, İstanbul’da, Şubelerimizin bulunduğu yerleri aşarak 200 ün üzerinde yerleşim birimlerinde sokakları şehitlerimizin resimleriyle donatıp, ülke genelinde yarım milyonun üzerinde insanı sokaklara dökmemizin anlamı budur.

Bir arada yaşama kültürünü tahrip eden karanlıkta kalmış bütün katliamların aydınlığa kavuşturulması için mücadele vermeye devam edeceğiz ve laikliği, bireyin ve emeğin özgürleştirilmesini, devletin demokratikleştirilmesini savunan güçlerle Madımağı aşan bir bakışla birlikteliğimizi sürdüreceğiz. Biliyoruz ki Maraş ve Çorum Katliamlarının gerisindeki karanlık güçlerin elleri Madımağa, Gaziye kadar ulaşıyor. O kirli ve karanlık elleri açığa çıkarmak için 2 Temmuzda sokaklara dökmeyi başardığımız yarım milyonun üzerindeki insandan aldığımız güçle ve kararlılıkla Maraş’ı da Çorum’u da, kısacası Alevilere, Solculara karşı geliştirilen tüm katliam ve katliam girişimlerine karşı sokağa çıkma sorumluluğunu yerine getirmemiz gerekiyor. Önümüzdeki temel görevlerden biri budur.

Hiç şüphesiz sitemin Alevilere bakışında bir değişim yoktur. Bu bakış zorunlu din derslerinin ve laikliğe aykırı Diyanet İşleri Başkanlığı ’nın kaldırılması, Cemevleri ’nin ibadet yeri olarak kabul edilmesi gibi temel taleplerimize kayıtsız kalabilmektedir.

Emperyalizmin küresel çıkarlarını korumak amacıyla yürürlüğe konulan Ilımlı İslam Projesi'nin taşeronluğunu üstlenen AKP, özgürlükleri türban özgürlüklerine indirgiyor ve sistemin Alevileri asimile politikalarının mevcut durumda AKP’de cismanileşiyor.

İktidarın Alevi açılımı adı altında Aleviliği ve Alevileri asimile etme politikalarını hızlandırdığını tahmin etmek için kain olmaya gerek yoktur. Bu gerici anlayışın mayası bellidir ve okullarda, üniversitelerde Alevi ve demokratik öğrencilere baskı düne göre daha artacaktır. Eğitimin yobazlaştırılması, dinselleştirilmesi AKP eli ile bir devlet politikası haline getirilmiştir. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın devlette gerici kadrolaşmanın odağı haline gelmiştir.

Ülkemiz bir yandan emperyalizmime talan ettirilirken bir yandan da gericilik dalgası gündelik hayata giydirilmektedir. Öyleyse en temel görevimiz bu gerici iktidara karşı mücadelenin sürdürülmesi ile Alevilere karşı katliam gerçekleştiren karanlık güçlerin deşifre edilmesi, Madımak Oteli'nin müzeye dönüştürülmesi, bir arada yaşama kültürünün geliştirilmesi, eşit, özgür, barış ve kardeşliğin hakim olduğu, sömürünün kalktığı bir Türkiye ve dünyanın kurulması için Alevi hareketinin kurumlarıyla, demokrasi ve emek cephesiyle birlik içinde mücadelenin dinamiği olmayı başarmaktır.

Pir Sultan Abdal Örgütlülüğü dün olduğu gibi bu günde demokrasiden ve özgürlüklerden yana sorumluluk almaktan kaçınmayacak, aydınlıktan yana vicdan ve vefa örgütü olmaya devam edecektir.

Hepimize kolay gelsin, önümüz aydınlık olsun…Pir Sultan Abdalın inancı, bilinci ve direnci ile…

Av.Fevzi Gümüş
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği
Genel Başkanı

NOT : Pir Sultan Abdal Kültür Derneği tarafından yayınlanan "PİRSULTAN GAZETESİ - 2 TEMMUZ ÖZEL SAYISI"ndan alınmıştır.
ALEVİ HABER AJANSI - 23 Ağustos 2008

Makale Haberleri

Ölümsüz bir analiz olarak: Büfeci İslamı - Ufuk Güldemir
Ali mi Aleviliği, Alevilik mi Ali'yi yarattı?
Şebnem Korur FİNCANCI yazdı: Aralık 78
Alevi düşmanlığı yapan Rabia Mine'ye PSAKD yöneticisinden cevap
Din ortaklığının kitle kontrol silahı : Korku