Demokratik Alevi Dernekleri Genel Merkezi (DAD), Munzur Gözleri’nde yapımına başlanan peyzaj projesine dair açıklama yaptı.
Başköylü Hasan Efendi’nin, “Ayağınızı vurduk su çıktı yüze/ İkrar, rahmet deryasında verildi bize/ Abu zemzem dediler suyumuzu/ Bundan başka Kevser yok dediler” dizeleriyle başlanan açıklamada Munzur Gözeleri’nin Reya Heq Alevi inancının varoluş mekanlarından biri olduğu vurgulanarak, Munzur Gözeleri’ne yapılmak istenenin yarın Alevi süreklerinin farklı coğrafyasındaki başka bir kutsal mekanı yok etmek için de yapılacağına dikkat çekildi.
DAD Genel Merkezi’nin basın metninin tamamı şöyle:
“Munzur Bawa, Reya Heq Aleviler için, Şir mekanıdır. Kaynağına yüz sürülen, niyaz olunan, darına durulan Munzur Bawa Gözeleri (Çaviyê Munzur Bawa) bizler için paklandığımız, niyazımız ile şifalandığımız Ocağımız, Jiyarımız, varoluş mekanımızdır. Coğrafyada doğum bazı mekanlarda aşikardır, gizlemez sürekli kendini yeniler. Aslolan evrendeki hakikati gönül gözü ile görmektir. Rêya Heq Alevi inancında Munzur Gözeleri, yaşamın, yeniden doğuşun, toplumsal varoluşun kaynağıdır. Nasıl ki toplumsallık insanlığın varlık nedeni ise, su kaynakları da bu toplumsallığa ortam hazırlayan kutsal mekanlardır. Su havzaları ile ilk yerleşim yerleri arasında birebir ilişki vardır. Zerdüşt inancında ” Anahita” varoluşun, yaşamın, yeniden doğuşun kaynağı olarak kabul edilir. Kutsal Munzur gözeleri ” Anahita”nın mekanıdır, Anahita Munzur Gözelerini mekan tutmuştur. Anahita’nın memelerinden akan süt ırmağa dönüşmüştür. Munzur Gözelerinin Rêya Heq Alevi inancındaki kutsallığı yaşamın varoluşuyla başlar. Varoluşun, yeniden doğuşun, canlılığın, evrendeki döngünün, doğurganlığın, bilgeliğin, Anakadın kemaletinin kaynağıdır. Nehak zihniyet bu kadim kültürü, toplumsal hafızamızı biliyor. Yeniden doğuşun mekanını da biliyor. Derdi davası da budur.
HERDA DEVREŞ TOPRAĞINDA “YA HAKK” DİYE ÇAĞIRAN PİR VE MÜRŞİTLERİMİZE; KUTSALLARIMIZ ZORDADIR DARDADIR
Hakk ve hakikat için gelin Munzur Bawa’nın manevi huzurunda, hak kelamını söyleyin, gülbanglarınızı, deyişlerinizi, turna avazı sesinizle sazınızla dile getirin. Xızır’ın diliyle klam söyleyen şairimiz, ozanımız; Munzur zordaysa kurduğunuz her söz dardadır. Gelin hep beraber Munzur Bawa’ya dair yazdığınız son şiirlerinizi Munzur suyuna okuyalım. Dersim hakikatini, doğasını, güzelliklerini, romanlarında, hikayelerinde, masallarında, dile getirin cümle yazarlar gelin hep beraber yazdığınız son öyküleri hep beraber Munzur gözelerinde yüksek sesle okuyalım. Munzur Bawa’nın güzelliklerini renk cümbüşü içerisinde fırçası ile tablosuna aktaran ressam, Munzur gözelerinde “suyun özgür akışını ve ruhunu” tabloya nakşedelim.
Yıllarca Aleviler adına söz sahibi olduğunu söyleyenler, etki ve yetki sahibi olduğunu söyleyenler, bulundukları konumlarından dolayı devlet erkanınca ziyaret edilenler, seçim dönemlerinde milyonlar adına konuşma hakkını görenler, devlet kurumlarının, milletvekillerinin, parti başkanlarının, bakanların fotoğraf karelerinde yer alan kurum temsilcileri, inanç önderleri, siyasetçiler şimdi Munzur zorda ise siz darda değil misiniz? Tamda zamanı değil mi? Pirlerinizin gulbank sesleri hiç mi kulağınızdan gitmedi? Yediğiniz lokmaların, dinlediğiniz deyişlerin, Hakk ve hakikat arayışında Hakk’a yürüyen canların hiç mi bir karşılığı yok?
