Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), Yargıtay’ın ve Danıştay’ın kararlarıyla cemevlerine ibadethane statüsü verilmesinin tescil edilmesine rağmen AKP hükümeti mahkeme kararlarını uygulamamakta ısrar ediyor.
Başta AİHM olmak üzere mahkeme kararlarıyla cemevlerinin Alevilerin ibadethanesi olmasının tescil edilmesi dolayısıyla geçen hafta İzmir Büyükşehir Belediyesi meclisinde il genelindeki 7 cemevinin imar planlarına ibadet alanı olarak işlenmesine yönünde karar almıştı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’ne de CHP grubu tarafından İyi Parti’nin de desteğiyle 13 Ocak günü cemevleri önergesi verildi.
Önerge teklifinde, İstanbul’da 93 cemevinin Alevi vatandaşların ibadethane mekânları olmasına rağmen resmi olarak ibadethane statüsünde değerlendirilmediği için camii, kilise ve havra gibi ibadethanelerin faydalandığı elektrik ve su faturalarından muaf olmak gibi kamusal hizmetlerden mahrum kaldığı vurgulanmıştı. Bu durumun, Anayasa’nın 10. maddesiyle korunan eşitlik ilkesine aykırı olduğu, toplumsal yaşamda ayrımcılığa yol açtığı belirtilmişti.
İç ve uluslararası hukukun tescil ettiği üzere cemevlerinin diğer ibadethanelere verilen hak ve hizmetleri eşit olarak alabilmeleri için “ibadethane” olarak kabul edilmesi teklif edilmişti. Teklif, Hukuk Komisyonu-Sosyal Hizmetler, Bağımlılıkla Mücadele ve Rehabilitasyon Komisyonu- Halkla İlişkiler Komisyonu tarafından incelendi. Ve hazırlanan komisyon raporu 16 Ocak tarihli İBB Meclis oturumunda gündeme geldi.
Cemevlerinin de diğer ibadethanelerin sahip olduğu hak ve hizmetlerden eşit olarak faydalanabilmesi için verilen önerge, AKP’li ve MHP’li meclis üyelerince 16 Ocak Perşembe günü reddedildi.
Raporda İstanbul’da bulunan cemevlerinin talep etmesi halinde temizlik ve benzeri hizmetlerinin İBB tarafından ücretsiz karşılanması uygun görüldü. Teklifte belirtilen cemevlerine ibadethane statüsü verilmesi konusunun belediye meclisinin görev ve yetki alanında olmadığı iddiasıyla bu hususta karar verilmesine yer olmadığı kanaatine varıldı ve önerge reddedilmiş oldu.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi CHP Grup Başkanvekili Doğan Subaşı, cemevleri önergesine ilişkin PİRHA‘ya konuştu.
Doğan Subaşı, Alevi örgütleriyle işbirliği halinde taslak hazırladıklarını ve mecliste grubu bulunan diğer partilere arz ettiklerini ancak AKP ve MHP’nin önergeye imza koymadığını hatırlattı.
ÖNERGEYİ NEDEN İMAMOĞLU VERMEDİ?
Önergeyi sundukları gün AKP ve MHP’nin, neden başkandan (İmamoğlu) gelmedi diye eleştiri yaptıklarını hatırlatan Subaşı, “Niye başkandan gelmedi? Başkandan gelseydi, başkanın teklifi olacaktı. Bizden gelince dört partinin teklifi olacaktı. Böylece ‘siyasi suistimal mi var, popülizm mi var?’ yorumunun önü kapanmış olacaktı” dedi.
AKP ve MHP’nin önergeyi bir hukuk tartışmasına çevirmek istediklerini söyleyen Subaşı, “Dediler ki meclisin bu konuda karar verme yetkisi yoktur. Bir hukuk tartışmasına çevirmek istediler konuyu. Sonra meclise geldi. Dediler ki cemevleri, su, temizlik gibi hizmetlerden yararlansın ama ibadet yeri olup olmadığı konusunda karar veremeyiz. İlginç, reddetmiyor da güya” şeklinde konuştu.
HUKUK KOMİSYONU’NUN ÇOĞUNLUĞU AKP
Hukuk Komisyonu’nun 5 üyesinin AKP’li olduğunu vurgulayan Subaşı, “Komisyonun çoğunluğu AKP’li. CHP’li üyeler de var. Onların muhalefet şerhleri var. Dolayısıyla AKP ayrı, komisyon ayrı diye bir şey yok. Komisyonun görüşü aşağı yukarı AKP’nin görüşü olmuş oluyor” dedi.
