Polisin 18 yaşında öldürdüğü gencin davasında arbede
Antalya'da, geçen yıl 27 Ekim'de 'Dur' ikazına uymayan 18 yaşındaki Çağdaş Gemik'i tabancayla vurarak öldürdüğü iddia edilen polis memuru Mehmet Ergin'in, bugünkü ilk duruşmada tutukluluk halinin devamına karar verildi
İfadesine başsağlığı dileyerek başlamak isteyen polis memuru Ergin'e Gemik'in dayısı Cemal Efe “Katil” diye bağırdı. Ölen Çağdaş'ın annesi Sevgi Efe Gemik ise sanık sandalyesindeki polis memuruna, “Benim canımı acıttın, Allah da senin canını acıtsın” dedi. Duruşma öncesinde de adliye bahçesinde toplanan kalabalıkla, polis arasında arbede çıktı.
27 Ekim 2008 Pazartesi günü öğleden sonra, devriye gezen ekibin ‘Dur’ ikazına uymayarak kaçan motosikletli iki gence ateş açan Önleyici Hizmetler Şubesi'nde görevli polis memuru 34 yaşındaki Mehmet Ergin, gençlerden Çağdaş Gemik'in ölümüne neden olmuş, çıkarıldığı mahkemece tutuklanan 13 yıllık polis memuru, cezaevine gönderilmişti. Polis memuru Ergin hakkında ‘kasten adam öldürmek’ suçundan ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açılmıştı.
Çağdaş Gemik'i tabancayla öldürdüğü iddia edilen polis memuru Mehmet Ergin'in yargılanmasına bugün başlandı. Sanık polis memuru Ergin'in Antalya 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı duruşma saat 11.10'da başladı. Duruşmada tutuklu sanık Mehmet Ergin hazır bulunurken, meslektaşı Ahmet Üstün ise tanık sıfatıyla yer aldı. Öldürülen Çağdaş'ın annesi Sevgi Efe ve babası Haşim Gemik'in yanısıra dayısı Cemal Efe müdahil olarak davaya katıldı. Ailenin avukatları olarak Murat Erdoğan, Muhsin Taşar, Nusret Gürgöz, Gülgün Gürbüz, Münip Ermiş ve Behiç Ayçiçek katılırken, sanık avukatı olarak Süleyman Çalıkuşu katıldı. Duruşma polis memuru Ergin’in ifadesiyle başladı. Ergin ifadesine, “Önce merhumun ailesine başsağlığı dileyerek başlamak istiyorum” diye başladı. Bu sırada müdahil sırasında avukatların yanında oturan Çağdaş Gemik'in dayısı öğretmen Cemal Efe, “Ne başsağlığı dileyeceksin? Katil” diye bağırdı. Mahkeme Başkanı hakim Mehmet Zeki Söğüt'ün müdahale etmesi üzerine bu sefer izleyici sıralarından bir kadın,
“Yediği haltı anlatacak” diye bağırdı. Uyarılar üzerine sessizlik sağlandıktan sonra Ergin ifade verebildi.
‘HAVAYA UYARI ATEŞİ AÇTIM’
Polis memuru Mehmet Ergin, olay günü sabah saat 11.00 sıralarında görev aldıklarını belirterek, “Ben motosikleti kullanıyordum. Arkamda ise meslektaşım Ahmet Üstün oturuyordu. Bizim görev yerimiz Zeytinköy Mahallesiydi” dedi. Olay günü iki motosiklet durdurduklarını ve birinde 1 kilo esrar ele geçirdiklerini belirten Ergin, olayı şöyle anlattı:
“1176 Sokak'ta seyir halindeydik. Bu sırada karşımızdan bir motosiklet geldi. Üzerinde iki kişi vardı. Sürücünün başında kask vardı. Kontrol amaçlı ‘Dur’ işareti yaptık. Hızla kaçmaya başladılar. Peşlerine düştük. Bir süre sonra durdular. Biz de motosikletimizi sağa yanaştırıp durduk. Ben ve arkadaşım Ahmet aşağı indik. O diğer zanlının yanına doğru giderken, ben motosiklete doğru yürüdüm. Arada 4- 5 metre vardı. Bir anda kasklı sürücü yeniden motosikletine gaz verdi ve yolun sağından 30 derecelik bir açı ile sola doğru kaçmaya başladı. Bu bendeki kuvvetli suç şüphesini arttırdı. Suçsuz bir insan niye kaçsın ki? Bizim motosikletlerimiz enjeksiyonludur. Geri dönüp motosikleti çalıştırıp peşine düşmem arasında zaman geçecekti. Gayri ihtiyari olarak arkasından koştum ve tabancamı çıkarıp mekanizmayı kurdum ve ‘Dur polis’ diyerek havaya bir el uyarı atışı yaptım. Tekrar 4-5 metre koşmuştum ki yolun sol tarafındaydım ve bir anda yoldaki mucur yüzünden dengemi kaybettim. İradem dışında tabancam patladı. Şahıs sola doğru yere düştü. Koştum, baş parmağımla kanın çıktığı yere tampon yapmaya çalıştım. Nefes almakta zorlanıyordu. Başını sağa doğru çevirdim ve 7- 8 dakika böyle bekledim. Arkadaşım ambulans çağırıyordu o sırada. Doktor geldi ve nabızını kontrol etti ve ‘Ex olmuş’ dedi. Şahsı tanımam. Düşmanlığımda yoktur. Ben görevimi yaptım. Böyle olmasını da istemezdim.”
