Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF) ve Avrupa Demokratik Dersim Birlikleri Federasyonu (ADEF) yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan Kırmancki’nin gelişiminin bütün çalışmaların üstünde tutularak geleceğe taşıma görevi ile karşı karşıya olunduğuna vurgu yaptı.
“Anadilimiz yaşama açılan kapımızdır” başlığıyla yayınlanan açıklamada, anadile sahip çıkılmasının gerekliliğinin altı çizilerek, “Ana Dilimizin Ruhi şekillenmemizde en önemli etkenlerden birisi olduğunu unutmayalım. Dersimlilerin, Dersim dostlarının ve tüm Dersim Kurumlarının ana görevlerinden biriside buna uygun bir planlama ve çalışma içerisinde bulunmalarıdır” denildi.
Açıklamanın devamında şunlar belirtildi:
“DERSİM KURUMLARI VE HALKIMIZA BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR”
Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF), Avrupa Demokratik Dersim Birlikleri Federasyonu (ADEF) Kırmancki (Zazaca) okullarda seçmeli ders olarak tercih edilmesi konusunda daha önceden çağrıda bulunmuştuk.
Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) tarafından “Tehlike Altındaki Diller” arasında görülen Kırmancki(Zazaca) ile ilgili DEDEF ve ADEF, okullarda ders olarak tercih edilmesi için seferberlik başlatılmasını istemiştik.
21 Şubat Dünya Anadiller Günü vesilesiyle Ana Dilimiz olan Kırmancki’nin(Zazaca) geliştirilip, toplumumuzda kök salması için Dersim Kurumlarımız başta olmak kaydıyla halkımıza büyük görevler düşüyor.
Ana dili bir kimsenin anasından doğduğu evin insanlarından, soyca bağlı olduğu topluluktan öğrendiği, duygu düşünce ve isteklerini en iyi anlatabildiği dil demektir”. Yani kişinin kimliğinin oluştuğu en iyi konuştuğu temel iletişim dilinin öğretilmesini kast ederiz ana dilinden.
“ANADİLDE EĞİTİM BİR HAKTIR VE SAĞLANMALIDIR”
Dil kurucu işlevi olan bir unsur ve bireyler dış dünyayı dil aracılığıyla algılıyorlar, kendilerini keşfediyorlar, yeteneklerini açığa çıkarıyorlar. Doğal olarak anadilinde eğitim tartışmasının kendisi basit bir şekilde eğitimin hangi dilde verileceğinin ötesinde, bir bireyin kendisini nasıl gerçekleştireceği ve hangi araçlarla gerçekleştireceği ile birlikte kritik bir tartışma konusu. Öğrencilerin örgün eğitim içerisinde kendi anadilinde eğitim almalarına karşın kendi ana dili olmayan ikinci bir dil ya da yabancı dil olarak kabul edilecek dillerde eğitim almaları çok ciddi sıkıntılar yaratıyor. Bu nedenle dünya genelinde eğitim emekçileri, anadilinde eğitimi evrensel bir ilke olarak savunuyor. 21 Şubat Birleşmiş Milletler tarafından Unesco’nun tavsiyesi ile dünya anadili günü olarak kabul edilen bir gün ve bugün özellikle açığa çıkarılmak istenen şeyde anadilinde eğitim alma şansı olmayan çocukların burada yaşamış oldukları sıkıntılara dikkat çekmek ve burada bir farkındalık yaratmaktır
UNESCO ya göre yeryüzünde 7097 farklı dil var çocuklar çoklu dil ile büyüyorlar. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 18 Aralık 1992 tarih ve 47 /135 sayılı kararı ile yayınlanan Türkiye’nin de Onayladığı Birleşmiş Milletler Ulusal veya Etnik Dinsel ve Dilsel Azınlıklara Mensup Kişilerin Haklarına Dair Bildiride, anadili konusunda taraf devletlere sorumluluk yüklerken, anadilinde eğitimin bir hak olduğu, anadilinde eğitimin sağlanması sorumluluğunu da vermektedir.
“KIRMANCKİ’Yİ SEÇMELİ DERS OLARAK SEÇMELİYİZ”
Çocukların kimliklerinin ve kişiliklerinin bir parçası olarak ana dillerinin değersizleştirilmesi yok sayılması özgüvenlerini ve öz saygılarını olumsuz etkilemekle kalmıyor, var olan eşitsizliklerin derinleşmesine neden oluyor. Anadili birleştirir ve paylaşılanı artırır. Bu özellikleri ile de sosyal içerme, yenilikçi düşünme ve hayal gücünün gelişimini sağlar. Bu bağlamda bireyin kendi anadili dışındaki dillerde eğitim alması hem eğitim sürecinde sorunlara hem de eşitsizliklere neden olmaktadır.
Bu nedenle, yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan Ana dilimizin gelişimini bütün çalışmalarımızın üstünde tutarak geleceğe taşıma görevi ile karşı karşıyayız. 2021-2022 Eğitim-Öğretim yılı için daha Önce yapmış olduğumuz çağrıya bağlı olarak, Çocuklarımızın seçmeli ders olarak anadilini doğrudan veya elektronik ortamda bulunduğu yerin eğitim kurumu müdürlüklerine başvurarak, Kırmancki (Zazaca)dersini seçmeli ders olarak seçerek, dilimize karşı sorumluluğumuzu göstermek zorundayız.
Ders açılmaz, öğretmen tahin edilmez diye düşünmeyelim. Çocuklarımız (Biz) tercih edince eğitim kurumu o dersi verebilmek için gerekli koşulları sağlamak durumundadır. Ve bunu sağlamak bizim en demokratik hakkımızdır. Ana Dilimizin Ruhi şekillenmemizde en önemli etkenlerden birisi olduğunu unutmayalım. Dersimlilerin, Dersim dostlarının ve tüm Dersim Kurumlarının ana görevlerinden biriside buna uygun bir planlama ve çalışma içerisinde bulunmalarıdır.
Buna uygun pratik mücadele seferberliği ile Anadilimize sahip çıkalım. Anadilimiz yaşama açılan kapımızdır.
(HABER MERKEZİ)