"Cemevlerimiz Her Zaman Vardı, Var olacaktır da"

"Cemevlerimiz Her Zaman Vardı, Var olacaktır da"KKTC Hacı Bektaş-ı Veli Kültürünü Araştırma ve Tanıtma Derneği BASIN BİLDİRİSİBugünkü...

"Cemevlerimiz Her Zaman Vardı, Var olacaktır da"

KKTC Hacı Bektaş-ı Veli Kültürünü Araştırma ve Tanıtma Derneği BASIN BİLDİRİSİ

Bugünkü KKTC yerel basınında yer alan, Din İşleri Başkanı Sn.Yusuf SUİÇMEZ’in Cem Evleri ile alakalı, HEP ALIŞIK OLDUĞUMUZ, tek yönlü ve sabit bilgiyle donatımlı düşüncelerin verdiği rahatlıkla TARAFLI ve YOK SAYICI beyanı Avrupa ve Türkiye’deki Alevi-Bektaşi canları arasında büyük bir üzüntü ve öfkeye sebebiyet vermiştir. Bilinmelidir ki herhangi bir makam bizim inanç ve kültürümüzü belirlemek, ad koymak, tanımlamak, tarihini yorumlamak, yazmak, yazmaya yeltenmek v.b. konularda İCAZET veremez. Bu konuda yorum yapmak için hangi Din Bilgisini alırsa alsın (ki bu bizim saygı duyabileceğimiz ve kesinlikle kabul etmediğimiz taraflı ve yok sayıcı bilgilerdir, hep de öyle olagelmiştir.), Aleviliği tanımlamak için yeterli ve tarafımızdan meşru görülmemektedir. Bıraksınlar herkesin özgür iradesi vicdanlarda tecelli etsin.

BİRİLERİNİN CEM EVİ YOKTUR DEMESİYLE “CEM EVLERİMİZ” YOK OLMAZ. BİRİLERİNİN CEM EVİ VARDIR DEMESİYLE DE CEMEVLERİMİZ VAR OLMAMIŞTIR. CEM EVLERİMİZ HERZAMAN VARDI, VAR OLACAKTIR DA. HER ALEVİ VATANDAŞIN EVİ AYNI ZAMANDA BİR CEM EVİDİR VE KUTSALDIR.

BİLİNMELİDİR Kİ, BİZ ALEVİ-BEKTAŞİLER DÜNYANIN NERESİNDE OLURSAK OLALIM SORUNLARIN DEĞİL, ÇÖZÜMÜN PARÇASI  OLMUŞUZDUR. CANIMIZ PAHASINA DA OLSA HERZAMAN ZALİMLERE KARŞI MAZLUMUN YANINDA TARAF OLMUŞUZDUR.  

Aşağıdaki bilgiler, bu görüşlerimizin daha iyi anlaşılması için ifade edilmektedir.

Faaliyet hayatına 1994 yılının Kasım ayında başlamış  olan “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hacı Bektaş-ı Veli Kültürünü Araştırma ve Tanıtma Derneği”, İnançsal ve sosyal boyutu olan ve faaliyetlerinde “KAMU YARARI” gözeten bir yapıya sahiptir. Biz KKTC’de yaşayan Alevi-Bektaşi Canları olarak, Pir Hacı Bektaş-ı Veli’nin inanç, öğreti ve kültürünü; demokrat, laik ve çağdaş bir dünya görüşü, bir yol, bir yaşam biçimi olarak algılar ve bu doğrultuda yaşarız. Kamil insana niyaz ederiz. Eline, diline, beline sahip olmayı onur esası biliriz. Zorlamanın her türüne karşıyız. Toplumun düşünce özgürlüğü ile gelişeceğine inanırız. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesini olduğu gibi benimser, daha da gelişmesini isteriz. Kimseyi dil, din, ırkıyla değerlendirmez; düşünce ve inanç özgürlüğüne saygı duyarız. Bu laiklik anlayışımızın ÖZÜDÜR.

Bu kültürel bakış açısı yanı sıra Alevi-Bektaşi canlarımız,  “Ben ilmin şehri isem, Ali de kapısıdır.” diyen Hz.Muhammed Mustafa ile “Bilim Çin’de de olsa ara bul.” diyen Hz.Ali ve “Bilim ile gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.” diyen Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli ile “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.” diyen Mustafa Kemal ATATÜRK’ün yanı sıra, Hace Ahmet Yesevi, Yunus Emre,  Mevlana, Pir Sultan Abdal, Kul Himmet ve isimlerini saymadığımız daha nice eren, filozof ve inanç önderlerinin öğütleriyle, bakış açılarıyla Hak’ka inanmayı benimsemiştir. Bu yorumu benimsiyor ve inanıyoruz ve de gösterdikleri yolu takip ederek İnsan-ı Kamil olma gayreti içindeyiz.

