Demokratik Alevi Derneği(DAD) İzmir Şubesi, Sivas Katliamı’nda yaşamını yitirenleri Çiğli Eski Belediye önünde yaptığı açıklama ile anarak katliamı yapanları lanetledi.
DAD İzmir Şube Eş Başkanı Nebahat Çelik‘in okuduğu basın açıklamasında, “Bilindiği gibi bu toprakların kadim halklarından ve kültürlerinden olan Alevi halklara karşı birçok insanlık suçu işlenmiştir. Bu insanlık suçlarının halkalarından biri olan Sivas katliamının 27. yıldönümündeyiz. Bu vesileyle bir kez daha şehitlerimizin huzurunda dardayız… 2 Temmuz; Sivas’ta Hakikat ve özgürlük arayışında bulunan Alevilere karşı, tekçi ulus devlet anlayışının Emevi, Abbasi, Selçuklu ve Osmanlı’dan devraldığı sistematik kıyım politikalarının devamı niteliğindedir” denildi.
“SİVAS VAHŞETİYLE BİR İNSANLIK SUÇUNA İMZA ATTILAR”
Çelik, şöyle devam etti:
“Bilindiği gibi 1980 darbesi ve ardından doksanlı yıllarda yaşanan gelişmeler Reya Heq /Alevi mensuplarını da etkilemiş, hali hazırda ki duruşlarını sorgulamalarına, dayatılan manipülasyonları ret etmelerine, bu ret edişle beraber kendi tarihsel-toplumsal hakikatleriyle yeniden buluşma çabalarına, demokratik talepleri bağlamında yeniden konumlanmalarına yol açmıştır.
Alevi halklar tüm sürek ve etnik bileşenleriyle beraber süreklilik arz eden sistematik bir şiddet sarmalında soluksuz bırakılmış, Rèya Heq Alevi mensupları topraklarından göçertilmiş, köyleri, kutsal mekânları taru mar edilmiş, Hakk aynası olan dilleri yasaklanmış, Alevi toplumsallığının temel kurumları işlemez hale getirilerek Alevi toplumsallığı parçalanmıştır.
Alevilerin bu gelişmeler bağlamında demokratik taleplerini yükseltmeleri ve bu yeni koşullarda yeniden toplumsal birliklerini sağlama çabaları Tekçi zihniyeti rahatsız etmiş ve muktedirler derin güçlerini harekete geçirerek Sivas’ta katliamlar zincirine bir yenisini daha eklemiş, İttihatçı gelenek ile Emevi İslam anlayışı, Sivas vahşetiyle bir insanlık suçuna daha imza atmışlardı.”
“DEMOKRATİK MÜCADELEMİZ SÜRECEK”
Sivas katliamıyla beraber, Alevilerin ufkunun sınırlanarak Reya Heq-Alevi toplumsallığını bütün yönleriyle bilince çıkarıp kavramalarını, meseleyi ve sorunları bütünlüklü bir şekilde görerek ele almalarını engellemekte hedeflenmiş olduğunu belirten Çelik, şunları kaydetti:
“Yaşananları ve meseleyi tarihsel bütünlük ve süreklilik bağlamında değerlendirdiğimizde sorunun basit bir mezhep çelişkisinden kaynaklanmadığını görebilmekteyiz. Rızasız yolun köleleri, yani nefsinin kulları olup tahakküm peşinde koşan muktedirler pençelerini halkların yakasından çekerlerse tüm farklılıkların barış içerisinde yaşayabileceğini biliyoruz. Buradan bakarak diyoruz ki; Rèya Heq /Alevi Yolunun Kemaleti tüm hakikati kapsar. Bu manada iktidara bulaşmayıp toplumsal rızayı esas alan Zerdüşt peygamberin “erdemli insan” arayışı, Musa Kelimullah’ın “On Emri”, İsa Ruhullah’ın ” Hak söz sevgidir” ilkesi, Muhammed Mustafa’nın ” komşusu açken tok yatan bizden değildir” düsturu ortak hakikatimizdir.
Bu toprakların kadim halkları ve kültürlerinden biriyiz. Kendi tarihsel yaşam alanlarımızda, bize de ait olan bu ülkede Yolumuzun, toplumsal varlığımızın ve haklarımızın saygı ve kabul görmesini, anayasal güvence altına alınmasını talep ediyor; bu haklarımızın teslimine kadar demokratik mücadelemizin kesintiye uğramayacağını bir kez daha ilan ediyoruz.
“DEVLET, ALEVİ KATLİAMLARI İLE YÜZLEŞMELİDİR”
Devlet, Rèya Heq /Alevilere yönelik zihniyeti ve siyaset anlayışı ile hesaplaşmalı, ayrıştırmaya ve ötekileştirmeye yönelik bütün uygulamaları ile yüzleşmelidir. Bu manada başta Koçgiri, Dersim, Maraş, Çorum ve Sivas olmak üzere bütün Alevi katliamları ile yüzleşmelidir.
Her ne sebeple olursa olsun Sivas katliamını yapanlar açığa çıkarılıp yargılanmalı, yapılan zulüm insanlığa karşı işlenmiş suçlar kategorisine alınarak zaman aşımı uygulanmamalıdır. Sorunlarımız ortak vatanda ve rıza toplumu paradigması ile çözümlenebilir sorunlardır. Yeter ki nefis iktidarları ” farklılıklar hakkın emri rızasıdır” hakikatini kabul edecek kemalete ersinler.
Dünden bu güne Hakk derken düşen, çerağ olup karanlıkları dağıtarak yüreklerimizi mekân tutan cümle şehitlerimizin huzurunda dara duruyor, zulümatın zalimlerini lanetliyor, Sivas’ta uyandırdığınız çerağ her zaman yolumuzu aydınlatan bir ışık olacak diyoruz.”
PİRHA/İZMİR