Hakk’a yürüme erkanlarında başka inançlara ait geleneklerin uygulanması eleştirileri de beraberinde getiriyor. Son olarak Alevi Bektaşi Federasyonu’nun kurucularından Ergül Şanlı Dede, konuya dair bir açıklama yaparak, “Tek Tanrılı dinlerin Musevi, İsevi, Muhammedi vb. hiç birisinde Hakk’a yürüme erkanı ile ilgili hiç bir kayda rastlamadım. Kutsal kitapları; Tevrat, Zebur, İncil, Kuran, hiç birisinde de konu ile ilgili elle tutulur bir bilgi yok” dedi.
Ergül Şanlı Dede, çok tanrılı dinlerde de konu ile ilgili hiçbir kayıda rastlamadığını belirterek şunları aktardı:
“Eski Mısır inançlarında ölüler kitabında bu konuyla çok sınırlı bir bilgi var. O da kişi Hakk’a yürüdükten sonra diğer dünyada kendisini bekleyen sorguçların sınav sorularını vb. içerir yönde.
Günümüzde ister İlahi, ister Düşünsel inançların var olan Hakk’a yürüme erkanlarına baktığımızda her inanç kendi içinde barındırdığı söylem, eylem ve ritüellerine uygun olarak cenaze erkanlarını belirlemişler. Yani yaşarken inanç ibadetlerini nasıl yapıyorlarsa cenaze erkanlarını da ona uygun bir şekilde uygulamışlar. Ve hiç bir inancın üyeleri de cenaze erkanları üzerinden birbiriyle tartışmıyorlar. Neden? Çünkü yaşarken nasıl ibadet ediyorlarsa Hakk’a yürüyen için de aynı yönde ibadet ritüelleri, söylemleri ve eylemleriyle defin işlemlerini sorunsuz bir şekilde yapıyorlar.
“BENİ DERGAHIN HAZIRLADIĞI ERKANNAMEYE GÖRE SIRLAYIN”
Buraya kadar her şey normal ama Alevilerde anormal bir durum söz konusu. Tarih boyu yasaklı, istenmeyen, muhalif, katli vacip olan bu inanç, iyi kötü bu günlere ağır bedeller ödeyerek, bozulmadan gelmesine rağmen halen kendi inanç ritüelleri, eylemleri, söylemlerine göre Hakk’a yürüme erkanlarını yaratabilmiş değil. Halen Aleviler, komşu inançlardan, özelliklede Caferiler ve Hanefi inançlı Sünni kardeşlerin inançlarından ritüel, eylem, söylem, Arapça alıntıları araklayarak bunu da bir maharet sanarak cenaze namazı kıldırıyor. Bir kısım Aleviler ise ‘İçerik aynı ama biz Türkçe söylüyoruz. Biz onlardan değiliz’ diyerek kendisini avutuyor. Bir de bu konu da Veliyettin Hürrem Ulusoy Efendi’nin Başkanlığını yaptığı Hünkar Hacı Bektaş Veli Vakfı, yani Pir Dergahında büyük emek verilerek günümüz diline uygun herkesin anlayacağı dilde Yol erkana uygun çok da güzel bir dizi Erkannameler kitapçıkları hazırlandı. Başta asimilasyonun en fazla olduğu Hakk’a Yürüme Erkanı olmak üzere Musahip Erkanı, İkrar Erkanı, Görgü Erkanı, Dardan İndirme Erkanı, Muhabbet Erkanı, Nikah Erkanı… Bu erkanlar beklenenden çok da fazla kabul gördü. Buradan yeri gelmişken söyleyeyim, vasiyetimdir. Beni Dergahın hazırladığı Erkannameye göre sırlayın…
Evet Kıymetli canlarım, yarenlerim, yol arkadaşlarım, sıra geldi ilk cenaze merasimini, törenini veya Hakk’a yürüme erkanını öğrendiğimiz ve günümüze kadar da bildiğimiz ama düşünemediğimiz o ulu Pirin öğrettiklerini günümüze kadar süsleyerek, bezeyerek uyguladığımız ama hakkını da vermediğimiz, insanoğluna ilk cenaze sırlamayı öğreten o akıllı kuş, Kabil, Habili öldürünce Kabil’e yol gösteren cenaze sırlamasını öğreten o akıllı kuş olmasaydı nereden öğrenecekti İnsanoğlu cenaze sırlamasını? Birde derler ki ”Kılavuzu karga olanın burnu bo. tan çıkmaz”… Helal olsun sana Karga. Eğer sen olmasaydın dünya kokudan helak olurdu. O nedenle de kargadan başka kuş tanımam. Pir, inançta Yol kurucusuna denir. Meslek dalında ise hangi mesleği icat ettiyse o mesleğin Piri olur. Eee nasıl ki Sezar’ın hakkı Sezar’a veriliyorsa ilk cenaze sırlamayı insanoğluna öğreten karga hazretlerinin de hakkını vermek gerek diye düşünüyorum.”
PİRHA/ İSTANBUL