Değişim Kaçınılmazdır!

Değişim Kaçınılmazdır!NECDET SARAÇ   1994’den bu yana İstanbul ve Ankara  başta olmak üzere yerel iktidarları, 2002’den...

Değişim Kaçınılmazdır!

NECDET SARAÇ
  
1994’den bu yana İstanbul ve Ankara  başta olmak üzere yerel iktidarları, 2002’den bu yana da siyasi iktidarı elinde bulunduran AKP anlayışı ciddi bir tıkanma süreci yaşıyor. Bu tıkanmada artık aleni hale gelen yolsuzluklar, rüşvet gibi faktörlerin, ulusal ve uluslararası düzeydeki müdahelelerin, küresel krizin rolü olsa da asıl neden sokakta da inandırıcılığın yitirilmiş olması!. Siyasal İslamcıların, AKP’nin son yıllara damgasını vuran asıl özellikleri inandırıcı olmalarıydı. Nitekim, mevcut sorunları çözeceklerine yönelik yarattıkları inandırıcılık seçim sonuçlarına da yansıdı. 1994’den itibaren ele geçirdikleri yerel iktidarları 2002’de merkezi iktidara da dönüştürdüler.

Yağan yağmurlar nedeniyle boyalar döküldükçe, AKP’nin görünen yüzüyle, görünmeyen yüzü arasındaki fark elle tutulur, gözle görülür bir hale dönüşüyor. İnandırıcılık sokaktaki vatandaş nezlinde hızla yitiriliyor. Asıl önemli olan da bu. AKP de asıl bundan korkuyor. Yoksa siyasal düzeydeki eleştiriler, teşhirler, analizler çok belirleyici olmuyor.  Belediyelerde yaşanan yolsuzlukların partinin bütün birimlerine sirayet etmiş olması, demokrasi söylemlerinin boş çıkması, inanç özgürlüğünden yalnızca türbanı anladıklarının anlaşılması inandırıcılığın yitirildiğinin doğal sonuçlarıdır. Bu sonucu değiştirmek ve yitirilen inandırıcılığı  yeniden kazanmak için, TRT 6 ile Kürtçe girişimi, TRT’de ilk kez Alevilere yönelik Muharrem Sohbetleri’nin yayınlanması olumlu adımlar olsa da samimiyet duygusu yitirildiği için inandırıcı olmaktan da uzaktır. Eşit yurttaşlık hakkı için meydanlara yüzbinleri dolduran Alevi kuruluşları orta yerdeyken başka adreslere yönelmek de bu samimiyetsizliğin bir sonucudur. 1 Mayıs 1977’den bu yana, Maraş gibi, Sivas gibi katliamlar orta yerdeyken, ülkenin bu hale gelmesine neden olan darbeciler biliniriken, Susurluk aydınlatılmamışken, nerede başlayıp nerede bittiği belli olmayan, ikili iktidarı tümüyle kendi lehine çevirmek için oldukça keyfi biçimde öne çıkartılan Ergenekon davası da AKP’nin aslında hiç olmayan ama bir çok çevreye ‘acaba’ dedirten inandırıcılığının bittiğinin önemli bir örneğine dönüşüyor. Çok uzağa gitmeye de gerek yok: Eğer siyasi cinayetlere ve ‘gladyo’ya karşı demokratik ve sivil bir geleneğin oluşması isteniyorsa, bu konularda samimiyetin kırıntıları bile varsa bu yaklaşımın ilk adımı Hrant Dink cinayetini aydınlatmaktan geçer. Konunun etrafında dolaşmak ve hedef şaşırtmak anlaşılır değildir. İnandırıcılığını yitiren AKP, İsrail’in Gazze saldırısında da görüldüğü gibi öyle işler yapmaya başladı ki, inandırıcılığı artık yerlerde sürünüyor. Saldırıdan önce görüşüp, saldırya onay vermek, ticaret hacmini büyütmek, sonra da zehir zemberek açıklamalar yapmak sonucu değiştirmiyor...

Bütün bu ve benzeri gelişmeleri yan yana koyduğumuzda değişimin zorunlu olduğu açıkça görülüyor. Ancak değişimin görülmesi, çok ciddi bir arayış isteğinin su yüzüne çıkması ortak bir siyasal davranışla bütünleşmeyince hükümsüz oluyor. Değişiklik isteğininin, arayışının hükümsüz kalmaması için 29 Mart seçimleri mutlaka değerlendirilmelidir. 29 Mart yerel seçimleri değişiklik lehine yeni bir başlangıç olabilir. Bütün veriler sokağın değişim isteği ile hareketlendiğini, yüzbinlerin katıldığı 9 Kasım ve 29 Kasım mitingleri de değişiklik arayışının sanılandan daha fazla olduğunu gösteriyor. Arayış içinde olanlar bu konuda somut adım atılmasını, sürece öncülük edilmesini  bekliyorlar. İstanbul, Ankara, hatta İzmir gibi nüfus yoğunluklarının yanısıra seçim sonuçlarını da belirleyen şehirlerde değişim isteğini dile getirecek ortak adaylar etrafında oluşturulacak geniş halkalar AKP karşısında başarıyı ve kesin sonuç almayı sağlayacaktır. Ankara’da Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Murat Karayalçın bu adımın somut örneği olabilir. Sosyal bir belediyecilik anlayışını hakim kılmak isteyenler, şeffaf, katılımcı ve güleryüzlü bir belediye isteyenler, her şeyden önce AKP’den ve Gökçek’ten kurtulmak isteyenler Ankara için ortaya çıkan bu şansı değerlendirerek ve Nasıl bir Ankara istediklerini de ortaya koyarak ‘biraraya gelebilirler, 29 Mart akşamı da Ankara’da iktidara yerleşebilirler’! Konu aslında bu kadar net. Geniş çevrelerin katılımıyla Ankara’da yaşanacak bu değişim rüzgarı, yaratacağı sinerjiyle Türkiye’nin dört bir yanında da benzeri gelişmelerle rahatlıkla buluşabilir. Bunun koşulları aslında fazlasıyla mevcut. Yeterki isteyelim, inandırıcı ve ısrarcı olalım...

NECDET SARAÇ

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy12542 = 'necdetsarac' + '@';

addy12542 = addy12542 + 'birgun' + '.' + 'net';

var addy_text12542 = 'necdetsarac' + '@' + 'birgun' + '.' + 'net';

( '' );

12542 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->


BİRGÜN - 10 Ocak 2009

Makale Haberleri

Ölümsüz bir analiz olarak: Büfeci İslamı - Ufuk Güldemir
Ali mi Aleviliği, Alevilik mi Ali'yi yarattı?
Şebnem Korur FİNCANCI yazdı: Aralık 78
Alevi düşmanlığı yapan Rabia Mine'ye PSAKD yöneticisinden cevap
Din ortaklığının kitle kontrol silahı : Korku