Çetin CEBE : Hüseyin Cebe davası..

Hüseyin Cebe davası ve Türkiye’de hukuk trajedisi Sanık katili kurtarma senaryoları: Katilin akıl hastası olduğu iddiası! İzmit Darıca’da...

Hüseyin Cebe davası ve Türkiye’de hukuk trajedisi

Sanık katili kurtarma senaryoları: Katilin akıl hastası olduğu iddiası!

İzmit Darıca’da öldürülen öğretmen Hüseyin Cebe davasının ilk duruşması 7 Haziran 2007 tarihinde yapıldı. Başta ailesi olmak üzere Kürecikliler Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Hüseyin Hazar, İzmit DTP bağımsız milletvekili adayı ve çok sayıda Kürecikli duruşmaya katılmak için Adliyede hazır bulundu. Ancak hiçbir sebep ileri sürülmeksizin keyfi bir şekilde duruşmaya sadece 8 kişi aıIndı. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı Adliyede, duruşmayı izlemek için gelen insanlarımız koridorda dahi rahat bırakılmadı. Sürekli yerleri deüiştirilen ve psikolojik baskı altına alınmak istenen insanlarımız bıktırılmaya çalışıldı. Neden bu kadar yoğun güvenlik önlemi alındığına dair sorumuza bir emniyet görevlisi, ’’aldIğımız duyumlar neticesinde böyle bir önlem aldık’’ şeklinde cevap vermesi dikkat çekiciydi. Ne tür bir duyum alındığı ve kimden bu duyumun alındığı şeklindeki ısrarlı sorularımız ise cevapsız bırakıldı.

Duruşma saati 9:30 olarak belirlenmiş olmasına rağmen asılsız bahanelerle duruşma en sona bırakıldı. Celse ancak saat 16.30’da başlayabildi. Gerek alınan güvenlik tedbirleri gerek duruşmanın geç saatlere bırakılması ve gerekse içeriye insanlarımızın alınmaması, duruşmanın nasıl geçeceğine ilişkin bazı ipuçları vermekteydi. Nitekim celsenin başından sonuna kadar sanık katil, mahkeme başkanınca adeta el üstünde tutuldu. Mahkeme başkanının her seferinde katile ’’Necati Hocam’’ diye hitap etmesi ve saygıda kusur etmemesi dikkat çekiciydi. Sanığa sınırsız savunma imkanı veren mahkeme heyeti adeta sanığı kurtarma telaşındaydı. Yaklaşık bir buçuk saat konuşan ve usulen savunma sınırlarını aşan, savunma hakkıyla hiçbir ilgisi olmayan ve tamamen hakaret içeren senaryoları süsleyerek, tekrar tekrar anlatan katile, mahkemece hiçbir şekilde müdahale edilmedi. Katılan avukatları olarak biz müdahale etmek istediysek de Cumhuriyet Savcısı , bizim uyarılmamızı talep ederek engelledi. Mahkemenin, sanığın lehine olacak sözleri sanığa tekrarlatarak özellikle tutanağa geçirmesi ise son derece düşündürücüydü.

Sanık savunmasında, ruhsal olarak sağlıklı olduğunu belirtmesine rağmen, mahkeme başkanı ısrarla sanığa, psikolojik bir sorununun olup olmadığını sorarak yönlendirmeye çalıştı. Adeta zorla ağzından bu yönde bir beyan almaya çalıştı. Sanık avukatı ise sanığın akıl hastasI olduğunu, asIl sorumlunun Milli Eğitim Bakanlığı olduğunu iddia ederek sanığın bir akıl hastanesine sevkini ve müşahede altına alInmasInI talep etti. Mahkeme heyeti sanIk avukatInIn bu talebini kabul ederek sanığın müşahede altına alınmasına karar vererek duruşmayı 19 Temmuz 2007 tarihine erteledi.