Hukuk Komisyonu’nun raporunda cemevleri önergesi için “Karar verilmesine yer olmadığına” şeklindeki ifadenin ilginç olduğunu, böyle bir komisyon raporu olmayacağının altını çizen Subaşı, “Komisyon ya reddeder ya kabul eder ya da uygulamada var, çok doğru değil ama değiştirerek kabul eder. Burada komisyon ‘bu konuda karar alınmasına yer olmadığına” diyor. Bu mahkemelerde kullanılan bir ifade biçimidir. Ret de diyemiyor korkusundan, çekiniyor. Kabul de diyemiyor, çünkü buna inanmıyor. ‘Karar verilmesine yer olmadığına’ diye karar veriyor” ifadelerini kullandı.
“BİR ŞEYİN YASAL OLMASI DEMEK İLLA KANUNLA DÜZENLENMESİ ANLAMINA GELMEZ”
Cemevi meselesinin hukuk tartışmasının içine sıkıştırılamayacağını vurgulayan Doğan Subaşı, şöyle devam etti:
“Yani meclis yetkilidir, değildir, denemez. Çünkü AİHM ibadet yeridir demiş, Yargıtay demiş, Danıştay demiş. Dolayısıyla yasallık kazanmış zaten bu. İbadet yeri olduğu yargı kararıyla tescillenmiş. Bir şeyin yasal olması demek illa kanunla düzenlenmesi anlamına gelmez. Yargı bunu düzenlemiş. Biz bunu ben mecliste de böyle ifade ettim. İki soru soracağım size. Bir; cemevlerinin ibadet yeri olduğuna inanıyor musunuz? Bunu anlatın. İki; bunu hukuken bu mecliste nasıl formüle ederiz. O ayrı bir tartışma. Şimdi biz sözleşmeleri de bu şekilde yaparız. Karşılıklı kira ödeneğinden gidersek evim var, bin liraya anlaştık dersiniz, sonra el sıkışır kağıda düzenleriz, kira sözleşmesini oturup yazarız. Önce kafalarda anlaşmak önemlidir. Dolayısıyla ben mecliste bunu sordum. Kafalarda anlaştık mı bunu. Anlaşırsak ibadet yeri olduğu konusunda meclis yetkili midir, yetkili değilse nasıl bir formülle ibadet yeri olduğunu orada tescil edebiliriz. Hangi sözcüğü kullanabiliriz, hangi cümleyle bunu ifade edebiliriz. Onların üzerinde durabilirdik. Ama arkadaşlar net değil, hiç yanıt vermediler. İbadet yeridir, değildir diye hiçbir yanıt vermediler.”
“AKP SIRALARINDAN ‘CEMEVİ İBADETHANE DEĞİLDİR’ LAFLARI ATILDI”
İBB Meclis CHP Grup Başkanvekili Doğan Subaşı, imarda dini tesis diye bir yer olduğunu hatırlatarak, “Dolayısıyla ibadet yeri kabul edildiği zaman, dini tesis alanlarının hepsine cemevi yapabileceksin. Orada personel görevlendirebileceksin. Temizlik, elektrik su gibi yardımdan uygun bir şekilde yararlanabileceksin. Bu böyle teolojik bilimsel bir tartışma değil, o düzeyden bakarsan cemevleri ibadet yeridir zaten, onun tartışmasını yapmıyoruz. Soruyorum, AKP sıralarından, “Değildir, değildir” diye laf atıyorlar. Ben her konuda, hukukçu olduğum için şuna dikkat etmişimdir: Aslolan insanların bilincinde bir yere sahip olmaktır. Cemevini ibadet yeri olarak görmüyorsa insanlar, siz istediğiniz kadar anayasada yazın onu, o aslında istenen hedefe ulaşmamış anlamına gelir” şeklinde konuştu.
“AKP-MHP YARGI KARARLARINDAN BİLE HABERSİZLER, YADIRGIYORLAR”
AKP ve MHP’lilerin yargı kararlarından habersiz olduklarını ve içsel olarak yadırgadıklarını söyleyen Subaşı, “Cemevi teklifine bile imza atmıyorlar düşünün” diyerek şaşkınlığını ifade etti.
“REDDEDENLERİ İKNA İÇİN UĞRAŞACAĞIM, TEKRAR GÜNDEME GETİREBİLİRİZ”
Cemevleri önergesini yeniden İBB Meclisi’ne getirecek misiniz? şeklindeki sorumuza ise Doğan Subaşı şu yanıtı verdi:
“Böyle bir olasılık her zaman var. Ben bunun nedenlerini sorgulayacağım, diğer arkadaşlar neden reddediyorlar. Burada rahatsız eden nedir? Bu rahatsızlık nasıl ortadan kaldırılabilir? Bizim amacımız insanlarla kavga etmek değil. Bir toplumsal sorun var. Bunu Alevi arkadaşlarımız hissediyor. Alevi olmayan arkadaşlarımızın bir kısmı hissetmiyor olabilir. Geçmişte de toplumun bir kesiminin hissettiği sıkıntıları başka kesimler hissetmiyordu. Bunun acısını yaşadık. Dolayısıyla hep yaşıyoruz. Empati kurmamız lazım ama arkadaşların köklü bir ideolojik gerekçeleri varsa, aslında biraz böyle görünüyor. O konuda tam ne yaparız bilemiyorum. Ama ben ikna için uğraşacağım ileri ki dönemlerde ve olgunlaştığını gördüğüm sırada da tekrar gündeme getirebiliriz.”
