25 Nisan 2015 yılında Hatay sınırındaki Cisr El-Şuğur kentini ele geçiren Fetih Ordusu’na (El Nusra Cephesi) bağlı cihatçılar Alevi köylerinden biri olan İştabrak’a da saldırarak 68 kişiyi katletmişti. İştebrak köyünde gerçekleşen katliam Türkiye’nin birçok yerinde protesto edilirken, Hatay’ın merkez Antakya ilçesinde de yüzlerce kişi 28 Nisan’da sokağa çıkmıştı.
Hatay Armutlu Mahallesi’nde toplanan kitleyle polis arasında kısa süreli yaşanan gerilimin ardından eylem sona ermiş, herhangi bir gözaltı yaşanmamıştı. Söz konusu eylemden üç yıl yıl sonra 11 kişiye dava açıldı.
Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada İştebrak köyünde yaşanan Alevi katliamını protesto etmenin yanı sıra farklı tarihlerde gerçekleştirilen mezar başı anmaları, basın açıklaması, bildiri dağıtma, afiş yapıştırma, yazılama ve referandum sürecinde yürütülen faaliyetler suç sayıldı.
DAVA TEK, ÜÇ FARKLI TARİH, İKİ FARKLI KONU
Karşı Mahalle muhabiri ve aynı zamanda Alevi aktivisti olan Sezgin Kartal’a İştebrak’taki Alevi katliamını protesto eylemine katıldığı gerekçesiyle açılan davada, farklı tarihlerde her yıl yapılan anma etkinlikleri de suç sayılarak örgüt propagandasından 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası verildi.
Mahkeme, Kartal’ın Türkiye sosyalist hareketinin önderleri arasında yer alan Dr. Hikmet Kıvılcımlı’nın 2016 yılında gerçekleştirilen mezar başı anma haberini kişisel Twitter hesabından paylaşmasını ve Hatay Antakya’da 30 Mart 1995 yılında kontrgerilla güçleri tarafından babasıyla birlikte evinin önünde katledilen Mehmet Latifeci’nin anma etkinliğine katılmasını TKP/Kıvılcım propagandası saydı ve hapis cezası verdi. Kartal, verilen hapis cezasına itiraz edecek.
“ALEVİLER KATLEDİLİYORSA TEPKİ GÖSTERMEMİZ KAÇINILMAZDIR”
PİRHA’ya konuya ilişkin konuşan Alevi aktivisti ve Karşı Mahalle Muhabiri Sezgin Kartal, “O dönem Antakya Serinyol’da eğit donat projesi vardı. Burada eğitilen cihatçılar Suriyede savaştı. Bunlar gidip Alevi köyünde katliam yaptı. Dünyanın neresinde olursa olsun Aleviler katlediliyorsa tepki göstermemiz kaçınılmazdır. Türkiye devleti sınır ötesinde dahi olsa Alevileri ya da başka inançları, halkaları katledecek cihatçıları eğitemez. Kaldı ki dava, söz konusu eylemden 3 yıl sonra açıldı ve 5. yılında ceza verildi. O dönem nasıl Suriye savaşı Antakya operasyon odasından yönetildiyse bu davanın kendisi de aynı yerden yönetildi. Cihatçılar Suriyede Alevileri katletti Türkiye devleti de burada bizleri cezalandırarak aynı politik davranışı sergiliyor” dedi.
(HABER MERKEZİ)