Nihai Rapor’da, Diyanet İşleri Başkanlığı’yla hiçbir bağlantı kurmak istemeyen Aleviler için yeni bir yapı oluşturulmalı önerisi çıktı.
Raporda, “Cemevlerine hukuki statü kazandırılmalı ve ihtiyaçları eşitlik ilkesine uygun şekilde devletçe karşılanmalı” denildi.
Alevi Çalıştayları Moderatörü Yrd. Doç. Dr. Necdet Subaşı’nın hazırladığı raporda, Alevilerin de Diyanet İşleri Başkanlığı’nın sunduğu hizmetlerden yararlanma hakkına sahip olduğu belirtilerek, “Diyanet’in üst İslam söylemi konusundaki bilinen hassasiyetlerin takipçisi olmaktan yılmaması gerekir” denildi.
‘Engeller kaldırılsın’
Diyanet’in diğer mezheplere nasıl hizmet götüreceği, devletin nasıl bir yapılanmaya gideceği konusunda hukuki çerçevede çalışmalar yapılması gerekliliği vurgulanan raporda, “Sorunun Diyanet’ten çok devletin bir sorunu olduğu gözardı edilmemelidir. Diyanet ne Mevlevi ne Nakşibendiler gibi tarikatlar ne de Alevilik, Nusayrilik için tasarlanmıştır” denildi.
‘Gerçekçi olmalı’
İnanç hizmetleri konusunda Diyanet İşleri Başkanlığı’yla hiçbir bağlantı kurmak istemeyen Alevilerin taleplerinin de dikkate alınmasının önemi vurgulanan raporda, bu Alevilerin durumlarına uygun bir yapılanmaya, laik devlet ilkesi korunarak fırsat verilebileceği belirtildi. Burada laik devletin kısıtlayıcı, engelleyici ve daraltıcı değil genişletici, gerçekçi ve özgürlükçü yorumlarının temel alınmasının önemine değinildi. Alevilerin, dışlanma ve ayrımcılığa maruz kalma yönünde bir inançları olduğuna dikkat çekilen raporda, “Giderek etno-dini bir kimliğe doğru evrilen tasavvur, Alevi olmayı her türden mahrumiyet ve hak ihlaline maruz kalmanın biricik nedeni olarak görmektedir” denildi. Raporun öne çıkan diğer unsurları şöyle:
- Zorunlu din dersleriyle ilgili anayasal bir düzenleme yapılması şart.
- Mevcut din dersleri, tüm inanç alanlarına eşit mesafede olacak şekilde yeniden düzenlenmeli
- Örseleyici köy isimler iptal edilmeli.
- Din derslerindeki konularda belirleyicilik hakkı Alevi toplumuna verilmeli.
- İsteğe bağlı dersler kişilerin kimliklerini beyan etmek zorunda kalmayacakları şekilde tasarlanmalı.
- Aşure günü resmi tatil olsun.
- Hacıbektaş Üniversitesi açılsın.
- Diyanet’in diğer mezheplere hizmet vermesi için hukuki altyapı oluşturulsun.
- Alevi sorunu, hukuk devleti normlarıyla hiçbir şekilde çelişmeyen bir laiklik anlayışıyla ele alınmalı ve çözülmeli.
- Madımak Oteli’nin bir bölümü hayatını kaybedenlerin anısını hatırlatacak şekilde düzenlenmeli.
- İnanç vergisi toplumsal, dinsel, kültürel maliyetler gözününde bulundurularak değerlendirilmeli.
ANKARA - AA - Milliyet - 01.04.2011
‘Sorunları torunlara bırakmayız!’
Hükümetin Alevi açılımının nihai raporunu açıklayan Devlet Bakanı Çelik, “Bu bir süreçtir. Bundan sonra da hazırlanan rapor ışığında sorunlara hep birlikte çözüm üretmeye devam edeceğiz” dedi
Dolmabahçe’deki Başbakanlık Ofisi’nde düzenlenen basın toplantısında Devlet Bakanı Faruk Çelik, hükümetin Alevi açılımının nihai raporu hakkında şöyle konuştu:
“Kısaca bu raporda, Aleviliğin tarihsel temelleri, Aleviliğin, aidiyet, referans ve üzerine inşa edildiği mevcut sabitelerin tespiti, belli başlı kimlik problemlerinin yöneldiği ana güzergahlar, bugün net bir şekilde ortaya çıkan temel talepler değerlendirilmekte ve çözüm önerileri ortaya konmaktadır. Raporu eleştirenler olacağı gibi, seçim sürecinde başka mecralara çekmek isteyenler de elbette ki olacaktır. Biz, her türlü yapıcı eleştiriye ve katkıya açık olduğumuzu her defasında belirttik.
