Milli Eğitim’in yeni felsefe müfredatı ‘dini bütün, milliyetçi ve saygılı’ gençlik hedeflerken felsefe anlatmayı unutmuş
ANKARA - Derslerde sık sık hadislerden örnekler verilir, tanrının varlığına ilişkin ‘kanıtlar’ sıralanırken, aksi görüşler kısaca geçilir, amacı milli değerleri özümsemiş, saygılı öğrenciler yetiştirmektir... Yeni müfredat çerçevesinde hazırlanan Felsefe Dersi Programı ve Kılavuzu taslağı, ‘dini ve milliyetçi’ motifleriyle felsefe öğretmenlerini isyan ettirdi: “Bu program uygulanırsa, felsefe dersi diye bir şey kalmaz.”
‘Çağdaş bilgiden uzak’
Uzmanlık alanı ‘felsefe’ olan akademisyen ve öğretmenlerin oluşturduğu Felsefeciler Derneği, Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı’nın yenilenen ortaöğretim müfredatı kapsamında hazırladığı Felsefe Dersi Programı ve Kılavuzu Taslağı’nın dini ve milliyetçi motifler içerdiğini belirterek, Milli Eğitim Bakanlığı’na tepki gösterdi. Felsefeciler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Küpeli, felsefe grubu derslerine ilişkin Talim Terbiye Kurulu’nun hazırladığı taslakların, nesnellikten ve çağdaş bilgi ölçütlerinden uzak olduğunu savundu. Küpeli, felsefe dersine ilişkin hazırlanan taslak programda, ders amaçları arasında sayılan ‘milli değerleri özümsemek’, ‘özgürlük ve sınırlılık dengesini korumak’, ‘saygılı ve hoşgörülü olmak’ gibi başlıkların felsefe eğitiminin genel amaçları arasında yer almadığını belirterek, “Bu maddeler felsefe eğitiminin değil, ahlak bilgisi dersinin konusu olabilir” dedi.
Terk edilmiş bir görüş
Felsefe dersi program taslağında, teleolojik bir yönlendiriciliğin göze çarptığını belirten Küpeli, şu uyarılarda bulundu:
“Taslakta, ‘varlıkların meydana gelişinde bir amaç olup olmadığı’ gibi bir konunun öğrenci tarafından tartışılması ve ‘Her varlığın meydana gelişinde bir amaç vardır’ sonucuna varması bekleniyor. Bu, gerek bilimlerde gerekse felsefede terk edilmiş bir görüş olan teleolojinin öğrenciye benimsetilmeye çalışıldığı anlamına gelir.”
Kurandan hadisler, kompozisyon konusu
• Siyaset ve Felsefe ünitesinde, etkinlik kapsamında ‘Bir saat adaletle hükmetmek, bir sene ibadet etmekten daha hayırlıdır’ diyen hadis -i şerife yer veriliyor. Bu hadisin konu olacağı bir kompozisyon yazılması isteniyor.
• Taslakta, ‘Evrensel Anlamda Din İnsana Ne Kazandırır?’ ve ‘Evrensel Anlamda Felsefe İnsana Ne Kazandırır?’ başlıklarıyla din ve felsefenin karşılaştırıldığı bir tabloya yer veriyor. Bu tabloda dinin insana ‘huzur’, ‘mutluluk’, ‘güven’, ‘manevi doygunluk’ ve ‘Tanrı sevgisi’ verdiği öğretiliyor.
Tanrı var ki...
• Taslakta, tanrının varlığını kanıtlamak için öğretmenden şu etkinliği yapması isteniyor:
“Öğretmen öğrencilere bir kitap gösterir.
Yazar olmadan bu kitabın var olması mümkün mü?
Resim gösterir.
Ressamsız bu resmin kendi kendine olması mümkün mü?
Sınıftaki sıralar, masalar v.b
Marangoz olmadan tahtaların bir araya tesadüfen gelmesi mümkün mü?
Yapan olmadan en küçük varlık bile var olmadığına göre bu bir mükemmellik içinde işleyen bu kâinat sahipsiz yaratıcısız olur mu?
Yukarıdaki sorular ile öğrencilerin dikkati çekilir.
Aşağıdaki sorular yazılarak öğrencilerin düşünmesi istenerek grup etkileşimi başlatılır.
Her eserin bir ustası olur mu?
Evren nasıl meydana geldi?
Evrende bir mükemmellik var mı?
Evrendeki düzenin amacı nedir?
Bir atom zerresini bile düzenli hareket ettiren kuvvet nedir?
Tanrının varlığına ilişkin kozmolojik, ontolojik ve teolojik kanıtlar, soru- cevap tekniği ile ortaya konur.
