Din Kültürü - Din Eğitimi nasıl olmalı

Din Kültürü - Din Eğitimi nasıl olmalıAli KENANOĞLU / BirGünOkullarda zorunlu olarak okutulan ve ismi ‘’Din Kültürü...

Din Kültürü - Din Eğitimi nasıl olmalı

Ali KENANOĞLU / BirGün

Okullarda zorunlu olarak okutulan ve ismi ‘’Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi’’ olan dersin Anayasal zorunluluk olmaktan çıkartılması Laikliğin bir gereği olarak yerine getirilmelidir. ‘’Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi’’ dersinde yer alan ‘’Ahlak’’,  ders olarak okutulacak ve öğretilecek bir olgu değildir. Ahlak toplumsal bir yargıdır. Kimine göre saçının tek bir telinin kapatılmaması ‘’Ahlaksızlık’’ olarak değerlendirilirken kimine göre ise ‘’mini etek ‘’ giymek gayet normaldir. Buradaki ahlakı kim neye göre belirleyecektir. Bu iş Devletin – Hükümetin ve Milli eğitimin işi değildir. Toplumsal bir davranıştır. Ahlak anlayışı ve kuralları Toplumun kültürel ve eğitim düzeyiyle veya başka etmenlerle değişebilen bir olgudur. Dolayısıyla sabit ve tek düze bir Ahlak anlayışından söz etmek mümkün değildir. O halde geriye kalıyor ‘’Din Kültürü’’ .

Dinler Kültürü okullarda okutulmalıdır. Tüm dinlerin, inançların, farklı yorumları ne olup ne olmadığı, İnançlar hakkında genel bilgiler verilmeli. Çocuklarımız Dünya üzerinde bulunan farklı inançlar hakkında genel bilgi edinmelidirler. Bu derslerde hiçbir inancın duaları ezberletilmemeli ve inanç esasları uygulatılmamalıdır. Örneğin Alevilik gibi topluma ön yargılarla tanıtılmış bir inanç hakkındaki bilgiler de Alevi kurumlarının ortak kanaatiyle onaylanmış bilgiler olmalıdır. Bu adla verilen mevcut kitapların hepsi bir darbenin izini silmek adına kaldırılması gereken yere kaldırılmalıdır.

‘’Dinler ve İnançlar Kültürü’’ derslerinin Anayasal zorunluluk olarak değil, müfredat gereği seçmeli olarak verilmelidir. 

Peki, çocuğuna mensup olduğu bir dinin, inancın eğitimini verdirmek isteyen aile ne yapacak.

Şüphesiz ki biz bu şekilde düşünürken bazı insanlarda çocuklarının mensup olduğu inancın eğitimini almasını istemektedir. Çocuğunun namaz nasıl kılınır, hangi dualar okunur, nasıl okunur gibi birçok uygulamaya dayalı konuları öğrenmesini istemektedir. Bunu isteyen ailelerin sayısı da haylice fazladır. Okullar bir inanç öğretimi yuvası olamayacağına göre bu eğitimler inanca ait mekânlarda verilmelidir. Zaten verilmektedir. Bunun örneği Kuran Kurslarıdır.

Kuran Kursları ve kuran eğitimi, Tevhidi Tedrisat Kanununa rağmen Türkiye de okullar dışında uygulanan ve okutulan bir eğitimdir. Kuran kurslarının yeniden düzenlenmesiyle, çocuklarına din eğitimi vermek isteyen ailelerinin sorunları da kendiliğinden ve laikliğe uygun bir şekilde çözülecektir. Alevi çocukları ise Cem evlerinde Alevilik dersleri almalıdırlar. Zaten mevcutta böyle bir uygulamada vardır. Semah kursları, Dedelik dersleri, Cenaze kaldırma hizmetleri dersleri, Genişletilmiş Alevilik dersleri gibi dersler Cem evlerinde verilmektedir. Bu dersleri okullara sokma iddiası yersizdir. Bu iddia inançları kontrol altına alma iddiasıdır. Bu iddia halkına güvenmeyen, onun inançlarını düzenleme ihtiyacı hisseden devlet yapısını iddiasıdır.

Okullarda verilen Din Eğitiminin sakıncaları

Okullar Dini bir mekân değildir. Ayrıca bir inancın birçok farklı uygulaması ve yorumu bulunmaktadır. Hanefilik – Şafilik ve Şiiliğin hangisi esas alınacak. Şiiliği şafi öğretmen mi öğretecek. Şafiliği Sünni öğretmen mi öğretecek. Peki, Alevilik dersini kim verecek. Kafası Aleviliğe karşı ön yargılarla dolu Din Dersi öğretmenleri mi verecek. Peki, bu dersler kim tarafından hazırlanacak. Asimilasyona uğramış ama hala ortalıkta Alevi’yim diye dolaşan akademisyenler mi hazırlayacak, yoksa Aleviler adına Sünniler mi hazırlayacak.  Bu saçmalıkların hiçbirisine gerek yok.

Özetle;

1- Mevcut Din Dersi Kitapları bir darbenin izlerini silmek üzere çöpe atılmalıdır.

2- Okullarda Tüm dinler ve inançlar hakkında genel bilgi içeren, ‘’Dinler ve İnançlar Kültürü’’ dersi okutulmalıdır.

3- Din eğitimi ‘’kuran kursları’’n da olduğu gibi inanca ait mekânlarda inancın mensupları tarafından verilmelidir.
 
Devlet vatandaşına güvenmeli, inançlar arası ayrım yapmamalı, inançları finanse etmemeli, inancı inanana bırakmalıdır.

Ali KENANOĞLU

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy98493 = 'kenanogluali' + '@';

addy98493 = addy98493 + 'hubyar' + '.' + 'org';

var addy_text98493 = 'kenanogluali' + '@' + 'hubyar' + '.' + 'org';

( '' );

98493 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->


Birgün Gazetesi - 16.10.2010

Makale Haberleri

Ölümsüz bir analiz olarak: Büfeci İslamı - Ufuk Güldemir
Ali mi Aleviliği, Alevilik mi Ali'yi yarattı?
Şebnem Korur FİNCANCI yazdı: Aralık 78
Alevi düşmanlığı yapan Rabia Mine'ye PSAKD yöneticisinden cevap
Din ortaklığının kitle kontrol silahı : Korku