Anlaşılan odur ki son derece planlı ve siyasi amaçlarla işlenmiş bir cinayet , bir psikopatın tek başına işlediği adli bir cinayet gibi gösterilemeye çalışılmaktadır. Mahkeme aşaması ise bu senaryonun son halkası olarak yerini almıştır.

Biz bu cinayetin siyasi içerikli bir cinayet olduğunu ve cinayetin arkasında bazı karanlık güçlerin olduğunu biliyoruz. Tek başına sanığın planladığı bir cinayet değildir. Olayın gerçek sorumlularının ortaya çıkarılması için gereken inceleme ve araştırmanın yapılmadığı eksik inceleme sonucu iddianame hazırIandığı ortadadır. Savcı iddianamesinde sadece sanığın kasten adam öldürmeden cezalandırılmasını talep ediyor. Oysa taammüden işlenmiş, sindirme, susturma amaçlı siyasi bir cinayet söz konusu. Savcı, tasarlanmış , planlanmış bir cinayetten kesinlikle söz etmiyor.Ayrıca diğer öğretmene karşı da kasten adam öldürmeye tam teşebbüs var, bundan da bahsedilmiyor.

Cinayetin azmettiricilerinin kimler olduğu ortaya çıkarılmadan bu cinayetin çözülemeyeceğini düşünüyoruz. Gerçek sorumlular arka planda kalmıştır. Katilin eşinin savcılıkta verdiği ifadede, eşinin psikolojik tedavi gördüğünü ve bundan okul müdürünün de haberdar olduğunu itiraf etmesi son derece anlamlıdır. En önemlisi, sanık silahı nasıl temin etmiştir, rahatça okula nasıl sokabilmiştir ve günlerce üzerinde nasIl taşımıştır, daha önce iki öğretmeni de tehdit ettiği açıkça biliniyorken neden gereken tedbirler alınmamıştır. Tüm bu sorulara cevap aranmadan bu cinayet çözülemez. Neden özellikle iki alevi, demokrat, bilimden yana öğretmen hedef olarak seçilmiştir. Bu bile tek başına , aydınlıktan bilimden yana olmayan bazı güçlerin olayın içinde olduğunu ortaya koymaktadır. Eğitim emekçilerine yönelik gözdağı ve saldırılar Hüseyin Cebe cinayetiyle birlikte yeni bir mecraya girmiştir. Zira eğitim emekçilerine yönelik saldırı halkasına geçenlerde, Ankara’da sokak ortasında katledilen Eğitim-Sen’li Deprem Sarıtaş adlı öğretmen de eklenmiştir. Yeni cinayetler ise ufukta görünmektedir.

Bu cinayet , demokrat, muhalif insanlara, alevi, kürt, ermeni, yani, kendinden olmayanlara yönelik cinayetler zincirinin halkalarIndan biridir. Bu gerçeklerden hareketle sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Cinayetin aydınlanması için elimizden geleni yapacağız. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığının da ihmali ve kusuru bulunduğundan maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduk. Talebimiz red edilirse Bakanlığa karşı tazminat davası açacağız.

10.06.2007

Çetin CEBE / Avukat

Not: Bu yazının tamamı Alevilerin Sesi Dergisi’nin 106. sayısında yayınlanmıştır.

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy73815 = 'alevilerin.sesi' + '@';

addy73815 = addy73815 + 'alevi' + '.' + 'com';

var addy_text73815 = 'alevilerin.sesi' + '@' + 'alevi' + '.' + 'com';

( '' );

73815 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->

Kaynak : www.alevi.com

Hüseyin CEBE'nin katledilmesi ile ilgili bilgi almak için; huseyincebe.azbuz.com

Makale Haberleri

Ölümsüz bir analiz olarak: Büfeci İslamı - Ufuk Güldemir
Ali mi Aleviliği, Alevilik mi Ali'yi yarattı?
Şebnem Korur FİNCANCI yazdı: Aralık 78
Alevi düşmanlığı yapan Rabia Mine'ye PSAKD yöneticisinden cevap
Din ortaklığının kitle kontrol silahı : Korku