Aşağıdaki paragraf öğrencilere okunarak etkinlik sonlandırılır.
“Doğa hakkındaki gözlemlerimiz bize onda bir düzen olduğunu göstermektedir. Doğa hakkındaki bilgimiz arttıkça onun parçaları arasındaki karmaşık uyum ve genel yapısındaki olağanüstü planlılık daha açık bir biçimde kendini göstermektedir. Bu uyum düzen ve planlılık ne kendi kendini ortaya çıkabilir, ne salt bir rastlantının ürünü olabilir. Bu olağanüstü makinenin sisteminin gerisinde, akıllı, bilgili, planlı bir varlık olmalıdır. O, ancak Tanrı olabilir. O halde tanrı vardır, tanrı var ki biz varız, evren var, evrendeki düzen var, zaman var, hayat var, ölüm var. (Felsefeye giriş Prof. Dr. Ahmet Aslan, Mart 2005)”
Etkinlik bitiminde ölçme ve değerlendirme bölümünde öğrenciye ‘Tanrının varlığı ile ilgili kanıtlar nelerdir?’ ifadelerini içeren tek bir soru soruluyor.
‘Dini mozaikler’de bazı parçalar eksik
• Din ve Felsefe ünitesinde kazanımlar bölümünde, ‘Felsefe ve dinin insana kazandırdığı, bakış açılarını fark eder’, ‘Dinlerin bilime verdiği önemi fark eder’ ifadeleri yer alıyor. Ayrıntılı etkinlikler bölümünde ‘Dini Mozaikler’ başlığı altında da ‘Yüzyıllarca bir arada yaşamı sağlayan inanç mozaiklerinin, bireye ve topluma katkılarına din olgusunun vurgusu yapılarak etkinlik sonlandırılır’ deniliyor. Aynı ünitede ‘Tanrı hakkındaki kanıtların neler olduğunu açıklar’ kazanımının açıklamasında da ‘Kozmolojik kanıt, Hudus kanıtı, Ontolojik Kanıt, İmkân ve Ahlak kanıtı gibi görüşlere yer verilebilir” deniliyor.
• Üniteler tanıtılırken, ‘Din ve Felsefe’ ünitesinde, ‘Tanrı Hakkındaki Görüşler’ başlığı altında, ‘Tanrının Varlığını Kabul Edenler’, ‘Tanrının Varlığını Reddedenler’, ‘Tanrının Varlığı veya Yokluğunun Bilinemeyeceğini Öne Sürenler’ konularına değinileceği belirtiliyor. Ancak taslak programda, ünite içerisinde, konu etkinlik yapılmadan, ‘Tanrı hakkındaki görüşleri bilir ve farklarını ortaya koyar’ kazanımının açıklamalar bölümünde, ‘gerekçelendirme, tutarlılık arama, doğru- yanlış belirleme. Tanrının varlığı ile ilgili Teizm, Ateizm, Panteizm, Agnostizim, Deizm gibi görüşlere yer verilmelidir’ ifadeleriyle geçiştiriliyor. Ünitede, daha çok ‘tanrının varlığının kanıtlanması’ üzerinde duruluyor.
• ‘Evrensel Anlamda Din İnsana Ne Kazandırır’ ve ‘Evrensel Anlamda Felsefe İnsana Ne Kazandırır’ başlıklarıyla din ve felsefe karşılaştırılıyor. Bu tabloda dinin insana ‘huzur’, ‘mutluluk’, ‘güven’, ‘manevi doygunluk’, ‘Tanrı sevgisi’ verdiği belirtiliyor.
Öğrencilere milliyetçi film izlettiriniz...
• Siyaset ve Felsefe ünitesi altında, ‘Türk Milleti’nin bağımsızlığına verdiği önemi ve bağımsızlığını korumak için yaptığı mücadeleyi anlatan bir film seyrettirilir’ etkinliği yer alıyor.
• Amaçlar bölümünde, öğrencilerde hedeflenen özellikler, ‘Milli değerleri özümseyerek, evrensel değerlere de açık olmaları’, ‘Hem etik hem de estetik değerleri; milli ve evrensel açıdan yaşamıyla ilişkilendirebilmeleri’ diye sıralanıyor. Programın yaklaşımları anlatılırken de ‘milli eğitimimizin amaçları doğrultusunda milli değerleri koruyup geliştiren, evrensel değerleri benimseyen bireylerin yetiştirilmesine vurgu yapar’ görüşü aktarılıyor.
BETÜL KOTAN / RADİKAL - 3 Ekim 2008