Fikri Sağlar : Sarık ve cüppe de serbest olmalı !

(...) Bu ülkede inanç özgürlüğü tartışması yapılacaksa, Öncelikle "Diyanet Başkanlığını","zorunlu din...

(...) Bu ülkede inanç özgürlüğü tartışması yapılacaksa, Öncelikle "Diyanet Başkanlığını","zorunlu din derslerini", "Alevi inancı önündeki engelleri" tartışmalı ve kaldırmalıyız.

Düşünce özgürlüğünden bahsediyorsak, 301. maddeyi, "polis vazife ve yetkileri",toplantı ve gösteri, "dernekler" yasaları gibi, yasakları ayıklamalıyız. Bunlar dururken, Türkiye deki "tek" düşünce ve inanç özgürlüğü engeli olarak "türbanı" görmek sadece büyük bir "kandırmaca " oluyor. ...

Bakın Diyanet-Sen'in yaptığı açıklamaya; "Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Başörtüsü, her şeyden evvel, bir temel insan hak ve özgürlüğü meselesidir. Aynı zamanda "Allah emridir." Sadece üniversitelerde değil, "hayatın her bölümünde serbest bırakılmalıdır". "Kuran öğretimine getirilen kısıtlamaların da kaldırılması gerekmektedir." diyor..

Fikri Sağlar : Sarık ve cüppe de serbest olmalı!.. 

Düşünce özgürlüğünün önündeki engel olan "türban yasağı" bu hafta, (inşallah!, Allahın izni ile) kalkacak...

YÖK yasasının ek 17. Maddesi değiştirilince Türkiye özgürleşmiş bir ülke olacak!.. Artık üniversitelere giremeyen genç kızlarımız yüksek eğitim haklarını kazanarak memleketimizin geleceği için büyük çaba gösterecekler. Bu ülke bir örtü ile "sıkıca" sarılmış "o kafalardan(!)" çok şey bekliyor!..

...

Anayasada yapılacak değişiklik oylamaları da peşinden gelecek!.. Tabii ki 10. ve 42. maddeler değişecek. Çünkü, AKP'nin koltuk değneği olan MHP Anayasa maddelerinin yeniden düzenlenmesi için gerekli desteği veriyor!..

OH ne ala!..

...

Sıra da "yeni anayasa" var.

Adı üzerinde! "Yeni".

"Yeniden" yazmak ile "yeni" arasında büyük fark var. "Yeni" dediğinizde,

Anayasa; "giriş bölümünden tutunda son maddesine" varıncaya kadar farklı görüşler ışığında yazılacak demektir.

Yani, "değiştirilecek ya da değiştirilemeyecek maddelerin" nasıl yazılacağına da "anayasayı yazanlar" karar verecek!..

Böyle bir durumda 1982 anayasası hepten kalkacağına göre; Üzerinde fırtınalar koparılan "1.2.3 maddelerin değiştirilemez" hükmü de kalmayacak. Laik, demokratik, sosyal ve hukuk kavramları, milliyetçilikten resmi dile varıncaya kadar bir çok ilke, yeni bir şekilde ele alınacak..

"T.C demokratik hukuk devletidir." İbaresi Türkiye deki bir çok şeyi değiştirecektir!

AKP böyle bir geri dönüşü yapmaktan kaçınmaz!.

Çünkü "Yeni Anayasa" yapılırken MHP'nin aynı "gerici anlayış çerçevesinde" desteğini sürdüreceği bilmekte!.

...

AKP Yeni anayasa yapılana dek mevcut değişikleri gündemde tutuyor. Hedef yapısal değişikliğe uygun "iklim" hazırlamak!.

"Kıyafet nedeni ile kimsenin eğitim hakkının elinden alınamayacağı" yasal zemini bu hafta oluşturulunca, 1925 de çıkarılan, "Tekkelerin kaldırılması", "şapka kanunu" ve "kılık kıyafet yasası" gibi devrim yasaları da doğal olarak "kadük" hale gelecek...

Bundan böyle üniversitelerde sadece "türbanlıları" değil, "sakallı, cüppeli ve sarıklı" gençleri de görmek mümkün olacak.

Bunu bir fantezi olarak almayın.

Kadınlar gibi erkekler de "özgürlüklerini (!)" kullanma hakkına sahipler. Ve hakları için mücadele edecekler!..

...

Dogmatik "din ve İnanç kurallarının" düşünce özgürlüğünün önünde engel olduğunu bilmemize karşın nasıl olur da "türbanı" özgürlüğünün simgesi olarak kabul edebiliriz. Doğrusu bunu anlamak biraz zor!..

Zorlama "özgürlük havarisi" olmakta insanlık erdemi ile de bağdaşmıyor!... Evet, "Yasaklama anlayışı" geldiğimiz çağda bir yüz karası!..

Ancak, birey haklarının toplumun kuralları üzerindeki "tahakkümü" nasıl aşacağımızın da açıklanması gerekiyor.

...

Bu ülkede;

Türban "kamu alanları" dışında hayatın her anında serbest. Kimse şapka kanununa rağmen, "niçin takıyorsun?" demiyor. Bu ülkede, "Niçin namaz kılıyorsun" da diyen yok! Ama "neden namaz kılmıyorsun? Camiye gitmiyorsun? Oruç tutmuyorsun?" diyen çok!...

Hatta oruç tutmadığı, farklı inancı olduğu için öldürülen bile var!...

...

Bu ülkede inanç özgürlüğü tartışması yapılacaksa,

Öncelikle "Diyanet Başkanlığını","zorunlu din derslerini", Alevi inancı önündeki engelleri" tartışmalı ve kaldırmalıyız.

Düşünce özgürlüğünden bahsediyorsak, 301. maddeyi, "polis vazife ve yetkileri",toplantı ve gösteri, "dernekler" yasaları gibi, yasakları ayıklamalıyız.

Bunlar dururken, Türkiye deki "tek" düşünce ve inanç özgürlüğü engeli olarak "türbanı" görmek sadece büyük bir "kandırmaca" oluyor. ...

Bakın Diyanet-Sen'in yaptığı açıklamaya;

"Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Başörtüsü, her şeyden evvel, bir temel insan hak ve özgürlüğü meselesidir. Aynı zamanda "Allah emridir." Sadece üniversitelerde değil, "hayatın her bölümünde serbest bırakılmalıdır". "Kuran öğretimine getirilen kısıtlamaların da kaldırılması gerekmektedir." diyor..

"Türban, cüppe ve sarığın" inanç özgürlüğünden öte siyasi bir simge haline getirildiğini artık sağır sultan duydu!...

Özgürleşme diye açıklanan ve türban üzerinden yürütülen "yeni hukuk düzeni politikasının" demokratikleştirme ile ilgisi olmadığını söylemek artık yanlış değil.

Millet uyumuyor!. Ve Yapılanları görüyor!
 
Fikri Sağlar   

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy34959 = 'fikrisaglar' + '@';

addy34959 = addy34959 + 'birgun' + '.' + 'net';

var addy_text34959 = 'fikrisaglar' + '@' + 'birgun' + '.' + 'net';

( '' );

34959 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->


BİRGÜN - 5 Şubat 2008

Makale Haberleri

Ölümsüz bir analiz olarak: Büfeci İslamı - Ufuk Güldemir
Ali mi Aleviliği, Alevilik mi Ali'yi yarattı?
Şebnem Korur FİNCANCI yazdı: Aralık 78
Alevi düşmanlığı yapan Rabia Mine'ye PSAKD yöneticisinden cevap
Din ortaklığının kitle kontrol silahı : Korku