Dersim'in kayıp kızları bulundu

Dersim'in kayıp kızları bulundu   ‘Evlatlık değil beslemeydik’  Dersim olaylarında ailelerinden zorla alınıp subay ailelere...

Dersim'in kayıp kızları bulundu 
 
‘Evlatlık değil beslemeydik’

 
Dersim olaylarında ailelerinden zorla alınıp subay ailelere evlatlık verilen kayıp kız çocuklarının anlatıldığı belgesel, sarsıcı iddialarla gündeme gelmeye hazırlanıyor. Kız çocuklarının izini sürüp yüzlerce kayıp kız olduğunu tespit eden iki belgeselci Nezahat ve Kazım Gündoğan, ailelerinden alınan ve bugün 80’li yaşlarını süren iki amca kızını bulup birbirleriyle buluşturmuş. Belgesel filmin tartışmalara neden olacak kahramanları Fatma İçin ile Huriye Aslan’ın anlattıkları, ’İki Tutam Saç, Dersim’in Kayıp Kızları’ belgeseli gösteriminden önce Pazar Vatan’da...

1937-38 Dersim olaylarından geriye kalanlar, bugün yeniden tartışılırken gösterime girecek olan belgesel, Dersimli kayıp kızlarla izleyiciyi yüzleştiriyor. Belgeselciler Nezahat ve Kazım Gündoğan, bugünkü Tunceli adıyla bilinen Dersim’de düzenlenen operasyonun devamında, ailesiz kalan ya da ailelerinden zorla alınan kız çocukların peşine düşmüş. Belgeselciler iğneyle kuyu kazmaya benzettikleri 3 yıl süren araştırmalar sonunda yüzlerce kız çocuğunun ailelerinden koparıldığını öğrenmiş. Subaylara evlatlık verilen bugün 80’li yaşlarına gelmiş 70 kadını da bulmuş. Ama kimi konuşmak istememiş, kimi son anda vazgeçmiş. Kiminin ise çocukları ve torunları konuşmalarına engel olmuş...

Kazım Gündoğan: “Dersim evlatlığı kadınların çocukları ve torunları arasında çok önemli ve tanınan isimler de var. Gazeteci Yavuz Semerci de babasının Dersim olaylarında evlatlık verildiğini açıklamıştı” diyor. Nihayetinde ise iki kadın Fatma İçin ve Huriye Aslan konuşmuş... Üstelik amca çocuğu ve çocukluk arkadaşı da olan iki kadın 70 sene sonra ilk kez bir araya gelmiş... Önce birlikte oynadıkları oyunları anlatmışlar: “Sek sek oynardık, körebe oynardık. Sonra bir gün dağa kaçtık, mağaralarda saklandık...”

Fatma İçin: ‘Zorla evlendireceklerdi ama ben ona baba diyordum’

Malatya’daki bir subay aileye evlatlık verilen Fatma İçin’in yaşadıkları film olacak türden; belgeselde yaşadıklarını şöyle anlatmış: “Askerin köylere geleceğini duyunca çoluk çocuk, dağlara kaçıp ormanlarda, mağaralarda günlerce aç, susuz saklandık. Babaannemiz mağaradan çıktığında öldürüldü. Geriye kalanları toplayıp saç makinesiyle saçlarını kazıdılar. Trenlere bindirip sürgüne gönderdiler. Bizi Elazığ’da bir okulda topladılar. Malatya’daki bir asker ailesinden ‘Bana bir kız gönderin’ diye haber geldi. Beni o askerin evine götürdüler. Hiç Türkçe bilmiyordum, çok zordu. Birkaç yıl sonra evlendirmek istediler, evden kaçtım.”

İçin’in evden kaçmasının altında ise bir taciz olayı olduğunu söylüyor Nezahat Gündoğan: “Ayrıntılı anlatmadı biz de psikolojisini düşünerek çok üstüne gitmedik. ‘Seni kiminle evlendirmek istediler?’ diye sorduğumuzda ‘Ne bileyim kiminle evlendirecekti, kendi mi evlenecekti! Ama ben ona baba diyordum’ deyince olayın rengi ortaya çıktı.”

