Devlet Bakanı Faruk Çelik, 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk'in Alevi köylerine ziyaretiyle ilgili daha önceki ifadeleri konusuna açıklık getirerek, "Komutan, vali tüm yetkililer bizim köylerimize, Alevi köyüne yardım etmişse ne mahsuru var? Hiçbir mahsuru yok ama Alevi köyüne de yardım ediyor, etmeli, diğer köye de yardım etmeli" dedi.
Bakan Çelik, Alevi çalıştaylarına katılan sivil toplum temsilcileri, yazarlar ve inanç önderleri arasından 57 kişiyle Rixos Oteli'nde öğle yemeğinde bir araya geldi.
Çelik, toplantıya gelişinde, Erzincan iddianamesinde 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk'in Alevi köylerini ziyaretiyle ilgili ifadelerin savcıların değerlendirmesiymiş gibi algılandığını belirten bir gazetecinin, bu konudaki değerlendirmesini sorması üzerine, bu konu kendisine sorulduğunda görüşünü net bir şekilde söylediğini anımsattı.
Olayın yargıya intikal eden boyutuyla ilgilenmediğini ifade eden Çelik, "Olay yargıda. İddianamede ne var, ne yok o boyutunu da ele almış değilim ve bunu açık bir şekilde ifade ettim. Fakat şu anda Alevi vatandaşlarımızla bir araya gelmek üzereyim. Bugüne kadar çok önemli çalıştay gündem maddelerimiz vardı. Bu yönüyle de ilgili olduğu için cevap vermek durumunda kaldım. 'Hiçbir kamu görevlisi ister komutan ister vali ister başka bir kamu görevlisi olsun hiç kimsenin vatandaşlar arasında bir ayrım yapması, köyler kasabalar arasında bir ayrım yapması kesinlikle söz konusu olamaz" dedi.
"Alevi köyüne yardım etmişse ne mahsuru var?"
Çelik, "Bu, kamu göreviyle bağdaşmaz. Bunu kabullenmek mümkün değil. Diğer taraftan 'yine bir savcı mezhepsel bakış açıları çerçevesinde bir iddianame tanzim edemez. Buna da hakkı yoktur' dedim. Bunu söylerken, yürüyen bir dava içerisinde iddianamede ne var, ne yok anlamında değil. O ayrı bir konu. O yargıya mal olmuş bir konu ama şu andaki çalışma alanımla da direkt ilgili olduğu için sanki hükümet toplumun belli bir kesimini dışlıyormuş, Alevi vatandaşlara dönük veya kamudaki çeşitli kurum ve kuruluşlardaki Alevilere dönük tavrı varmış gibi olay lanse edildi. Bu son derece yanlıştır ve orada da ifade ettiğim gibi kalıbımı basarım ki hükümet bu olayların içinde değildir. Kesinlikle bu olayda bir dahlimiz yoktur ama bütün kamu görevlileri de memleketimizde, ülkemizde 73 milyon vatandaşımıza eşit şekilde hizmet etmek durumundadır. Özeti şeklindeki ifadelerimden ibarettir" diye konuştu.
"Alevi köyüne yardım ettiyse ne yanlışlık var?" şeklindeki ifadesinin hatırlatılması üzerine de Çelik, "Tabii, komutan, vali tüm yetkililer bizim köylerimize, Alevi köyüne yardım etmişse ne mahsuru var? Hiçbir mahsuru yok ama Alevi köyüne de yardım ediyor, etmeli, diğer köye de yardım etmeli. Az önce söylediğimiz çerçevedeki bir uzantıdır o. Ayrım gözetmemeli ama yani Alevi köyüne iki kere fazla gitti, beş kere fazla gitti meselesini gündeme getirmek yanlıştır. Öyle bir şey değerlendirilemez. Çünkü bu bir ayrımcılığı körükleme anlayışıdır. Oysa bizim yaptığımız çalıştaylarda ortak bir dil, ortak bir anlayışı, birlikteliği güçlendirmeye dönük, çalışmalar yaparken bunu getirip hükümeti sanki bu konuda bir ayrıştırıcı hava içerisindeymiş gibi takdim etmek kabul edilebilir değil. Bizim bakışımız o" yanıtını verdi.
Bazılarının olayı yargıdaki boyutuyla ele aldıklarını, oysa kendi gündeminde bu konunun bulunmadığını vurgulayan Çelik, "Olamaz da zaten çünkü konu yargıda ama kamu görevlilerinin Türkiye'nin birliği, bütünlüğü açısından duruşları, davranışları savcının da komutanın da valinin de herkesin de duruşları son derece önemlidir. Birliği, bütünlüğü güçlendirici olmalıdır. Benim dediğim budur" diye konuştu.
Çelik'in, gazetecilerin sorularını yanıtlamasının ardından Alevi temsilcileriyle yemeği basına kapalı olarak başladı. Yemeğe, sanatçı Arif Sağ, emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Hüseyin Hatemi, Ehlibeyt Vakfı Başkanı Fermani Altun'un da aralarında bulunduğu çok sayıda Alevi sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.
CNNTÜRK - 20.03.2010