ERDAL YILDIRIM, 17 yıl önce 30 Ağustos 1995’te Ankara Keçiören İlçesi Ovacık Mahallesi’ndeki evinin önünde öldürüldü. Arsalarını alarak, ‘Kendi evini kendin yap’ projesi çerçevesinde evlerini yapan Ovacıklılar’ın evleri, Turgut Altınok başkanlığındaki belediye yönetimi tarafından ellerinden alınmak isteniyordu. Oysa önceki belediye yönetimi tarafından geliştirilen “Kendin Yap 1. Etap Projesi”‘nde tapu, yapı ruhsatı ve iskan ruhsatı yasalara uygundu. İnsanlar evlerini yapıp, başlarını sokmanın çabası içindeyken, Keçiören Belediyesi’ni alan, o dönemin MHP’lisi, daha sonra AKP’li olup, belediye başkanlığından istifa etmek zorunda kalan Turgut Altınok, projeyi durdurmaya çalıştı. Mahalleye belediye araçlarıyla gelen bir takım kişiler mahalleliyi yıldırmaya, evlerini terk etmeye zorladılar.
Mahalleliyi bu şekilde baskıyla yıldıramayan, Turgut Altınok’un ‘adamları’, resmi plakalı araçlarla 30 Ağustos 1995 günü 23.30 sıralarında Ovacık’a geldiler. Semtte terör estiren saldırganlar, evini korumak isteyen Erdal Yıldırım’ı öldürdüler.
Erdal’ın öldürülmesinin ardından 9 kişi gözaltına alındı, ancak yapılan yargılama sonucu ise Hakkı Şener silah kullanmaktan, Abdülkadir Yaşartürk de adam vurmaktan mahkum oldu.
Erdal’ın öldürülmesinden sonra da Ovacık’a yönelik baskı ve ambargo uzun süre daha devam etti. Seyyar satıcılar, hatta inşaat malzemesi dahi sokulmayan mahallede tam bir ambargo uygulandı. Bütün bu baskılara rağmen Ovacıklılar evlerine sahip çıktı. Kamuoyunun da desteği ile Ovacık’a yönelik baskılar zamanla azaldı.
SEVENLERİ O’NU UNUTMADI
Erdal Yıldırım’ın kendi evlerini korumak için de öldürüldüğün bilen mahalleli O’nu hiç unutmadı; Erdal’ın öldürüldüğü yere dikilen çınar kocaman oldu.
Erdal Yıldırım’ın katlinin 17. yılında önceki akşam ve gün bir dizi anma etkinliği yapıldı. Erdal ilk olarak önceki gün akşam saatlerinde Ovacık Derneği’nde toplanılıp, vurulduğu yere dikilen ağacın altına yapılan meşaleli yürüyüşle anıldı.
Şiirlerin okunup, Erdal anısına yapılan helvanın dağıtıldığı etkinliğe katılanlar, “Gericiliğe, ırkçılığa, çetelere ve faşistlere Keçiören’i ve ülkeyi teslim etmeyeceğiz” dediler.
Anmaya Ovacık Der, Eğitim Sen 3 No’lu Şube, Keçiören Dayanışma Evi, Halkevi, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, EMEP, ÖDP, TKP, ESP, DHF’den üye ve yöneticiler de destek verdi.
Erdal Yıldırım için dün de hem Karşıyaka’daki mezarı başında hem de mahallede ikinci bir anma gerçekleştirildi. İncirli Lisesi önünde toplanıp, otobüslerle Erdal’ın mezarı başına giden katılımcılar, anmanın ardından Ovacık’a dönerek, ailenin Erdal için düzenlediği yemeğe katıldılar.
‘KARDEŞİMİ DÜŞÜNCELERİNDEN DOLAYI KAYBETTİK’
Erdal Yıldırım’ın ağabeyi Hasan Yıldırım, 9 kardeşli demokrat bir aile olduklarını, kardeşini siyasi düşüncelerinden dolayı kaybettiklerini söyledi.
Verdikleri mücadeleye dikkat çekerek, “Başımıza bunların geleceğini biliyorduk, kardeşim gibi birçok arkadaşımızı da bu mücadele uğruna kaybettik” diyen Yıldırım, kendilerini tatmin etmeyen yargı sürecinden yakındı. “Olaya katılan 9 kişi, silah kullanan iki kişi ama birisi üstlendi. O da meşhur ‘Ecevit af’fından çıktı. Hakim biran önce bitirmek istiyordu. Bu çetenin her karanlık insanlarla ilişkileri vardı. Veli Küçük’le, Sedat Peker’le falan ilişkileri vardı” diye konuşan Yıldırım, kardeşi için 17 yıldır anma programları düzenlediklerini hatırlattı.
‘ÖRGÜTLÜLÜKLE EVLERE SAHİP ÇIKTIK’
Erdal Yıldırım öldürüldüğünde yanında olan Hasan Yağız ise Turgut Altınok’un belediye başkanlığına gelir gelmez 617 kişiyi belediyeden attığını, kendisinin de belediye çalışanı olduğunu söyledi. Kendi yandaşlarına Ovacık’taki evlerin sözünü verdiğini, baskıların o nedenle yapıldığını anlatan Yağız, kimsenin kılını kıpırdatmadığı bir dönemde örgütlendiklerini ve evlerini koruduklarını söyledi.
“Erdal babasıyla eve giderken Erdal ve babasına bir sivil araçla çarpıp kaçtılar. Daha sonra bir araca polis aracı süsü vererek, gece gelip halkın üzerine ateş açtılar. Ve Erdal’ı katlettiler. Erdal’ın üzerinden 220 saçma çıktı. O gün polis müdahale etmedi. Emniyet mermileri yok etmeye çalıştı. Basına ise gecekondu yapılmasında çatışma çıktığını ve bir kişinin öldüğünü söylediler” diyen Yağız, kendilerinin ise halka, basına gerçekleri anlattıklarını ifade etti.
(Ankara/EVRENSEL) - Mevlüt Kayabaşı - 31.08.2010