Mezopotamya İnanç Çalıştayı'nın sonuç bildirgesinde, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın laik devlet kavramı ile çeliştiği öne sürülerek lağvedilmesi gerektiği ileri sürüldü
Demokratik Toplum Kongresi'nin Mardin'de düzenlediği 2 gün süren 'Mezopotamya İnanç Çalıştayı'nın sonuç bildirgesinde, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın laik devlet kavramı ile çeliştiği öne sürülerek lağvedilmesi gerektiği ileri sürüldü.
Türk, Kürt, Alevi, Sünni, Yezidi, Asuri, Suryani, Ermeni, Rum, Arap, Mıhellemi gibi farklı inanç ve kültür temsilcisinin katıldığı çalıştay sona erdi. Açıklanan Mezopotamya İnanç Çalıştayı sonuç bildirgesinde, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 'Sünni İslam inancını dayattığı' ve laik devlet kavramıyla çeliştiği gerekesi ile lağvedilmesi gerektiği iddia edildi. Çalıştay raporunda, inançların ancak mensupları tarafından tanımlanması gerektiği, devlet ve diğer inançlar eliyle tanımlama çabalarının kabul edilemez olduğu savunuldu.
Çalıştay'a 'ilahiyatçı kimliği' ile katılan Hakkari Belediye Başkanı BDP'li Dr. Fadıl Bedirhanoğlu, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın laik devletin kurumu haline gelmesinin din ve devlet açısından içinden çıkılmaz handikap olduğunu ileri sürdü. Nüfus cüzdanlarındaki din ibaresinin kaldırılmasına yönelik AİHM kararının doğru olduğunu söyleyen Bedirhanoğlu, bu karar ardından 'Din elden gidiyor' denilerek çıkarılan yaygaralarının doğru olmadığını söyledi. Bedirhanoğlu, şöyle dedi:
"Bir taraftan 'laikliğin tarifi bütün dinlere karşı eşit mesafede olmasıdır' diyeceksiniz, diğer taraftan ise Sünni İslam inancına insanları zorlayacaksınız, bu bir çelişkidir. Devletin bu çelişkiden kurtulması gerekir. Bu inançsal sorunların hepsi Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yapısından kaynaklanıyor. Devletin böyle bir kuruma sahip olması, ülkeyi laik devlet yapısından çıkarıp dini, 'Sünni İslam' olan devlet yapısına büründürüyor. Devlet her ne kadar bunu kabul etmese de resmi kurumlar bunun tersini söylüyor. Devletin kendisini bu çelişkiden kurtarması için Diyanet İşleri Başkanlığı'nı lağvedip etmesi gerek. Halk kendi inancını, ne olduğunu, nasıl inandığına kendisi karar versin."
LAİK DEVLET İNANCIN ÇERÇEVESİNİ ÇİZEMEZ
Çalıştayaa Ermeni Cemaati adına katılan ve aynı zamanda Agos Gazetesi yazarı olan Mıgırdiç Margosyan, laik hukuk devletinde diyanetin devlet kadrosundan çekilmesi gerektiğini öne sürdü. İnançların özgürce icra edilmesi gerektiğini savunan Margosyan, şöyle konuştu:
"Diyanet'in tamamen elini, eteğini laik devletin temelinden çekmesi gerekir. İnançlar özgürdür. Herkes kendi inançları doğrultusunda, istediği gibi yaşamalıdır. Bu anlamda devletin bunun çerçevesini çizmemesi gerekir. Aslında inançlar tartışılmazken, devlet kendi kurumu aracılığı ile sizin inancınızı tartışmaya açıyor. 'Doğru olan budur, bunu yaşayın' yaklaşımı içinde oluyor."
Alevi ve Bektaşi Federasyonu Genel Sekreteri Kazım Genç yıllardan beri bu görüşü savunduklarını anlatırken, "Diyanet İşleri Başkanlığı'nın lağvedilmelisi gerektiğini söylüyoruz. Her ne kadar bazı Alevi örgütleri, 'Biz de temsil edilelim' dese de biz, çağdaş hukuk normlarına göre bunun tamamen kalkmasını istiyoruz" dedi.
Yezidi temsilcisi Biro Görmez, Kürtçe yaptığı konuşmada, devletin kendilerine tek inanç sistemini dayatmasından dolayı yurt dışına göç etmek zorunda kaldıklarını savundu. Görmez, bu yanlışın bir an önce düzeltilerek devletin bütün inançlara kucak açması gerektiğini söyledi. Çalıştay'a yazar kimliği ile katılan Şerefhan Ciziri ise Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kaldırılması uzun vadeli çalışma olduğu için yetkinin yerel yönetimlere devredilmesi gerektiğini savundu.