NASIL ATEŞ ETTİĞİNİ GÖSTERDİ
Polis memuru Ergin, hakim Mehmet Zeki Söğüt'ün “Sen düşerken tabanca ateş aldıysa neden ayaklarına gelmedi?” sorusuna, “Düşme sırasında insan kontrolünü kaybediyor. Ben düşme anında elimin hangi pozisyonda bile olduğunu hatırlamıyorum. Parmağım tetikte olduğu için, refleks olarak tabanca ateş aldı” cevabını verdi. Müdahil avukatların isteği üzerine nasıl ateş ettiğini gösteren polis memuru Ergin, sağ kolunu havaya kaldırdı ve tabancanın mekanizmasını çekişini ve havaya atış pozisyonunu gösterdi. Bu sırada sanık Ergin'e avukat Behiç Ayçiçek, “Yılda kaç defa silah eğitimi alıyorsunuz. Senin bu eğitimde atış derecen nedir” diye sordu. Mehmet Ergin ise “Atış eğitimimiz yılda iki defa yapılır. Bize ne derecesi verildiğimiz söylenmez ancak atışta kötü olan meslektaşlar geri çağrılır ve yeniden atış eğitimi alır. Ben hiç geri çağrılmadım” diye cevap verdi.
Bu ifadelerin ardından anne Sevgi Efe Gemik ifade verdi. Anne Gemik, “Şikayetçiyim. O benim ciğerimi acıttı, Allah da onun ciğerini acıtsın” dedi.
Baba Haşim Gemik ise 8 yıl önce eşinden ayrıldığını belirterek “Oğlum halk oyunları oynuyordu. Olay günü Çallı Semti'nde yemek yedik ve onu bir daha görmedim. Şikayetçiyim” dedi.
ONLARLA GÖZ TEMASIM KALMADI
Bu sırada tanıkların dinlenmesine geçildi. Kara çarşafla mahkeme salonuna giren Raziye Alkan, “Ben arka taraftaydım. Silah seslerini duyunca balkona çıktım. Baktım ki bir motosiklet yerde, çocuk kanlar içinde, bir polis yere diz çökmüş, ayakta olan diğer polis ise “Niye ateş ettin, niye ateş ettin?” diye bağırıyordu. Diğer yanındaki çocuk ise ‘Abi ehliyeti yoktu, o yüzden kaçıyordu’ dedi” diye konuştu.
Tanık olarak dinlenen diğer polis memuru Ahmet Üstün ise “Olay sırasında iki kişi olduğumuz için ben motosikletten inen çocuğa odaklandım. Kaçmasın veya üzerinde bir şey varsa, atmasın diye. Silah sesi geldi, dönüp baktığımda Mehmet’in elinde tabancasını havada gördüm. Yeniden başımı diğer zanlıya çevirdim, göz temasım kalmadı onlarla. Bir el daha tabanca sesi duyunca yeniden dönüp baktığımda Mehmet'in tabancası yere doğruydu” dedi.
Hakim Mustafa Zeki Söğüt'ün “Terörist kovalamıyordunuz ya. Başka orada ne yapabilirdiniz?” sorusuna ise polis memuru Ahmet Üstün, “Ben polis olarak suç ayrımı yapmıyorum. Bana göre uyuşturucu satanlar, teröristten daha önemli. 13- 14 yaşındaki çocuklar eroin kullanıyorlar” diye konuştu.
AVUKATLARDAN SANIĞA SORU YAĞMURU
Daha sonra ailenin avukatlarından Muhsin Taşar ise polis memurlarının kullandığı motosikletlerin gücü ile Çağdaş Gemik'in kullandığı motosikletin gücünün karşılaştırmasını polis memuru Mehmet Ergin'e yaptırdı. Avukatlardan Murat Erdoğan ise “Hangi ruh hali ile bu olay yaptınız. Kaçsaydı ne olurdu yani” diye sorarken, bir diğer avukat Gülgün Gürbüz ise İstanbul'da polis kıyafetli kişilerin bir bardan bir kadının saçlarından tutup götürdüğüne dikkat çekti.