‘Aleviydim uyum sağlamak için Sünni oldum, Kürtçe’yi tamamen unuttum’

Evden kaçan Fatma’yı arama görevi evdeki emir erlerine düşer. Fatma Hanım nasıl yakalandığını şöyle anlatıyor: “Bir çeşmenin başında oturuyordum emir eri Mehmet geldi. ‘Hadi gidelim’ dedi ben de ‘O eve bir daha gitmem çünkü ben ona ‘baba’ diyorum. Bir daha ölsem de gitmem’ dedim...”

Fatma Hanım bu olayların ardından emir eri Mehmet’le evlendirilir ancak Mehmet başka bir kadınla kaçar. Fatma Hanım boşanmak için gittiği adliyede ise kendinden 20 yaş büyük olan katiple tanışır ve bugünkü çocuklarının babası olan son eşiyle evlenir. Ancak eşi erken yaşta ölür Fatma Hanım çocuklarını yalnız başına, mücadelelerle büyütür. Ve çocukları büyüdüğünde onlara Dersim gerçeğini anlatır. Çocukları annelerine destek olur, köylerine gidip köklerinin peşine düşer. Ve teyzelerini, dayılarını bulurlar. Bu arada Alevi olan Fatma Hanım uyum sağlamak için mezhebini değiştirip Sünni olmuş ve Kürtçe’yi tamamen unutmuştur. Bu yüzden bazen aile içinde kendini dışlanmış hissettiğini de belgeselde anlatıyor.

Huriye Aslan: ‘Kürt kızının bulaşıklarını ayrı yıkayın’ dediler...

Huriye Aslan ise Fatma İçin’den daha şanslı... Ailesinden koparıldıktan 10 yıl sonra onlara kavuşmuş ancak yıllar boyu yaşadıklarını unutmamış: “Ormanlık bölgeden alıp Ovacık’a götürdüler. Orada harekata katılan bir asker beni diğer askerlere emanet edip Samsun’daki evine gönderdi. Saçlarımı traş ettiler, elbiselerimi değiştirdiler. Samsun’daki evin kapısı açıldı, içeri girdim. Kadın hemen yakama baktı ‘Kız temiz’ dedi. Sonra bir merdiven başında yatıp kalktım. Yemeklerimi onlardan ayrı yiyor, aynı masaya oturmuyordum. Emir eri Dilaver’e ‘Kürt kızının bulaşıklarını ayrı yıka, ayrı indir, bizimkilerle karıştırma’ diyordu o kadın.” Huriye Aslan dövüldüğü ve hakarete uğradığı için evden kaçmış: “Beni bulup karakola götürdüler. Polis memuru ‘Evin hanımıyla konuşurum sana iyi davranır’ dedi, ben ‘Etlerimi parça parça yap, köpeklere at ama bir parçasını bile o kadına verme’ dedim. Polis de beni Samsun’un ileri gelen, şeker fabrikası sahibinin evine verdi... Oradaki kadın iyiyidi ama adam beni ne zaman yalnız bulsa dizine oturtup öperdi.” Aslan’ın şansı ise ailesinin kızlarının peşine düşmüş olması... 10 sene sonra bulunan Aslan mahkeme kararıyla ailesine geri verilmiş.

Bulunamayan kızların ailelerinin de belgeleriyle yer aldığı belgesel “İki tutam saç, Dersim’in Kayıp Kızları”, 2 Mart’ta Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda izleyiciyle buluşacak. Belgeselin seslendirmelerini Jülide Kural yaparken, Şevval Sam kendi bestesi olan bir şarkıyı söylüyor.

VATAN Pazar / Beril Özcan - 21.02.2010

Basında Aleviler Haberleri

Can Dündar: Aleviler tarih yazıyor!
Hilal Nesin’e sistematik saldırı
Alevi Kadınların ilk ve tek dergisi PELGÜZAR