Alevi toplumunun temel taleplerinden olan zorunlu din derslerinin kaldırılması ve cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesini yok sayan Alevi Çalıştayları Nihai Raporu'na tepkiler sürüyor. Fevzi Gümüş raporu, "Açılım fiyasko ile sonuçlandı" şeklinde yorumlarken, Kazım Genç, "Kabul etmemize imkan yok" dedi.
İSTANBUL- Alevi örgütleri, Devlet Bakanı Faruk Çelik'in zorunlu din dersinin kaldırılması yönündeki talebe karşılık, "Hamı pişirmek yerine pişmişi ham etmek" tanımı ve yine alevilerin "Madımak müze olsun" talebine karşılık "Çok sağlıksız bir bina. Uzaktan konuşulunca çok şeyler söyleniyor. Yerinde gördüğünüz zaman durumu çok farklı. Yıkılması doğru, ama yanındaki binalar için de yıkılması tehlike arz ediyor" sözleri ile birlikte, bir bütün Alevi Çalıştayları Nihai Raporu'nu eleştiriyor.
Alevi Bektaşi Federasyonu genel başkanı Fevzi Gümüş ve Pirsultan Abdal Kültür Derneği eski Genel Başkanı Kazım Genç "Nihai raporu" ETHA'ya değerlendirdi.
GÜMÜŞ: AÇILIM FİYASKO İLE SONUÇLANDI
Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Fevzi Gümüş, raporla birlikte AKP'nin demokratikleşme süreci ile başlatmış olduğu açılımların "boşa çıktı"ğını, "fiyasko ile sonuçlandı"ğını savundu. Gümüş, "Sonuç itibariyle zaten Kürt sorunu ile ilgili yapılan açılımda da AKP'nin, hükümetin yaklaşımı; 'Bu sorunu tartıştırdık, tartışma zemeni yarattık. Bunu kar ve kazanç kabul edin. Daha da fazla istemeyin' şeklinde. Bugün açıklanan nihai raporda da alevilerle ilgili aynı konuma gelindiğini görüyoruz. Oysaki bu sorunlar yaşadığımız çağda, dönemde artık insan hakları ve demokrasi bağlamında çözülmesi gereken sorunlar. Bir adım atılmadığını, bir mesafe alınmadığını; bu sorunların hala devam ettiğini görüyoruz. Madımak Oteli ile ilgili kamulaştırma süreci devam ediyor ama siyasi iktidar, bugünden itibaren, orayı bir utanç müzesine çevirmeyeceğini, bir kütüphane yapacağını ifade ediyor. Ve dolayısıyla, alevi toplumunun, demokratik kamuoyunun beklentisini karşılamıyor. Cemevlerinin alevilerin ibadethanesi olduğu gerçeğini kabul etmiyorlar ve buranın kültür merkezi olarak düzenlenebileceğini söylüyorlar. Yasa önündeki ayrımcı, eşitsiz uygulamanın bu dönemde sürüdürüleceği ifade ediliyor" dedi.
'AKP İKİ YIL ÖNCE SÖYLEDİĞİMİZİ DÖNÜP BİZE SÖYLÜYOR'
Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı, zorunlu din dersi ile ilgili varılan sonuç için ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin zorunlu din dersinin kaldırılması yönündeki kararını hatırlattı. Fevzi Gümüş, "AKP, malesef, bu kararı uygulamıyor. Bu hukuksuzluğu sürdürüyor. Nihayi raporunu da bu sorunun, Anayasa'nın 24. maddesi çözülmek sureti ile çözüleceği ifade ediliyor. Oysaki alevi açılımına ilişkin tartışma iki yıl önce başlamıştı. Bu arada bir Anayasa değişiklik paketi halk oylamasına götürüldü. AKP, bizim ikiyıl önce söylediğimizi iki yıl sonra dönüp bize söylüyor ve bu sorun çözülmüyor. Alevi köylerine zorla cami yapma uygulaması hala devam ediyor. Alevilerin tekkeleri, dergahları hala devletin işgali altında başta Hacı Bektaş Dergahı, Şah Kulu Dergahı, Karaca Ahmet Dergahı olmak üzere" dedi.
