Hepimizin bildiği gibi gençlik üretimin motorize gücüdür. Alevi kültürünün geleceği Alevi gençlerin örgütlü gücüyle daha iyi yerlere gelecektir. Bizler 80 kuşağının gençliği olarak 12 Eylül darbesinin yaratmış olduğu apolitik gençler olmaktan kurtulmalıyız. Alevi gençliği, alevi olmaktan kaynaklı asimilasyon ve baskılara maruz kalmaktadır. Tabii ki Alevi gençleri aynı zamanda işçi ve örgenci olmaktan kaynaklı sorunlarına da çözümler üretmek zorundadır. Bunun yolu da demokrasi mücadelesinden geçer. Bizler bu bilinçte olduğumuz için diğer demokrasi güçleriyle ortak etkinliklere katılmayı ve düzenlemeyi kendimize görev edinmekteyiz. Her toplumun geleceğini gençler belirleyeceği gibi, Alevi toplumunun geleceğini de Alevi gençler belirleyecektir.
Aleviliğin olmasa olmaz koşul ve kaideleri vardır. “72 millete bir nazarda bakmak, kadın-erkek eşitliğini savunmak, mazlumun yanında olmak, zulmedene karşı çıkmak ve bilimden yana olmak gibi insani değerler içeren kural ve kaideleri vardır.” Geçmişte devlet hiyerarşisi ve toplumun anlayışı içe dönük, kapalı bir yapıya sahipti ve iki kişi arasından ki sorunu Alevi ileri gelenleri eşliğinde halkının yanında, doğrunun peşinde, demokrasinin ışığın da, eşitlik içinde çözümleye çalışılırdı. Gün geçtikçe toplum yapısındaki gelişmeler sonucu bir Alevi’nin sorunu sadece iki kişi ile sınırlı kalmayarak, bir kurum, bir devlet organı ve farklı din, dil, ırk ve inanıştaki insanların sorunu haline gelmiştir.
Bizler her türlü kirlilikten arınmış, kendisine Alevi bilinciyle donatmış erdemli nesiller yetiştirmeyi kendimize görev edindik. Bu doğrultuda da derneğimizde sosyal ve kültürel çalışmalarda bulunmakla birlikte gençliğimizin eğitimiyle de ilgileniyoruz.
Aleviliği yok etmeye çalışan, Alevileri boğmaya çalışan birçok unsur mevcuttur. Örneğin, günümüzde yaşanan farklı dinlerdeki anlayışı asimile etmek amaçlı zorunlu din dersleri ve hükümetin asimilasyon politikalarından bahsedebiliriz.
AKP hükümeti Alevi’ siz Alevilik projesinin peşine düşmüştür. Bu anlamda Reha Çamuroğlu eliyle yapılmaya çalışılan şeyler; Alevilerin yol erenlerini, yol bilenlerini kuşatmak amacı ile maaş bağlama, dinayet dairesinde yer verme, toplu iftar verme gibi girişimlerde bulunarak uygulanmak istenen asimile politikasını kanıtlamaktadır.
Aynı şekilde Alman 1.kanalı ARD’ de yayınlanan polisiye dizi tatort’ ta, Alevilerin değerlerini, inancını yaşam biçimini konu alan bir dizinin Alevi toplumunu rencide ettiğini, Osmanlı’dan günümüze kadar Aleviler hakkında karalamaların bugünde aynı şekilde devam ettiğini görüyoruz. Örgütlü insanlar ve biz Alevi gençleri olarak bu politikalar karşısında uyanık olup dik duruş ve tavır sergilemeliyiz. Demokratik Alevi örgütlenmesinde gençlerimiz, kendilerine düşen sorumlulukları yerine getirmek zorundadır. Bunun için bulundukları kurum ve kuruluşlarda aktif rol almak durumundadırlar.
Her türlü baskı, asimilasyon politikaları ve yok sayılmaya rağmen biz Alevi gençliği olarak kültürümüze ve inancımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz.
Elbette her türlü koşulda Alevi toplumu varlığını sürdürecektir.
Bizlerin amacı inancını geliştirerek bilimin ışığında koruyan bir toplum olmaktır. Böyle bir toplumun alt yapısını da gençlik hazırlayacaktır. Saygılarımla …
”Zalimin zulmüne karşı çıkmamak, mazluma yapılacak en büyük kötülüktür. Ben zalimlerle birlikte varlık içinde yaşamayı alçaklık sayarım. Zalime karşı gelerek bulacağım ölümü ise yücelik sayarım…”.( İmam Hüseyin)
Ersin GEDİK
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Kadıköy Şubesi
Gençlik Komisyonu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi
Evrensel Gazetesi (Genç Hayat Eki) - 09.01.2008
www.pirsultankadikoy.org