Rum Cemaati adına çalıştaya katılan Mihail Vasiliadis ise, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın lağvedilmesi konusunun Müslüman toplumları ilgilendirdiğini anlatırken, Süryani Metropolit Salibe Özmen ise "Herkesin kendisini olduğu gibi tanımlama, herkesi olduğu gibi anlama ve bilmek hakkıdır. Herkesin kendisini tanımlamasındaki özgürlüğü hem insanımızın doğasında var, hem de demokrasimizin gereğidir" dedi.
Vatan - Nezir GÜNEŞ/ MARDİN, (DHA) - 08.02.2010
İnançlardan elinizi çekin
DTK'nin Mardin'de iki gün öncülük ettiği Mezopotamya 1. İnanç Çalıştayı sonuç bildirgesi açıklandı
İNANÇ ÇALIŞTAYI'NDAN 5 ÖNERİ
'Artuklu Üniversitesi'nin adı Mezopotamya Üniversitesi olarak değiştirilsin. Cemevlerinin varlığı yasal güvenceye kavuşturulsun. Alevilere yönelik yok sayma politikaları acilen terk edilsin. Diyanet İşleri Başkanlığı gibi yapılar lağvedilsin. İnanç sahası devletin müdahalesinden arındırılarak özerkleştirilsin.'
'İnanç sahası özerkleşsin'
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) İnanç Komisyonu'nun Mardin'de düzenlediği 'Mezopotamya 1. İnanç Çalıştayı' sonuç bildirgesinin açıklanmasıyla sona erdi. İki gün süren çalıştayın sonuç bildirgesini DTK Eşbaşkanı Yüksel Genç okudu. Çalıştayda Alevi, Sunni, Ezidi, Asurî-Süryani, Ermeni, Rum, Arap, Mıhellemi gibi farklı inanç ve kültür temsilcilerinin bir araya geldiğinin belirtildiği bildirgede, inançların ancak mensupları tarafından anlamlı bir şekilde tanımlanabileceği dile getirildi.
Yeni bir sözleşme
Mezopotamya ve Anadolu'da çok farklı inançların ortaya çıktığına ve yaşadığına vurgu yapılan bildirgede şunlar kaydedildi: 'Devlet ya da toplumun diğer kesimleri tarafından uğradığı baskı, dışlama, inkar ve ayrımcı uygulamalara rağmen varlığını devam ettiren inançlara yönelik, geçmişte yaşanan acıların tekrarlanmaması için yeni bir toplum sözleşmesi ve hukuk inşasına ihtiyaç vardır. Türkiye'de ki devlet merkezli tek tipleştirici Laiklik anlayışı, din- toplum ve devlet arasında ilişkilerin yeniden sağlıklı bir zemine kavuşturulmasının önündeki en büyük engeldir.'
Toplumdaki farklı inançların birbirine düşman hale getirilmeye çalışıldığının belirtildiği bildirgede, bütün inanç gruplarının kendisi ve tarihi ile yüzleşmesi gerektiği ifade edildi. Bildirgede, Ortadoğu'da kadim din ve inançların birlikte yaşamasının çoğulculuk olarak görülmesi, tek tipleştirici, asimilasyoncu politikalara bütün inanç gruplarının birlikte karşı çıkması çağrısı yapıldı.
'Ortak literatür çalışması'
Çalıştayda ortaya çıkan buluşmanın kalıcı kılınmasının ihtiyaç olarak görüldüğünün dile getirildiği bildirgede, bunun içinde çalıştayın kendisini 'Mezopotamya İnanç Platformu Girişimi' olarak devam ettireceği kaydedildi. Farklı inanç mensuplarının, bir arada yaşama yönelik umutlarının artırılması için atması gereken adımların bulunduğuna işaret edilen bildirgede, şunlar dile getirildi: 'Yıkılmaya yüz tutan inanç merkezlerinin birlikte onarılması, yaşayan inançların birbirlerini tanıması için eğitsel ve kültürel çalışmaların yapılması, inançların kutsal günlerinin birlikte kutlanması bu yönde atılan anlamlı adımlar olacaktır. Yine dilimize yerleşen farklı din, inanç ve kültürlere yönelik ayrımcı ve aşağılayıcı yaklaşımların ayıklanması için ortak bir literatür çalışması başlatılmalıdır.'
Mardin'de bulunan Artuklu Üniversitesi'nin adının Mezopotamya Üniversitesi olarak değiştirilmesinin istendiği bildirgede diğer talepler ise şöyle sıralandı: 'Cem evlerinin varlığı yasal güvenceye kavuşturulmalı. Alevilere yönelik yok sayma politikaları acilen terk edilmeli. Laik devlet kavramı ile çelişen Diyanet İşleri Başkanlığı gibi yapılar lağvedilmelidir. İnanç sahası devletin müdahalesinden arındırılarak özerkleştirilmelidir.'
Günlük Gazetesi - MARDİN - DİHA - 08.02.2010