'ZİHİNSEL DÜNYALARI ALEVİ SORUNUNU ÇÖZMEYE YETMİYOR'
Fevzi Gümüş iktidarı bir kez daha eleştirdi: "Bugün ki siyasi iktidarın zihinsel dünyası ve geçmişi maalesef, alevi sorununu çözmeye yetmemektedir. Dolayısı ile bu siyasi iktidardan bu sorunu çözmesini beklemek, dün de öyleydi, bugünden sonra da öyle; saftilik olur. Türkiye'nin mutlaka demokratik bir kültürü toplumda hakim kılacak bir siyasal iktidara ihtiyacı vardır" dedi.
Pirsultan Abdal Kültür Derneği eski Genel Başkanı Kazım Genç ise Alevi Çalıştayı'nın ilk toplantısına Maraş katliamı sanığı Ökkeş Şendiller'in davet edildiğini hatırlattı. Aradan geçen zaman zarfında Şendiller'in kendileri hakkında dava açtığına dikkat çekti. Av. Kazım Genç, "Çok enteresan bir tesedüf mü nedir bilemiyorum. 2009 yılının Aralık ayında Ökkeş Şendiller Alevi Çalıştayı'na davet edildiğinde, ben Alevi Federasyonun Genel Sekreteriydim. O zaman, basına yaptığımız açıklamada Maraş davasının ve Maraş katliamının bir numaralı sanığıyla sorunu nasıl çözecekler diye bir açıklama yapmıştık. Bugün Ankara 24 Asliye Hukuk Mahkemesinde Şendiller'in bize karşı açtığı tazminat davası görülüyordu ve çalıştay sonuçlarıda onun üzerine açıklandı. Bakanın açıklamalarını dinlediğimizde Madımak'ın müze yapılması konusunda söyledikleri beni şoke etti. Bakan diyor ki 'Madımak olaylarında yitirdiğimiz 37 kişiyle ilgili anı odası yapacağız.' İnsan yaşatmak istediği hatıralarla ve olaylarla ilgili anı odası yapar. Madımak katliamını, Bakan, olumlu bir şey olarak görüyor ki bir anı odası yapıyor. Öncelikle bunu kabul etmenin olanakları yok" dedi.
'OLAY DEĞİL KATLİAM, 37 DEĞİL 35 CAN'
Kazım Genç, Devlet Bakanı Faruk Çeli'in "Madımak olayları" sözünü eleştirdi: "Bu olay değil, katliamdır. Yaşamını yitiren 37 kişi diyor. Buda şoke edici bir açıklamadır. Madımak katliamı sırasında biz 33 canımızı yitirdik. Bu 37 insanımızın yanında duran ve hiç ayrılmayan ve her şeye rağmen pes etmeyen, 2 otel görevlisi de vardır. Onların durumunu göz önüne alırsak 35 canımızı yitirdik. Polisin olay esnasında ortalığa, sağa sola ateş açması sonucuda o katliamcılardan da, oradaki insanları yakanlardan da 2 kişi öldü. Eğer oraya bir anı odası yapar ve odanın 37 kişiye ait 'Anı Odası' derseniz Madımak katliamında katledilenlerle onların cellatlarını birlikte anmış olursunuz. Madımak Oteli'nin müze yapılmasınında bunun bir anma olmayacağı bir göz boyama, dalga geçme olduğu çok açıktır. Bunu da kabul etmenin olanağı yoktur" dedi.
