Süleyman YAĞIZ
Tarih, 28 HAZİRAN 1999… TBMM kürsüsü… Kültür Bakanlığı bütçesi üzerine konuşuyorum:
“(…) Alevi-Bektaşi kardeşlerimize yönelik iftiraları bir cümleyle geçiştirmek istemiyorum; çünkü, bu iftiralar, Alevi-Bektaşi kardeşlerimizi, çok haklı olarak, çok üzmektedir. Kaldı ki, Alevi-Bektaşi kültürüne yakından vakıf olan bir Sünni yurttaş olarak, bu iftiralar, beni de, en az, Alevi-Bektaşi yurttaşlarımız kadar üzmektedir.
Değerli milletvekilleri, 21’inci Yüzyıla yaklaştığımız şu süreçte, bu iftiralara artık kesin olarak son vermek zorundayız. Eğer, bu iftiralara son verebilirsek, o zaman, dinsel, tarikatsal, mezhepsel ve meşrepsel her türlü ayırımcılığa da son vermiş oluruz.
Alevilik-Bektaşilik ya da Kızılbaşlık denildiği zaman, artık, kimsenin aklına sapık düşünüşler gelmemelidir. Bunu, en çok, kendilerini türban edebiyatına hapsedenlerin bilmesi gerekmektedir.”
***
“Sapık düşünüşler” sözüyle, isim vermeden Recai Kutan’ın bir açıklamasına gönderme yapmıştım. Zira Kutan, Nusayri Alevileri için, “Bir tür sapık Alevi anlayışı” demişti…
Buraya kadar her şey normal seyrinde devam ediyordu… Bu noktadan sonra ise sataşmalar başladı:
MEHMET GÖZLÜKAYA (Denizli) – Yok öyle bir şey kardeşim!..
AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) – Yok öyle bir şey!.. Yok öyle bir şey!.. Bu memlekette Sünniler de var; 5 dakika da onları konuş... Bölücülük yapamazsın!..
AGÂH OKTAY GÜNER (Balıkesir) – ...haksızlık yapmayın burada!..
BAŞKAN – Bir dakika, sayın milletvekilleri; lütfen...
SÜLEYMAN YAĞIZ (Devamla) – Ben bölücülük yapmıyorum sevgili kardeşim...
AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) – Bölücülüğün âlâsını yapıyorsun.
BÜLENT ARINÇ (Manisa) - Niye laf atıyorsun canım; sen kendi konuşmanı yap.
SÜLEYMAN YAĞIZ (Devamla) – Bölücülük yaptığınızı bütün dünya biliyor...
VEYSEL CANDAN (Konya) - Kim dedi onu?!
HALİL ÇALIK (Kocaeli) - Siz, devam edin...
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen...
***
Sataşmalar bitmiyor… En çok laf atan ise Avni Doğan… Meclis tutanaklarından devam ediyoruz:
AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) – Bir mezhebi öne çıkarmak zorunda değilsin; aklını başına al!..
SÜLEYMAN YAĞIZ (Devamla) – Dokundu mu?.. Dokundu mu?... “Sapık düşünüş” ifadesini kullanan sizler değil misiniz?..
BAŞKAN – Dinleyin efendim...
AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) – Orada sapıklık yapıyorsun işte!..
SÜLEYMAN YAĞIZ (Devamla) – Ben, burada Alevi-Sünni kardeşliğinin pekişmesi için elimden gelen katkıyı yapmaya çalışıyorum...
BÜLENT ARINÇ (Manisa) – Niye laf atıyorsun öyleyse!..
SÜLEYMAN YAĞIZ (Devamla) – Herhalde, bunu hazmedemiyorsunuz, içinize sindiremiyorsunuz!.. (DSP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) – Bir kelime de Sünnîlerden bahset...
SÜLEYMAN YAĞIZ (Devamla) – Değerli milletvekilleri, Alevi-Bektaşi kardeşlerimiz, Hacı Bektaşi Veli'nin "eline, diline, beline sahip ol" söylemini kendilerine ilke edinen yurttaşlarımızdır...
AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) – Sen diline sahip ol, diline...
SÜLEYMAN YAĞIZ (Devamla) – Bu insanlarımızı "mum söndü yapıyorlar" gibi iftiralara muhatap etmek, dünyanın en büyük haksızlığıdır. (DSP sıralarından alkışlar) Demokratik Sol Parti olarak, Kültür Bakanlığımızın Alevî-Bektaşî kültürünün tanıtımı ve yaygınlaştırılmasına yönelik hizmetlerini sürdürmesini diliyoruz.
***
Bir süre daha konuştuktan sonra yerime oturuyorum. Avni Doğan ise bu kez yerinden değil, kürsüden konuşuyor:
“Sayın DSP milletvekili, Alevi, Bektaşi vatandaşlarımıza yapılan birtakım hakaretlerden bahsetti. Kim ki, bu ülkede Alevi, Bektaşi vatandaşlara hakaret ediyor, onlar şerefsizdir, onları nefretle kınıyorum.
Ama, kim ki, o vatandaşların mezhebini bir oy için kürsülerde, alanlarda istismar ediyorsa, onları da nefretle, şiddetle kınıyoruz! (FP, DYP ve MHP sıralarından alkışlar).
(…) Bu kürsüde mezhepten, meşrepten söz edilmez. Eğer bu ülkenin kültürünü, Alevi kültürü, Sünni kültürü, Şafi kültürü, Kürt kültürü, Laz kültürü diye ayırıma tâbi tutacak olursak, bu ülkenin üniter yapısı bozulur. (…) Böyle bir çırpıda, kalkıp, Alevî kültürüdür, Bektaşî kültürüdür, Sünnî kültürüdür diye ayırıma tâbi tutmak da kimsenin haddine değildir.”
***
Fişlemeci Vekil, Meclis kürsüsünde Alevi-Bektaşi kültüründen söz ettim diye 11 yıl önce beni “bölücülük”le ve “sapıklık yapmak”la (*) suçlamıştı.
Üstelik “5 dakika da Sünnileri konuş” diye laf da atmıştı… Oysa ben, konuşmamda zaten “Sünni” kökenli olduğumu belirtmiştim…
Görüldüğü gibi, laf atanlar arasında Bülent Arınç da vardı… Fakat enteresandır, o da beni, “Niye laf atıyorsun öyleyse!” diye suçlayarak üste çıkmaya çalışmıştı...
***
Fişlemeci Vekil ile Arınç’ın partisi, bugün Alevi kardeşlerimizden oy tırtıklamak için açılım taklaları atıyor.
Bana gelince… Alevi dostlarım da çok iyi bilir ki, Aleviler’in sorunlarıyla ilgilenmek, benim için hiçbir zaman “oy işi” olmamıştır. Yine, başta Aleviler olmak üzere beni tanıyan herkes bilir ki, bu, benim için hep bir “gönül davası” olmuştur.
Öyle ya, 20 yıl önce; ülkemizdeki ilk Alevi örgütünün kurucuları arasında yer alırken ben siyasetçi değildim…
Yine, 34 yıl önce; -Daimi Baba ve Nesimi Baba gibi- üyelerinin tümü Alevi olan Halk Ozanları Derneği İstanbul Merkez Şubesi’ni kurarken ve kapanıncaya kadar başkanlığını yaparken de ben siyasetçi değildim...
Ben, bu konuda, inandığım bir “gönül davası”nın “neferi” oldum hep… “Fişlemeci Vekil’in, “istismarcı” araması için öyle çok uzaklara gitmesine hiç gerek yok; kendi kaygan eksenine bakması yeterlidir.
(*) Avni Doğan, bu sözü nedeniyle bana tazminat ödemeye mahkûm oldu. Ancak avukatıma, parayı başka birine vermesini söylediğim için kendisinden ne kadar alındığını şimdi anımsamıyorum.
Kaynak: Alevihaber.com - 8 Mart 2010