Çetin DÜZCE : Cumhuriyet, AKP ve Aleviler

Çetin DÜZCE : Cumhuriyet, AKP ve Aleviler Cumhuriyet, çağdaş gelişmeler karşısında kendini yenileyememiş, 12 Eylül darbesinin getirdiği...

Çetin DÜZCE : Cumhuriyet, AKP ve Aleviler

Cumhuriyet, çağdaş gelişmeler karşısında kendini yenileyememiş, 12 Eylül darbesinin getirdiği Türk - İslam felsefesinin etkisine girerek, Alevilerin beklentilerini yanıtlayamamıştır. Alevilerin cumhuriyetten beklentisi laikliği ve demokrasiyi tam anlamıyla hayata geçirmektir

Bir birine zıt iki farklı siyasal ve sosyal olgu olan AKP ve Alevilik, Alevi kimliği ile tanınan Milletvekili Reha Çamuroğlu‘nun Başbakan'ın danışmanlığından istifa etmesiyle Türkiye’nin gündemine oturmuş oldu.

Kasım 2002 seçimleri sonrası tek başına hükümet olan AKP, AB yolunda bazı olumlu adımlar atma yönünde giderken, bazı aymazların yanılgıya düşmesine sebep oldu. Bu aymazların "AKP'nin demokrat olduğu yenilikçi olduğu yeryüzüne açık olduğu" yönündeki propagandaları eksik olmadı. Bu propagandalara mı kapıldı, yoksa doğası gereği partiden partiye koşan kişiliği mi, bilinmez ama, Alevi kimlikli Reha Çamuroğlu’nu, 22 Temmuz 2007 seçimlerinde AKP’nin İstanbul 1. Bölge Milletvekili adayı olarak görünce, gerçekten demokrat, laik, çağdaş kişi ve kurumlar bunun bir göz boyama ve aldatmaca olduğunu söylemeleri yanında, Aleviler'in bazı kesimlerince kabul görmese de Reha Çamuroğlu AKP den Alevilerden sorumlu milletvekili(!) seçildi.

Alevi açılımı bir beklenti yaratmadı değil

Yaklaşık 6 ay sonra AKP ve Alevilik kamuoyuna, Muharrem ayında oruç açma vesilesiyle gündeme gelince Alevi kamuoyu tarafından bunun tamamen şova yönelik, samimiyetten uzak bir girişim olduğu tespit edilmiş ve bu iftar yemeği Alevilerin ezici çoğunluğu tarafından itibar görmemişti. Buna rağmen Reha Çamuroğlu’nun AKP’nin Alevilere yönelik açılımlar yapacağını kamuoyuna söylemesi bir beklenti de yaratmadı değil hani...

AKP’nin siyasal İslam’dan beslendiği doğası gereği de demokrat özgürlükçü ve eşitlikçi yönünün olmasının söz konusu olamayacağı ortada iken Aleviliğe bakışı nasıl değişebilirdi ki?

Oysa Alevilik özgür İnsanların öğretisi değil mi?

Yine, bilimsel, akli, hoş görülü, özgürlükçü, çağdaş, eşitlikçi her türlü anlayışa açık olan bu anlamdaki her türlü düşünceyi sahiplenip bünyesine katmayı bilen bir öğretir. Bu öğreti ülkemizde cumhuriyetin kuruluş felsefesi ile kendi kültürleri arasında benzeşen birçok ortak yön bulmuştur.

Bunlar nedir diye soracak olursak...

Alevileri Cumhuriyet kavramına bağlayan temel neden 

Cumhuriyet, Osmanlının toplumsal ve siyasal düzenine karşı olan bakıştır. Anadolu’da Alevi öğretisinin doğuşu, Babai ayaklamasının temel karakteri olmakla birlikte, Selçuklu'da var olan siyasal ve ekonomik düzene fakir ve göçebe köylünün başkaldırısı olmuştur. Aleviler için Osmanlı ise katledilmenin, yakılmanın, asılmanın aşağılanmanın ve yok sayılmanın ismi olmuştur. Osmanlı’nın fakir Anadolu köylüsüne zulmü ve bu zulme Alevi toplumunun muhalefeti, cumhuriyetin kuruluşuna kadar gelmiştir.