CEMEVLERİ İLE İLGİLİ HUKUKİ SORUN YOK HÜKÜMETTE ANLAYIŞ SORUNU VAR
Av. Kazım Genç, cemevlerinin raporda "Hukuk engeli var ve biz bunu seçim sonrasına bırakacağız" sözünün "aldatmaca" olduğunu söyledi. Genç, "Cemevleri ile ilgili hiç bir hukuki sorun yoktur. Sadece bir anlayış sorunu vardır. Bu da şudur: Devlette ve devleti yöneten AKP hükümetinde bir anlayış sorunu vardır. Farklı inançlara eşit yaklaşmama, onların kendi ibadethanelerinde, kendi ibadetlerini, inançlarını özgürce yaşama hakkına saygı göstermemektedir. Bu nedenlede Alevilerin ibadethanelerinin Cemevleri olduğu meselesini kabul etme meselesini seçimler sonrasına bırakması, 'Hayır ben böyle söylemiyorum, ama kabul de etmiyorum' diyerek sorunu geçiştirmedir. Bunu da bizim kabul etmemize imkan yok" dedi.
Genç, zorunlu din dersleri ile ilgili olarak hükümetin 2011-2012 müfredat programında vereceğiz sözünü hatırlattı: "Ama, bugüne kadar Alevi örgütlerine 'Siz Alevilikle ilgili ne okutulmasını istiyorsunuz?' diye bir şey asla sormadılar. Sormadıkları gibi, AİHM'de yürütülmüş ve kazanılmış bir dava var ben o davanın avukatıyım, bizimlede birşey paylaşmadılar.
AİHM'in kararını uygulamadıkları için, ben bunları, 2008'in Ağustos ayında Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'ne şikayet ettim . Bugüne kadar oraya cevap bile vermediler. Şimdi anlaşılıyor ki bu da bir göz boyama. Bir diğer hususta alevi örgütlerini, alevileri bir çatı altında toplamak. Bu da bana tehlikeli geliyor. İnanç bir çatı altında toplanır mı hiç? Biz Türkiye laik olması gerekir, bu şartlarla laik değildir dediğimizde, Anayasa'nın 24. maddesindeki zorunlu din dersinin varlığı, Anayasa'nın 136. maddesindeki devletin dini kurumu olan Diyanet İşleri Başkanlığı'nın varlığı nedeniyle diyoruz. Laik bir devletin bir dini kurumu olmaz diyoruz, sayın bakan da diyor ki, devletin dini kurumu olur, diyanet işleri başkanlığı vardır. Ben bir de alevilerle ilgili bir dini kurum kuracağım diyor. Yani aleviliği bir Diyanet İşleri Başkanlığı ile ihlal ediyoruz ama bu yeterli değil. Bir de alevilerle ilgili kurarak ihlal edeceğiz diyor ama bunun da kabul edilebilir yönü yok" dedi.
'SEÇİMDE ALEVİLERE GÖZ KIRPIYORLAR'
Av. Genç, çalıştayların 3-4 Haziran 2009 da başladığını ve 15-16 Aralık 2009 tarihinde bittirildiğine dikkat çekti. Şöyle konuştu: "Aradan 15 ay geçtikten sonra bir rapor hazırlıyorlar. Bu, seçim yatırımından, seçimde Alevilere göz kırpmaktan başka bir şey değildir. Biz, AKP'nin Alevi toplumuna "ötekiler" olarak kastedilen Kürtlere, Ermenilere, Rumlara, Çingenelere... hiçbirine objektif bakmadığını sadece seçim dönemlerinde göz kırpıp onlardan ne kadar oy alabilirim hesabı yapmadığını ve samimi olmadığını çok açık ve net olarak biliyoruz"
Av. Kazım Genç, yakın zamanda, Çankaya Cemevleri Yaptırma Derneği ile ilgili Ankara 16. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davaya dikkat çekti. Genç, "Ve savcılık mütaalasını verdi. Mütaalada, 'Alevilik bir inanç değildir. Cemevleri de ibadet yeri değildir' dedi. Bu zihniyet AKP zihniyetidir. Yani daha aradan 10 gün geçmeden AKP'nin Alevi Çalıştayı'nın son raporunu nihayi raporunu açıklıyorum demesi, cemevlerini seçimlerden sonrasına ötelemesi de savcılığın mütaalasına katılmaktan başka birşey değildir.
Etkin Haber Ajansı / 31 Mart 2011 Perşembe