Ahmet NESİN
(...)“Devlet Aleviliğin ne olduğunu açıklama hakkına sahip değildir.” Doğrusu da budur, bu konuda uzman biliminsanları Aleviliğin ne olduğunu açıklamışlardır, Aleviler de bu açıklamalar çerçevesinde gereğini yapar…
“İstemeyen Türkiye’yi terk edebilir… Kürt sorununu hemen çözmemiz gerekir… Ermenistan sınırını açacağız. Kızdırmayın 40 bin kaçak Ermeni’yi gönderirim. Azeri kardeşlerim merak etmesin, kapı mapı açtığımız yok. Ananı al da git. Analar ayaklarının altı öpülesi insanlardır, ama benimki izin vermiyor, bir yolunu bulacağım… Şeriatçılıktan hapis yattım, bu düşünce özgürlüğüne terstir. Alevi sorununu çözmemiz gerekir, laik ülkeye bu yakışır. Muhalefet bana bir öneri getir. Muhalefete bak, bir de öneri getiriyor, ben onu uygular mıyım? Ayağını denk al İsrail, bak bidaha Davos’a gelmem, sen gel mayınları temizle, korkuyorum gelmeye… Bana rakı içirtmeye kalkışıyorlar. Rakıyı Amerikalılara satsak da mı saklasak, Ruslara satsak da mı saklasak… Heyyyyttttt len o gazeteleri okumayın… Biz de zamanında faşizan tavırlar almışız…”
Okuduğunuz gibi hiçbir çelişkisi olmayan, gayet net, şeffaf bir başbakanı var Türkiye’nin… Erdoğan hem iktidar, hem de muhalefet keyfini aynı anda yaşayan dünyadaki tek başbakan sanırım… Dün gece CNN Türk kanalında Reha Muhtar’ın sunduğu Alevilik programını yarısını izleyebildim. İki konu çok dikkatimi çekti.
Birincisi bikaç gün önce Milliyet Gazetesi’nde çıkmış. Diyanet İşleri Başkanlığı’nda gelen bir öneriye göre bir bina yapılacak, alt kat Cem Evi, üst kat da Camii olacakmış. Bikaç yer ismi saydılar girişimler başlamış, ama sanırım çoğu Aleviler tarafından engellenmiş… Önümüzdeki günlerde Hükümet yetkilileriyle Alevi yetkililer arasında bir Çalıştay yapılacak, sanırım bu konu da orada görüşülecek… Aleviler böyle bişeyi asla kabul etmeyeceklerini söylediler ve haklılar… Ben de belki dünyada vardır diye Google’dan aradım, altı Ortodoks, ikinci katı Protestan, son katı Katolik bir kiliseye denk gelmedim…
Diyanet İşleri Başkanlığı böyle bir öneriyi yaparken Alevilerin rededeceğini biliyor. Sadece Alevilerin değil, Sunnilerin de böyle abuk sabuk bir öneriye sıcak bakmayacakları çok açık. Peki o zaman Diyanet İşleri böyle bir öneriyi neden yapar? Bunun iki açıklaması vardır, ya Alevilerin kabul etmesi olanaksız bir öneriyi getirerek Alevi açılımını baştan tıkarsınız yada kimi yerlerde bu uygulama uygulanır, böylece esas amacı olan camii sayısını arttırır.
Kim ne derse desin Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin Alevi konusuna son zamanlarda sıcak bakıyormuş gibi davranmasının altında bu yatmaktadır. Bu öneriyle kalmayacaklar. Diyelim ki tek başına Cemevleri yapılmaya başlandı, dinciler “Dinimiz elden gidiyor…” diye yakınlarına Camii inşaatı yapmaya başlayacaklar… Diyanet İşleri yada hükümetin bu yaklaşıma “Sizin yeteri kadar camiiniz var, artık yapmayın, yerine okul yada hastane yapın.” diyeceğini sanmıyorum.
İkinci sorun Alevilerin büyük bir çoğunluğunun laiklik tarifi üzerinde. Konuşmacıların çoğu Türkiye’nin laik olmadığını ve bunun en büyük kanıtının da başbakanlığa bağlı Diyanet İşleri Başkanlığı olduğunu söylüyorlar… Hatta daha önceki açıklamalarında devletin kendilerine maaşlı görev göndermelerine de karşı çıkmışlardı. Bu konuda önemli bişey daha söylediler. “Devlet Aleviliğin ne olduğunu açıklama hakkına sahip değildir.” Doğrusu da budur, bu konuda uzman biliminsanları Aleviliğin ne olduğunu açıklamışlardır, Aleviler de bu açıklamalar çerçevesinde gereğini yapar…
Peki o zaman devletin dinden tam olarak elini çekmesini isteyen Alevi Dernekleri yada Federasyonları hükümetin çağırdığı bu toplantıya niye gitme gereksinimi duyuyorlar. Devletin dine karışmasına karşı olan derneklerin bu toplantıya gitmeleri ve sonuç beklemeleri de laikliğe aykırı olmuyor m? Esasında bunun açıklamasını dünkü söyleşide Arif Sağ çok güzel söyledi: “Biz bu toplantıya Aleviler olarak değişik siyasi görüşlerle gideceğiz. Hükümet bize önerilerini söyleyecek, ancak değişik siyasi görüşte olduğumuz için biz kendi aramızda anlaşma sağlayamayacağız ve yetkililer bize ‘Siz önce kendi aranızda anlaşın ve öyle gelin.’ diyecekler!..”
Yazının başlığına dönersek, hükümetin ve ona bağlı Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu komik önerisi ancak Cem Evleriyle birlikte Camilerin çoğalmasına neden olacaktır… En azından benim burnuma bu tip kokular geliyor. Çünkü bitakım Alevi dernekleri bu öneriye sıcak bakacak gibi gözüküyor… Adına Cemevi desen değil, Camii desen değil, Cem Camii olur herhalde…
Alevihaber.com - 28 Mayıs 2009