3. Alevi çalıştayına Devlet Bakanı Faruk Çelik de katılarak bir konuşma yaptı.
Ankara’da düzenlenen 3. Alevi çalıştayında konuşan Diyanet temsilcisi Hamza Aktan, ‘cemevlerinin mabet kabul edilmesi’ talepleriyle ilgili tereddütleri olduğunu söyledi. Aktan, “cemevleri ibadethane değil” görüşünü tekrarladı
Alevi örgütleri ve Alevilerin sorunlarıyla ilgili bilim adamları ile birinci ve ikinci Alevi çalıştayını gerçekleştiren hükümet, ilahiyat fakülteleri ve Diyanet İşleri Başkanlığı temsilcilerinin katılımıyla 3’üncü çalıştayı da topladı. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Hamza Aktan, Diyanet’in, Alevilerin tepkisini çeken “cemevleri ibadethane değil” görüşünü tekrarlarken, cemevlerinin mabet kabul edilmesi talepleri konusunda tereddütleri olduğunu söyledi.
Rixos Otel’de düzenlenen çalıştayda “Alevi vatandaşlarımızın özgürlüklerine, alabilecekleri haklarına Diyanet’in engel oluşturacak görüşü yoktur” diyen Aktan, şöyle devam etti:
“Sadece, cemevlerinin mabet kabul edilmesi ile alakalı talepleri konusunda bir tereddüt var. Çünkü mabet bir dinin bütün mensuplarının ibadet ettikleri ortak mekândır. ‘Müslümanım’ diyorsa eğer onun ibadet yeri camidir. Ve eğer biz cemevlerini camilerin alternatifi gibi görürsek o zaman İslam dışında başka bir şeyin tartışmasını gündeme getiriyoruz gibi bir endişe taşıyoruz. Yani buradan ‘yavaş yavaş bir yozlaşmaya gitmesin’ diye bir endişemiz vardır. Cemevlerini inşa ederken maddi yardım istiyorlarsa alsınlar. Ama ‘camiye alternatiftir’ denilirse bunda sakınca görüyoruz.”
İki sorun
Toplantıya katılan Devlet Bakanı Faruk Çelik de, ülkenin demokrasi çıtasını yükseltmek için toplumsal bazı sorunları, demokrasi ve insan hakları temelinde yeniden ele alıp değerlendirme amacı taşıyan bir dizi girişim başlattıklarını söyledi.
Bunlardan birinin, adına ne denilirse denilsin özelde Kürt kökenli vatandaşları, genelde tüm Türkiye’yi yakından ilgilendiren ve 30 yıla mal olan bir sorun olduğunu belirten Çelik, diğerinin de yüzlerce yıllık bir geçmişi olan, ihmaller ve diyalog eksikliği sonucu bugüne gelen Alevi-Bektaşi toplumunun sorunları olduğunu söyledi. Çelik, şunları kaydetti:
“Her iki sorun için çözümlerin ertelenmesi sadece huzurumuzu değil, son zamanlarda küresel güç olma yolunda kazandığımız ivmeyi zayıflatarak ülkemizi tekrar kendi kabuğuna hapsedecektir. Farklı inançlar, farklı kültürler, farklı pratikler, bir açıklamaya muhtaç kılınmaksızın yaşama hakkına sahip olmalıdır. Ne yazık ki zaman zaman bu ölçülerin kaybedildiği, birlikte yaşama arzusunun zaafa uğratıldığı süreçler de olmuştur.” Çelik, kapanış konuşmasında da şunları kaydetti:
“Demokratik, laik devletin din, inanç ve düşüncelere yönelik belli tariflerle vatandaşlarına bir fikri dayatması söz konusu olamaz, olmamalıdır. Sosyal hukuk devleti ancak ayrım yapmadan dini taleplerin karşılanmasının önündeki engelleri kaldırmakla yetinmelidir.”
‘Yol haritası belirlenebilir’
Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk de, “Çalıştaydan Alevilerden çok Sünniler yararlanacak. Özeleştiriyi burada hayata geçiriyorlar. Buradan nihai bir çözüm beklemek acelecilik olur. Yol haritası belirlenebilir. Bunu çağdaş hümanizm ve Atatürk cumhuriyetinin getirdiği laiklik çerçevesinde çözeriz. Yani bu işi din tartışmaları ile çözemeyeceğimizi anlayacağız” dedi.
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. İlhami Güler de, “Alevilerin cemevlerinin ibadethane statüsüne kavuşturulması ve din dersi kitaplarının istekleri doğrultusunda yazılması yönündeki taleplerinin karşılanması gerekir” dedi.
Çalıştaya, 42 ilahiyat fakültesinden öğretim üyeleri, Goethe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ömer Özsoy da katıldı.
Aleviler cemevlerine ibadethane statüsü verilmesini istiyor.
ANKARA Milliyet - Fotoğraf: SERDAR ÖZSOY - 21 Ağustos 2009, Cuma