Sorunun çözümünde çok önemli bir mesafe katettiğimize inanıyoruz. Biz, sorunlarımızı torunlarımıza bırakmamakta kararlıyız. Bu bir süreçtir. Bundan sonra da hazırlanan rapor ışığında sorunlara hep birlikte çözüm üretmeye devam edeceğiz.”
TAHSİN AKSU - Milliyet - İstanbul - 01.04.2011
‘Hiçbir gelişme sağlanamadı’
Alevilerin en geniş oranda temsil edildiği kurumlardan olan Alevi Bektaşi Federasyonu’nun Başkanı Fevzi Gümüş, “Ak Parti Kürt açılımında olduğu gibi meseleyi tartışmanın kazanç olduğunu söylüyor. ‘Biz bunları tartıştırdık, yetinin, başka bir şey de beklemeyin’ anlayışı. Alevilerle dalga geçiyorlar. Sünni zihin dünyasının algısıyla yaklaşıyorlar. İki yüzlü yaklaşım sergiliyorlar. Hiçbir gelişme sağlanamadı. Cemevlerini ‘Kültür merkezleri’ diyerek geçiştiriyorlar” dedi. Zorunlu din derslerinde AİHM kararına rağmen gerekenin yapılmadığını ifade eden Gümüş, bu konudaki anayasa değişikliği önerisinin de 2 yıl önce kendilerinden geldiğini anlattı. Gümüş, Madımak’ta önerilen modelin de taleplerini karşılamadığını söyledi.
ANKARA - Milliyet - 01.04.2011
‘Sorun ilk kez dile getirildi’
Dünya Ehli Beyt Vakfı Genel Başkanı Fermani Altun, “Alevi Çalıştayları Nihai Raporu”nu olumlu bulduklarını belirterek şöyle dedi:
“85 yıldan bu yana sistemden kaynaklanan Alevilerin sorunlarını hiçbir parti dile getirmedi, telaffuz dahi etmedi. İlk defa Ak Parti iktidarı döneminde tartışmaya açıldı. Din dersleri ile ilgili boyutu müfredata girmiştir. Madımak Oteli sorunu çözümlenmiştir. Sorunların çözümlenmesi için anayasal ve devrim kanunlarının en büyük engel olduğu ortaya çıkmıştır. Hem devlet, hem de diğer inanç kesimleri Aleviliği doğru öğrenme imkanına sahip olmuştur.”
İSTANBUL - AA - Milliyet - 01.04.2011
ANALİZ...
Dağ fare doğurdu
Hükümetin 7 ayaklı Alevi çalıştaylarının sonunda hazırlanan nihai raporda Alevilerin öncelikli taleplerinden hiçbirisi karşılanmadı. Zorunlu din derslerinin, Diyanet’in kaldırılması ve cemevlerinin ibadethane sayılması gibi talepler konusunda Alevilere net yanıt verilmezken, Aşure Günü’nün resmi tatil yapılması ve Hacıbektaş’a üniversite kurulması gibi “yan” tekliflerle seçim öncesi gönül alınmaya çalışıldı.
Din dersinde adım yok
Raporda, Alevi toplumunun önemli bir kısmının üzerinde birleştiği zorunlu din derslerinin kaldırılması talebinin karşılanması yerine din derslerindeki Alevilik konularında belirleyicilik hakkının Alevi toplumuna verilmesi gibi muğlak bir ifadeye yer verildi. Derslerle ilgili anayasal düzenlemenin gerekli olduğu, dersin statüsünde ayar yapılabileceği belirtilirken bu konuda herhangi bir yol haritası çizilmedi.
