İçkinin resmen yasak olduğu devirlerde, zaptiyenin birisi Bektaşiyi cübbesinin altında sakladığı Şarap şişesiyle birlikte yakalar ve sorguya çeker. Önce şişeyi göstererek sorar:
— Nedir bu? Bektaşi:
—Muhayyiru'l-Kulûb (Kalpleri = akılları şaşırtan) cevabını verir.
Zaptiye bektaşinin sırtındaki cübbeyi göstererek tekrar sorar:
— Peki, bu nedir?
— Settâr-ül uyûb (ayıbları örten) der.
Zaptiye bu kerre de parmağını gökyüzüne kaldırır, Allah'tan utanmıyor musun? anlamında tekrar sorar:
— Ya bu?
Babaerenlerin ona da cevabı hazırdır:
— Gaffarü'z-zünûb (Günahları affeden).