“BİZ, CEMEVİ İBADET YERİ MİDİR DEĞİL MİDİR KARARI VERMİYORUZ”
Doğan Subaşı, cemevleri için kimsenin onayına gerek olmadığını, zaten mahkeme kararları olduğunu belirterek, “Cemevi ibadet yeri kabul edilsin, dediğimiz nokta işin hukuki sonuçları olan noktası. Yargı karar diyor ki; bir yerin ibadet yeri olup olmadığına o inanç sahipleri karara verir. Danıştay kararı var. Zaten yargı buna karar vermiş. Yargı söylüyor bunu ibadet mekanıdır, diyor. Dolayısıyla inanç sahibi karar verir. Biz orada ibadet yeri midir değil midir kararı vermiyoruz. Biz orada ibadet yeri olmasının birtakım hukuki sonuçları var, onu tanımak bakımından ibadet yeri olarak tanımla diyoruz. Kimsenin onayına gerek yok” ifadelerini kullandı.
“ÖNERGE HAZIRLANIRKEN ALEVİLERİN GÖRÜŞLERİNE BAŞVURDUK”
Cemevleri önergesi hazırlanırken, Alevi örgütlerinin görüşlerine başvurduklarını dile getiren Subaşı, “Onların fikirlerine başvurduk, iletişim halinde olduk. Dolayısıyla düşünceleri de buraya yansıdı. Onların onayı olmadan bir şey olmadı” dedi.
İBB MECLİSİ’NE SUNULAN CEMEVİ ÖNERGESİNDE NE DENİLMİŞTİ?
İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’ne sunulan cemevleri önergesinde şu ifadeler kullanıldı:
“İstanbul’da 93 cemevi Alevi vatandaşların ibadethane mekanlarıdır. Buna rağmen cemevleri resmi olarak ibadethane statüsünde değerlendirilmediği için camii, kilise ve havra gibi ibadethanelerin faydalandığı kamusal hizmetlerden mahrum kalmıştır.Bu durum, Anayasanın 10. maddesiyle korunan eşitlik ilkesine aykırıdır ve toplumsal yaşamda ayrımcılığa neden olmaktadır. Bu durum hem iç hem de uluslararası hukukla çeşitli davalara konu olmuştur.Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi 2 Aralık 2014 tarihli 32093/10 sayılı ve 26 Nisan 2016 tarihli 62649/10 sayılı kararları ile cemevlerinin ibadethane statüsünde olduğunu tescil etmiştir. Avrupa İnsan HaklarıSözleşmesi’nin 46. Maddesi uyarınca Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi kararlarının bağlayıcı niteliğine dayalı olarak Danıştay 13. Dairesi’nin 10.7.2017 tarihli Esas no 2016/4277 Karar no 2017/2263 ve Yargıtay’ın 3. Hukuk Dairesi’nin 28 5.2015 tarihli Esas no: 2014/11238 Karar no: 2015/9711 kararlarıyla cemevleri ibadethane olarak iç hukukta da tescil edilmiştirÜlkenin geçtiği olağanüstü şartların ortadan kalkmasıyla birlikte 23 Ekim 2019 da T.C. devleti, bu sürecin yemden başlatılmasına yönelik Avrupa Bakanlar Komitesi’ne bir yol haritası sunmuştur. Komite de 1 Haziran 2020’de Türk Devletinin düzenlediği Alevi çalıştayları ile cemevlerinin ibadethane statüsü kazanması vb. üzerinde fikir birliğine varılmış konularda yapılacak yasal ve idari düzenlemeleri gösteren ve kesin takvime bağlayan yeni bir yol haritası sunulmasını beklemektedir.Yerel yönetimlerin de bu doğrultuda adım atması T.C Devletinin kurumlan arasındaki tutarlılığı katkı sağlayacaktır. İşbu önergeyle iç ve uluslararası hukukun tescil ettiği üzere, cemevlerinin diğer ibadethanelerin sahip olduğu hak ve hizmetlerden eşit olarak faydalanabilmesine yönelik, ibadethane olarak kabul edilmesini teklif ediyoruz.”
PİRHA/İSTANBUL