SEV-DER Başkanı Gürsel Demir, AKP Hükümeti’nin Alevilerden özür dilemesi gerektiğini söyledi
Sevdilli ve Çevre Köyleri Yardımlaşma Kültür Derneği (SEV-DER) Başkanı Av. Gürsel Demir, Alevi nüfusunun yoğun olduğu Bahçelievler Yenibosna Mahallesi’nde, AKP Hükümeti’nin, açılım adı altında sunduğu Alevi halkına yaklaşımının tepki ile karşılandığını söyledi. Öncelikle Alevilerden özür dilenmesi gerektiğini dile getiren Demir, “Özür dilenirse ancak alttaki bazı konular konuşulabilir, bunun dışında biz kimseden elbise de terzi de istemiyoruz” diye konuştu.
Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinin Sevdilli köyü merkezinde 12 köyün nüfusunun oluşturduğu Alhas Aşireti’nin mensuplarından oluşan dernek, yoğun göç sonrasında yabancılaşmayı bir nebze de olsa azaltmak ve hemşehrilik bağlarını kuvvetlendirmek; dil, mezhep ve ulusal kimlik anlamında vatandaşların kendilerini ifade etmesi için kuruldu. 1980 yılının sonlarına doğru kurulan dernek, kısa süre içinde büyüyerek aynı zamanda kültürel etkinliklerin de gerçekleştirildiği bir merkez haline geldi.
SEV-DER Başkanı Av. Gürsel Demir, dernekleri aracılığı ile insanları birbirlerine yakınlaştırdıklarını belirterek “Kültürel anlamda insanlarımızın yaşadığı eski gelenekleri yinelemeye çalışıyoruz, mesela aşure günü ve ayrıca dangoç (etli pilav) dediğimiz günümüz vardır. Bunu her sene yaparız. Kültürümüzü seviyoruz ve her yıl bu tip festivaller düzenleyerek yurtdışında yaşayan dostlarımızı da davet ederek her vesilede bir araya gelmeye çalışıyoruz” diyor.
“Eğer bir arada olamıyorsanız çok kısa zamanda tarih olup gidersiniz, ekonomik anlamda da birbirimizle sürekli dayanışma içindeyiz, ayrıca derneğimiz kendi bünyesinde bir de vakıf çıkarmıştır; AK-EL Vakfı. SEV-DER bünyesinde ortaya çıkmış bu vakıf, 400 öğrenciye burs vermektedir. Derneğimiz bireysel şeylerle uğraşmaz, toplumsal ama öncellikle yöremiz, dilimiz, mezhebimiz ile ilgili her olaya müdahil oluruz” şeklinde konuşan Demir, son zamanlarda gündeme gelen AKP Hükümeti’nin Alevi açılımına tepki gösteriyor.
Özür dilesinler
Osmanlı’dan bu yana özellikle Diyanet’in kurulmasıyla Alevi vatandaşların baskı altına alındığını dile getiren Demir, sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu yeni bir şey değildir. 1400 yıllık bir süreçten bu yana Aleviler mağduriyet yaşamışlardır ve devletin her şeyden önce Alevilerden tarihsel bir özür dilemesi gerekiyor. Almanların 30 yıl sonra Yahudilerden, Avustralyalıların Aborjinlerden, hatta Kızılderililerden özür dilediği bir ABD siyaseti var. Bunun içeriğinde bir siyaset işliyorlarsa söylesinler biz de bilelim kiminle muhatap olduğumuzu. Tarihsel anlamda bir özür dilenirse ancak alttaki bazı konular konuşulabilir. Bunun dışında biz kimseden elbise de terzi de istemiyoruz. Bıraksınlar bizi, biz kendi elbisemizi dikeriz. Dedelerimize de maaşı biz veririz.”
Türkiye’de her şeyin birbirine karıştığına dikkat çeken Demir, “Din ve devlet iç içe girmiştir. Ben dinin devletle alakasının olmasını istemiyorum. ‘Türkiye laiktir’ diyorlar. Bu nasıl laiklik? Devletin Diyanet İşleri varsa, bu demektir ki devlet dinin içindedir. Bunun anlatılacak başka tarafı olamaz” diye konuşuyor. (İstanbul/EVRENSEL)
Başbakan gündem yaratıyor
Alevilerin AKP’nin düzenlediği yemeğe katılmayarak gereken cevabı verdiğini söyleyen Demir, SEV-DER olarak verilen bu cevaba sahip çıktıklarını ve desteklediklerini dile getiriyor. Alevilik tartışmalarının ardından türban konusunun gündeme getirilmesini “Acınacak durumdur” sözleri ile tarif eden Demir, “Ülkemizde insanlar şunu görmemekte hâlâ diretiyorlar; bu ülkenin yöneticileri veya klasik söylemle dış güçler var ya, işte bu dış güçler her an her şeyi kullanabilirler. İşte türban da onlar açısından bir kullanım aracıdır. Özellikle son dönemde AB süreci ABD’ye verilen tavizler, ekonomik anlamda Türkiye’nin iç ve dış borçlarının devasa boyutlara ulaşması, devletin aslında işleticisi konumunda olduğu hükümetin devlet erkini kendi çıkarları ve kişisel dostlukları için kullanmasından dolayı tıkanmış duruma gelmiştir. Benim ülkemin sorunu olan türbanı niye gidip İspanya’da açıklıyorsun ki Sayın Başbakan!? Buradaki gerekçe ne sanki? Sen bu ülkede baskı altındasın da basın toplantısı mı yapamıyorsun? Basına bildiri mi dağıtamıyorsun? Sen her gün televizyona çıkıyorsun Parlamento’da konuşabiliyorsun. Başbakan gündemin seyrini değiştirmek istiyor” şeklinde konuşuyor.
Kıvanç Terzi/ Özgür Doğan
İstanbul EVRENSEL - 15 Şubat 2008