MUNZUR’ UN TUTSAK EDİLMESİ, RÊYA HEQ ALEVİ İNANCINI ÇARMIHA GERMEK DEMEKTİR
Munzur Gözelerinde çar anasır bir libasa bürünüp Hakk diye görünmüştür. Munzur’ un tutsak edilmesi, Rêya Heq Alevi inancını, toplumsal yaşamını çarmıha germek demektir. Bugün Munzur gözeleri, yarın Alevi süreklerinin farklı coğrafyasındaki başka bir kutsal mekanı yok edilecektir. Bu inanç doğası, kültürü ve toplumu ile yavaş yavaş taksitle öldürülüyor. Alevilerin Hakk dediğine dokunuluyor. Toplumsal hafızamız dilimiz, varlık nedenimiz, umudumuz, direnen inanç gerçekliğimiz yok ediliyor. Tarih yarın bugünü yazacaktır; Hakk divanında durup zulme biat edenleri de, ” Ya Hakk, Ya Munzur Bawa” deyip Nehak anlayışa karşı dik durup gayret edenleri de. Aslolan yerinde ve zamanında Hakk aşkı Xızır gayreti ile çözüm alıcı müdahalelerde bulunmaktır.
ŞİMDİ ZAMANI DEĞİL DE NE ZAMAN?
Hanesi ile beraber Munzur’a gelen, niyaz olan, çerağ uyandıran, kutsal suyundan içen, taşını toprağını teberik kabul eden, rahat bir nefes almak için eğlenmeye gelen canlara sesleniyoruz. Bugün değilse ne zaman. Şimdi tamda meydan kurup söz söyleme zamanıdır. Munzur Zorda ise hepimiz dardayız. Ozanlarımız hak kelamı olan klamlarını söylesin. Sesin ve sözün kutsallığı, Kutsal Topraklardaki direnin inanç gerçekliğini, direnen halk gerçekliğini mücadeleyi, acımızı, sevincimizi, inancımızı itikatımızı bildiği dille anlatsın okusun.
Bugün bu kutsal topraklarda olmayan, diasporada yaşamak zorunda kalan, Bu toprağın bu inancın evlatlarına da çağrımızdır. Dönem dönem gelip gölgesine sığındığınız ağaçlar, içtiğiniz su, ayak bastığınız topraklar, sizden bir şey istedi mi? Cemalinizi kutsallarınıza çevirip çerağ olma zamanıdır. Doğru zamanda, doğru yerde hak kelamı söyleme bugün değilse ne zaman? Zamanın ve mekanın ruhu bizden bunu istiyor?
Bizim ziyaretgahlarımızı, ocaklarımızı doğamızı korumak herkesçe doğru anlaşılmalı. Bu cümle varlığın yuvasına kıymet verdiğimiz içindir. Cümle varlığın su hakkını kirletmemek içindir. “Değişim gerek, turizme açılması gerek” diyen canlara, aslına dönmeleri için bir kapı aralayacaktır. Munzur Vadisi’nde hangi taş, üzerine oturdunuz diye sizi rahatsız etti? Hangi ağaç, gölgesini esirgedi? Hangi ağaç meyvesini esirgedi? Binlerce yıldır darına durduğumuz Munzur, hangi haneyi rızksız bıraktı.
REYA HEQ KOMLARI MERTLİKLE, EMEKLE, AÇIK YÜREKLİLİK VE KADİR KIYMET BİLMEKLE DEĞER VERDİ
Ekonomik kazanım olacak diyen nefis erbablarına da, iki kelam etmek isteriz. Aslında bu yaklaşım parası ile her şeyi satın alacağını düşünen nefsani aklın talan zihnidir. Reya Heq Komları para ile itibar vermedi. Mertlikle, emekle, açık yüreklilik ve kadir kıymet bilmekle değer verdi. Bu kıymeti anlamak hepimizin dünyaya liyakatli bir birliktelikle cevap olmamızı sağlar. Meselemiz hay- huy dünya meselesi değildir. Parsa meselesi değildir. İnsan olarak Harde Dewreş’e niyaz ettiğimiz Jiyarlarımıza ve Munzur suyu üzerinde Basra Körfezi’ne kadar mekanda cümle varlığın yaşam ve su hakkına olan niyazımızdır.
Çağrımız hak ve hakikati esas alan, çar ana sıra ikrar veren, Munzur’u Hakk bilen cümle canlaradır. Yaşanan zulme sessiz kalma! Munzur zorda ise hepimiz dardayız. Zaman sahipsiz, mekân rızasız, Mazlum çaresiz değildir.”
PİRHA/ İSTANBUL