Bu bağlamda Hz. Pir Hacı Bektaş buyurur ki: “Kul, Tanrı’ya kırk makamda erer, ulaşır, dost olur.” Bu İslam anlayışında en temel değer insandır. İnsan yüceldikçe, din de yücelir. İnsana değer verdikçe, din de değer kazanır. İnsansız bir dünya, bir yaşam olamayacağı gibi, insansız bir inanç da olamaz. Yeryüzündeki tek bir kul, insan olarak bir diğerinden üstün değildir. Yeryüzündeki yetmiş iki millete bir nazarla bakmak Alevi-Bektaşiliğin olmazsa olmaz ilkelerindendir. Kişi barış içerisinde, kimseyi kırmadan, gönül incitmeden, kırdığı ve incittiği varsa düzelterek yani daha açıkcası bütün fiillerinden sorumlu olarak yaşamalıdır. Kişiler arası barış olursa, hiç kuşkusuz topluma da Barış ve Sevgi hakim olur.

Tarih boyunca bir çok acılar yaşamış olsa dahi Anadolu Alevi-Bektaşileri nerde olurlarsa olsunlar, hiçbir zaman kendisini azınlık olarak görmez ve hatta asli unsur olarak görür ve buna samimiyetle sarılırlar.

Bu  bakış  açısıyla  KKTC’de, ibadetlerimizi ve sosyal-kültürel faaliyetlerimizi icra edebilmek maksadıyla inşaa edeceğimiz “Cem Evi ve Kültür Kompleksi” için, başka bir yer ve/veya ülkede olmadığı derecedeki büyük ve anlamlı bir POZİTİF yaklaşımla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti resmi makamları tarafından Derneğimize yaklaşık 11 dönümlük arazi tahsis edilmiştir. İnancımız odur ki, bütün dünya insanlarının hayranlıkla izliyeceği ve Sevginin, Barışın, Dostluğun Timsali olacak Cem Evi ve Kültür Kompleksimizi, Canlarımıza ve bu güzel ülkeye kazandırma çalışmalarımızın en önemli adımını Cumhurbaşkanımız, Kurucu Cumhurbaşkanımız, Hükümet erkanı, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Başkanı ile çok sayıda Sivil Toplum örgütü temsilcilerimiz ve halkımızın katılımlarıyla, 11 Kasım 2007 tarihindeki temel atma töreniyle başlatmış bulununuyoruz. Bu vesileyle her zaman desteklerini esirgemeyen Devlet, Hükümet erkanımıza ve tüm halkımıza teşekkürlerimizi sunarız.

Cem Evi’nin tanımına gelince; Cem Evi :

  • İbadethanedir.
  • Edeb- erkân meydanıdır.
  • Dar meydanıdır.
  • Kırklar meydanıdır.
  • Er-bacı meydanıdır.
  • Dualı lokmaların yenildiği, aş evidir.
  • Sevgi meydanıdır.
  • Seçkinler meydanıdır.
  • Hizmetlerin ortak yapıldığı, himmet meydanıdır.
  • Hakk'a ve Halka, sığınma yeridir.
  • Eşitlik meydanıdır.
  • Herkesin lokmaları ile katıldığı, paylaşma meydanıdır.
  • Gerçekler meydanıdır.

Daha öncede belirttiğimiz gibi, her Alevi Canın evi bir Cem Evi’dir. Kurumsallaşma inanç boyutunda yaşanamaz, inanç özgür bir tercihle yaşanmalı ve kabul görmelidir.

Saygı değer kamu oyunun bilgilerine sunarız.

Saygılarımla

Özdemir GÜL
KKTC Hacı Bektaş-ı Veli Kültürünü
Araştırma ve Tanıtma Derneği Başkanı

KAYNAK : Alevihaber.com - Lefkoşa - 6 Ağustos 2009

Alevi Haber Haberleri

AABF’ye karşı ‘hakkını arayan’ Beyhan İpek’ten çağrı!
Alevilik ve Kızılbaşlık
"Alevi ocakzadeler siz Evladı Resulsunuz, Seyitsiniz" diyerek kandırılmışlardır
HEDEP Vekili 'fırıldak' Celal Fırat'tan Tolga Sağ'a HEDEP kıyağı