Mahkeme Başkanı Söğüt, olayın görgü tanığı ve ölen Gemik'in motosiklette arkasında oturan Halil Keşifçi'nin talimatla alınan ifadesini okudu. Hakim Söğüt, Keşifçi'nin, “Polis memuru Mehmet Ergin, Çağdaş'ın arkasından dizini kırarak atış yaparak vurmuştur” dediğini kaydetti.
Sanık avukatı Süleyman Çalıkuşu ise Halil Keşifçi için ilk ifadesinde yer alan “3 yaşındaki kardeşime bakıyordum. Çağdaş geldi ve teyzesini ziyarete birlikte gitmemizi söyledi” sözlerinden yola çıkarak “Nedir bu kadar önemli olan da 3 yaşındaki bir çocuğu evde yalnız bırakıp gidebiliyor. Maktul; Polis Selahiyet Kanunu'na göre tipik direniş yapmıştır ve polis bu klasik direnişi kırmak için görevini yerine getirmiştir” dedi.
İsteği olup olmadığı sorulan polis memuru Mehmet Ergin ise “Uzun süredir ailemden ayrıyım ve tutukluyum. Takdir mahkemenizindir” dedi.
2.5 saat süren duruşma, polis memuru Mehmet Ergin'in tutukluluk halinin devamına karar verilerek 26 Haziran tarihine ertelendi.
SABAH ADLİYE BAHÇESİNDE ARBEDE
Duruşma öncesinde, Çağdaş Gemik'in babası Haşim, annesi Sevgi Efe Gemik ile İzmir'de ‘dur’ ihtarına uymadığı gerekçesiyle polisin ateş açması sonucu öldüğü bildirilen Baran Tursun'un babası müteahhit Mehmet Tursun, ‘TCK'nın 301'inci maddesine muhalefet’ suçundan yargılanan yazar Temel Demirer, Alevi Kültür Dernekleri Antalya Şubesi, Antalya Özgürlük Derneği ile bazı sendika ve dernek temsilcileri adliyenin bahçesinde toplandı. Üzerlerine ‘Adalet istiyoruz’ yazılı tişörtler giyen ve ‘Çağdaş'ın katili polis cezalandırılsın. Ailesi’ yazılı pankart açan kalabalık, zaman zaman sloganlar attı. Duruşma nedeniyle adliye bahçesi ve çevresinde geniş güvenlik önlemi alan Çevik Kuvvet Şubesi'ne bağlı polisler, grubu slogan atmamaları için uyardı. Daha sonra, kalabalık duruşmayı izlemek üzere adliye binasına girerken çevik kuvvetle aralarında arbede yaşandı. Polis, adliye binasına girenlerin bazılarını dışarı çıkardı.
MADDE KALKMAZSA ÇOCUK CENAZESİ KALKAR
Gemik Ailesi'nin avukatı Münip Ermiş, Adliye bahçesinde yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Sanık polis, ayağının kaymasıyla kaskın düşmesi sonucu silahının istem dışı patladığı ifadesini yineledi. Aynı zamanda 'zaten benim silah kullanma yetkim var. Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu'nun (PVSK) 16'ncı maddesi bana bu yetkiyi verdi' diyor. Maddede 2007 yılında yapılan değişiklikle, durmayan şahsa ateş etme hakkı veriyor. Ama Çağdaş Gemik özel bir durum. Kaçan, aranan, mahkeme kararı olan bir şahıs değil. Silah kullanmanın sadece zorunlu, meşru müdafa halinde olması durumu oluşması halini şart koşan insan hakları standartları var. Bu ölümlerin tek nedeni 16'ncı madde değişikliğidir. Türkiye'de sokakta gezen kimsenin can güvenliği yok demektir. Çünkü durmadı dediği takdirde her türlü şiddet uygulanabiliyor. Uygulanacak şiddetin ölçüsünü polis takdir ediyor. Kanun geniş bir yetki vermiştir. Bu psikolojinin kırılması için siyasi iktidarın karar vermesi gerekir. 16'ncı madde devam ettirilecekse ölümler de devam edecektir. Çocuk cenazeleri kaldırmaya devam edeceğiz.”
RADİKAL / Teslime TOSUN- Göksel YAPAR- Süleyman EKİN/ANTALYA, (DHA) - 28.04.2009