Ehven-i Şer, 'Şer'den Beterdir

Ehven-i Şer, 'Şer'den BeterdirFehmi SALIK“Aynı deneyi, aynı ortamda defalarca yapıp farklı sonuçlarelde etmeyi hayal etmek aptallıktır.”               

Ehven-i Şer, 'Şer'den Beterdir

Fehmi SALIK

“Aynı deneyi, aynı ortamda defalarca yapıp farklı sonuçlar
elde etmeyi hayal etmek aptallıktır.”
                                                              -Albert Einstein-

Ben hukukçu değilim. Ama bir düşünce yetim var. Belleğim yerinde; kendi beynimle düşünebiliyorum. Her duyarlı yurttaş gibi güncel konuları gücümün yettiğince ben de izlemeye çalışıyorum.

Faşist ellerce kaleme alınmış, halk’a zorla kabul ettirilmiş bu ‘anayasa’nın bazı maddelerini değiştirmek istiyorlar. Aslında alkışlanacak bir davranış bu. Ama işin altında bir ‘çapanoğlu’ var. Değişiklik, demokrasiyi amaçlamıyor. Halkın yararına, halkın kurtuluşuna yönelik bir değişiklik değil bu. Görünen o ki egemen partiler, kendi gelecekleri için savaşım veriyorlar.

Kimilerine göre 16, kimilerine göre de 34 kez bu anayasa değişikliğe uğramış. Kaç kez olursa olsun değişiklik olmuş; ama değişen bir şey olmamış.

Değişiklik egemenlerin/kodamanların lehine değil, halkın lehine olmalıdır.

Şimdi de değiştirilmesi istenen maddelerin, halkı rahatlatacak bir yanı yoktur.

Anayasa, ‘halkın anayasası’ olmalıdır.

Halk Ozanı Karacaoğlan, o güzelim şiirinin iki dizesinde şöyle der:

Ben güzele güzel demem/ Güzel benim olmayınca…

Mangalda kül koymayanlar, bu iki dizenin halka verdiği iletiyi, o karmaşık dilleriyle verememenin sancısında kıvranıyorlar. Halk, dillerini anlamıyor bunların. Şunu diyemiyorlar: “Bu anayasa, halkın anayasası değil.” Onca değişti de ne oldu? Hamam aynı hamam, tas aynı tas. Şairin dediği gibi “ Varsa bir tellak değişti.”

Bir zamanlar şunu söylüyorduk: “Ankara’da anayaso/ Ellerinden öpiy Hasso…

Işıklar içinde yatsın; İhsani de şöyle demişti:

Halkım uyanmasın diye/ Gerçekler gizlenir niye/ Anayasam raftan köye/ Girene dek yazacağım…

Ne yazık ki nice İhsani’ler bu uğurda toprağa girdi; ama anayasa henüz köylerimize giremedi; böyle giderse gireceğe de benzemiyor hiç.

Siyasi partiler, demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır.” Doğru bir söylem. Ama yöntemi demokratik olmayan, lider sultasına dayanan partiler de demokrasiye hiç yakışmıyor. Böylesi partiler umurumda değil benim. Demokrasinin tanımında ‘halkın egemenliği’ söz konusudur. Bugün bizim yürürlükte olan bu sistemimizde ‘halkın egemenliği’nden söz edilebilir mi?

Bizim anayasamız, 2. maddesinde yazıldığı gibi “…demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti” kavramıyla örtüşmüyor. Bu gürültülü/kavgalı değişiklikler yürürlüğe girse de yine anayasamız, ‘demokratik’ unvanını kazanamayacaktır.

Ben özgür bir yurttaş olarak, hiçbir partinin kuyrukçuluğunu yapmadan kendi istencimi şöyle ortaya koyuyorum:

Seçim barajı düşürülmedikçe; geçici 15. madde anayasadan çıkmadıkça; memurlara grev hakkı tanınmadıkça; seçime katılan tüm partilere hakkaniyete uygun bir hazine yardımı yapılmadıkça; (Aslında hiçbir partiye keşke bu yardım hiç yapılmasa) milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırılmadıkça; YÖK sistemi değiştirilmedikçe; herkes anadiliyle özgürce konuşmadıkça; zorunlu din dersleri anayasadan silinmedikçe; ben bu anayasa değişikliğine ‘olumlu oy’ vermeyeceğim; ‘evet’ demeyeceğim…

Fehmi SALIK

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy35151 = 'fehmisalik' + '@';

addy35151 = addy35151 + 'gmail' + '.' + 'com';

var addy_text35151 = 'fehmisalik' + '@' + 'gmail' + '.' + 'com';

( '' );

35151 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->

KAYNAK : Alevihaber.com - 25 Mart 2010

Makale Haberleri

Ölümsüz bir analiz olarak: Büfeci İslamı - Ufuk Güldemir
Ali mi Aleviliği, Alevilik mi Ali'yi yarattı?
Şebnem Korur FİNCANCI yazdı: Aralık 78
Alevi düşmanlığı yapan Rabia Mine'ye PSAKD yöneticisinden cevap
Din ortaklığının kitle kontrol silahı : Korku