Derya SAZAK : Abdi İpekçi

Derya SAZAK  : Abdi İpekçiMilliyet gazetesinin kurucu Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi'yi ölümünün 29. yılında...

Derya SAZAK  : Abdi İpekçi

Milliyet gazetesinin kurucu Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi'yi ölümünün 29. yılında Zincirlikuyu'daki mezarı başında andık.

Abdi Bey'in kızı Nükhet İpekçi'nin konuşması her zamanki gibi dokunaklı ve anlayanlar için mesaj doluydu:

"Gladio'suyla hesaplaşmış bir ülke olan İtalya'dan, ülkemize geri yollanan tetikçinin (Papa'yı vuran Mehmet Ali Ağca) askeri cezaevinden kaçırılışını, hangi kurumun mensupları, aşağılanma ve hakaret ve suç sayıp, araştırıp sonuçlandıracak?

Asıl suçluları adaletten kaçırdılar. Devlet onlardan yanaydı. Sanki suçlu biz gibiydik.

Bu cümleleri bir çırpıda sıralayacak olan, ne kadar çok cinayet mağduru aile var. Cinayet mağdurları, öç alma değil adalete ulaşma kaygısı içindeler.

Bu kadar çok cinayete göz yumulması, bu kadar çok canın yok sayılması yurttaşa hakaret sayılmaz mı? Bizleri cinayet işletenlerle bir arada yaşamaya mahkûm edenleri mahkûm etmek gerekmez mi? Her tür suikastla, katliamla yüzleşeceğimiz, bu tür can almaya hep birlikte karşı geleceğimiz bir günü göremeyecek miyiz?

Canları alınmak bakımından eşit durumda olan binlerce kurbanın anılmak, hatırlanmak, anıtlaştırılmak bakımından hiç de eşit olmadığını görüyoruz.

Caddelere bazı katledilenlerin isimleri verildi, heykeller, anıtlar yapıldı ama akan kanlar hiç gözükmedi. İçleri boşaldı, anlamından uzaklaştı. Meçhul bıraktırılmış tüm cinayet kurbanlarının, ortak bir anıtı olmalı."

Savaşların isimsiz kahramanları-kurbanları adına "Meçhul Asker Anıtı" dikilir.

Bizim ülkemizde ise binlerce faili meçhul cinayet işlenmiş; İpekçi ailesi şimdi hepsi adına ortak bir anıt düşüncesini seslendiriyor.

Nükhet İpekçi vatansever çetelerin ortalığa döküldüğü, Gladio'ların, Ergenekon'ların kol gezdiği, tetikçilerin "kahraman" gibi görüldüğü onca yılın ardından çarpıcı bir protesto olarak şunu öneriyor:

"Kim bilir belki de park ve caddelerimize tetikçilerimizin adlarını, onları cinayete yönlendirenlerin, koruyup kollayanların adlarını versek belki daha da gerçekçi oluruz. Karşı karşıya bıraktırıldığımız hakikati daha iyi kavrayabiliriz.

Kurşunlarla, bombalarla parçalanıp, cayır cayır yakılarak can alınan, bir cinayetler ülkesi durumuna düşmeyelim diye tedirgin oluruz, bu tür aşağılanmayla yaşamayalım diye sorumluları harekete geçiririz, devlet görevindeki bazı kişilerin suça iştirakle, suçu örtbas etmekle, milletimize ne gibi bir hizmetleri dokunduğunu ısrarla öğrenmek isteriz. Kim bilir?"

İpekçi'ler, Mumcu'lar, Hrant'lar, yüzlerce aydın ve yurtsever insanımız adına adalet istiyoruz.

Abdi Bey'i özlem ve saygıyla anıyoruz.

Derya SAZAK

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy68240 = 'dsazak' + '@';

addy68240 = addy68240 + 'milliyet' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';

var addy_text68240 = 'dsazak' + '@' + 'milliyet' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';

( '' );

68240 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->


MİLLİYET - 2 Şubat 2008

Diğer Haberler

Onarılamayan yara Maraş Katliamı 46. Yılında
Honaz Alevi Köyleri
AABF’ye karşı ‘hakkını arayan’ Beyhan İpek’ten çağrı!
Ölümsüz bir analiz olarak: Büfeci İslamı - Ufuk Güldemir
Kerbela: Gerçek mi mitoloji mi?
Muharrem Orucu ve Yas-ı Matem Takiyyesi
Alevilik ve İslam farklıdır, Alevilik nedir?
12 imamlar bizden değildir
Minaresiz Camiye benzeyen Cemevleri
Metin Karataş: 'Alevilerin ibadethanesi dört duvar arası değildir!'