Top TBMM’de
Raporda, Alevilerin laikliğe aykırı bulduğu ve kaldırılmasını istediği Diyanet’e sahip çıkılarak Diyanet konusunda yasal düzenleme yapılması için top TBMM’ye atıldı. Diyanet’in varlığının tartışılmadığı raporda Tekke ve Zaviyeler Kanunu üzerinden Devrim Kanunları’nın tartışmaya açılması önerisinde bulunuldu. Raporda, cemevlerine yasal statü temenni seviyesinde kalarak konu aylar sürecek yeni bir yasama sürecine havale edildi. Madımak Oteli’nin müze yapılması isteğinde de yan çizilen raporda, otelin bir bölümünün, hayatını kaybedenlerin anısını hatırlatacak şekilde düzenlenmesi önerisiyle yetinildi. Alevilerce hiçbir zaman yetirli bulunmayan otel girişine pano asılması gibi öneriler yinelendi.
Yine tanımlama çabası
Raporda, Alevilerin öteden beri karşı çıktığı “Aleviliği tanımlama” konusundaki ısrar da sürdürüldü. Temel talepler konusunda net program açıklama yapılması beklenen raporda kronolojik seyir üzerinden Aleviliğin tarihsel geçmişi ele alındı. Raporda, Alevilerin inanç alanlarının belirsiz olduğu ima edilerek Alevilerin inanç alanlarını “tam bir netlik içinde” ortaya koymaları istendi.
Net isteklere yanıt yok
Alevilere yönelik ayrımcılığa yol açan uygulamalara son verilmesi gerektiği belirtilen raporda, Alevi köylerine cami yapılmaması gibi “net” isteklere karşılık verilmedi. Kürt sorununda olduğu gibi “köy isimleri” üzerinden jest yapmaya çalışan hükümet, “Alevi köylerine konan örseleyici isimlerin iptalini” gündeme getirdi. Raporda Alevilerin birincil talepleri arasında olmayan “Aşure Günü’nün resmi tatil yapılması” gibi bir “jeste” yer verilirken, dergahların Alevilere iade edilmesi yerine, “Hacıbektaş ilçesinin misyonuna uygun şekilde ihya edilmesi” gibi net olmayan vaatlerde bulunuldu. Bu ilçede üniversite açılması gibi öncelikli taleplerle ilgisiz öneriler yapıldı.
MİTHAT YURDAKUL - Ankara - Milliyet - 01.04.2011
Açılım değil çalım!
Hükümetin açıkladığı Alevi çalıştayları raporunu eleştiren Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Fevzi Gümüş, “Hükümet Vatikan değildir, cemevlerimizi tanımlayamaz” dedi
Alevilik Araştırmaları Merkezi Başkanı Ali Yıldırım ise raporun esas olarak Alevi açılımının değil, başta Aleviler olmak üzere Türkiye’ye atılmış bir çalımın belgesinden başka bir şey olmadığını öne sürdü.
Gümüş, dünkü basın toplantısında raporda Alevilerin hak ve taleplerinin güvenlik konsepti çerçevesinde ele alınıp değerlendirildiğini belirtti.
Raporda Aleviliğin tanımlanarak sahte laiklik uygulamasına Alevilerin de ortak edilmek istendiğini savunan Gümüş, şöyle devam etti: “Hükümet, Sünni kesimi kamu olanaklarıyla finanse etme uygulamasını güya Alevileri de sisteme dahil ederek güvenceye almak istemiştir. Zorunlu din dersleriyle ilgili sunulan öneriler de mevcut uygulamanın sonuçlarını daha da ağırlaştıracak niteliktedir. Raporda mevcut durumda halen uygulamalı din eğitimi olan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretimine devam edilmesi istenmekte, bu derse ilave olarak ‘yeni bir alanın’ devreye sokulabileceği belirtilerek bu yeni alan ’isteğe bağlı din eğitiminin verilmesi’ şeklinde tanımlanmaktadır. Yani hükümet, Alevi çocukları için asimilasyon aracı ve sistematik işkenceye dönüşmüş olan uygulamayı artırarak iki din dersi önermektedir, ki bu asla kabul edilemez.” Yıldırım, rapor için, “Alevi açılımı değil çalımı” dedi. Yıldırım, “Rapor Alevilerin ne istediğini bilmediğini iddia etmekte, Alevilerin kendilerini netleştirmesi gerektiğine dair satırlar ifade etmektedir. Kaldı ki son yıllarda Alevi toplumu sorunlarını, istekleri açık ve net bir şekilde dile getirmiş bulunuyorlar” diye konuştu.
ANKARA - Milliyet - 01.04.2011