Osmanlı’nın saltanata ve hilafete dayalı Siyasal yapılanması karşısında cumhuriyetin “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletin”dir söylemi ve bunu anayasaya koyması, Alevilerin “Kabe‘yi insanda arayan“ anlayışına da denk gelmiştir. Aleviler özgürlükçü, söylemlerden hep etkilenmişlerdir. Cumhuriyetin halkçılık, devrimcilik ve laiklik ilkeleri bu toplum üzerinde etkili olmuştur.

Bununla yetinmeyip 85 yıllık cumhuriyet tarihinde ortaya çıkan tüm toplumcu, özgürlükçü, halkçı söylemler Alevi kitlesinden destek almışlardır. Ancak Aleviler temelde sahiplendikleri cumhuriyetin Alevi öğretisi ile çatışan uygulamalarına da bedel ödeyerek muhalefet etmeyi bilmişlerdir.

Cumhuriyet Osmanlı'dan tam kopamadı

Cumhuriyet, her ne kadar Osmanlı değerler sistemine itirazla, yani laik devlet olma iddiasıyla yola çıkmışsa da gerek bürokraside gerekse hakim toplumsal kültürde Osmanlı'nın olumsuz mirasından tümüyle kurtulamamıştır. Osmanlı kalıntısı unsurları temizleyememiştir.

Halkçılık, devrimcilik gibi ilkeler yaşama geçirilemediği içindir ki, bu ilkelerin savunucuları olmaları, Alevilere büyük ve ağır bedellere mal olmuştur.

Son süreçte cumhuriyet, çağdaş gelişmeler karşısında kendini yenileyememiş, 12 Eylül darbesinin getirdiği Türk - İslam felsefesinin etkisine girerek, çağdaş ve bilimsel gelişmelerin sürekli takipçisi olan ve onları bünyesine katan Alevilerin beklentilerini yanıtlayamamıştır. Alevilerin cumhuriyetten beklentisi ve talebi, gerçek anlamda laikliği ve tam demokrasiyi hayata geçirmektir.

Bunun doğru araçlarını bulmak Aleviler için yeterli olacaktır.

Bir öykü bir ders

Bir fabrikada ana makine arızalanınca üretim durmuş, mevcut teknisyenler makineyi çalıştırmak için çok uğraşmışlar, ancak ne yapmışlarsa bir türlü başaramamışlar. Sonunda dışarıdan bir uzman çağırmışlar. Uzman gelip makineyi incelemiş sonra da çantasından çekici çıkartıp makinenin belli bir noktasına dikkatli, sert bir vuruş yapmış. Çekiçlenen makine hemen çalışmaya başlamış ve fabrika tekrar üretime geçmiş. Arızayı gideren uzman iki gün sonra faturasını kesip göndermiş.

"Hizmet bedeli 1.000,00 YTL."

Fabrika müdürü bu faturaya görünce çok kızmış. ”Bir Çekiç darbesi için 1.000,00 YTL ödenir mi?” diye aklından geçirmiş. Uzmandan ayrıntılı bir fatura göndermesini istemiş. Bir gün sonra aşağıda yazılı ayrıntılı fatura gelmiş.

"Makineye çekiçle vurma bedeli: 1,00 YTL

Nereye vuracağını bilme bedeli: 999,00 YTL

Toplam: 1.000,00 YTL"

Alevilerin siyasal ve toplumsal görüşlerine ters olan bir siyasal yapıyı, Alevilerin sorunlarını çözecek diyerek, toplumu o yöne angaje etmeye çalışıp, tersi durumda hayal kırıklığı yaşanırsa, yukarıdaki hikayede olduğu üzere çekici nereye vuracağın önemli. Reha Çamuroğlu'nu da bu doğrultuda uyarmak gerek. Önemli olan milletvekili olmak değil, hangi partiden milletvekili olduğundur!

ÇETİN DÜZCE
RADİKAL - 24 Haziran 2008

Makale Haberleri

Ölümsüz bir analiz olarak: Büfeci İslamı - Ufuk Güldemir
Ali mi Aleviliği, Alevilik mi Ali'yi yarattı?
Şebnem Korur FİNCANCI yazdı: Aralık 78
Alevi düşmanlığı yapan Rabia Mine'ye PSAKD yöneticisinden cevap
Din ortaklığının kitle kontrol silahı : Korku