Bu yazı dizisinin başlığını “IŞİD'in Dünü, Bugünü, Yarını” diye atarken aslında “bugün”ü son bir yılı kapsayan bir zaman süreci için kullanmıştım. Ne var ki, kendisi hakkında yazı yazanlara malzeme sağlamak konusunda son derece cömert davranan IŞİD beni gerçek zamana döndürmek için elinden geleni ardına koymadı.
Ramazan ayı boyunca tüm bölgelerde saldırılar planladığını kendi sitelerinde duyuran IŞİD en başta Kobane olmak üzere Tunus, Kuveyt, Fransa ve Somali'deki saldırılarında 287 kişiyi öldürdü.
Musul'un ele geçirilmesi
Musul'un IŞİD güçlerinin eline geçirilmesinden üç hafta sonra, 29 haziran 2014 tarihinde Musul'da, kendi halifeliğini ilan eden Bagdadi, o günden bu yana IŞİD'in tartışılmaz lideri.
9 Haziran 2014 tarihinde başlayan Musul kuşatması, IŞİD güçlerinin tümü şehre girmeye bile vakit bulamadan, on saat gibi kısa bir süre içinde gerçekleşmiş ve hepimizin bildiği gibi Türkiye Konsolosluğu'na yapılan saldırıda 49 Türkiyeli görevli rehin alınmıştı.
Video
İki gün önce IŞİD “Hilafetin Kurulduğu Şanlı Anlar” adıyla yayınladığı 29 dakikalık bir video ile Musul'un fethinin nasıl gerçekleştiğini şimdiye kadar paylaşılmamış görüntülerle anlatıyordu.
Bu video da Musul halkının IŞİD'i nasıl sevinç içinde karşıladığı, hapishanelerdeki mahkumlara nasıl yemek ikram edildiği, ve en önemlisi, Irak askerlerinin bütün silahlarını bırakarak nasıl Musul'dan kaçtıkları an be an gösteriliyordu.
Filmin sonunda ABD'nin yıllarca milyar dolarlık bütçelerle eğitip donattığı Irak ordusunun, nasıl arkasına bile bakmadan milyar dolarlık silahları bırakıp kaçtıklarını seyrederken gülmekle ağlamak arasında bir yerde kalıyorsunuz.
''Safavi ordusunun askerleri''
Musul'ın IŞİD'in eline bu kadar kolay geçmesi, sadece ABD ve Irak değil, Şii'ler ve İran tarafından da hiç hoş karşılanmadı. Şii milisler Bağdat'ı korumak için derhal harekete geçtiler.
Bundan böyle Irak'da IŞİD'in karşısında savaşacak olanların Iran destekli Şii milisleri olacağı apaçık ortadaydı. Zaten videonun bir yerinde Şii milislerden “Safavi ordusunun askerleri” diye söz ediliyordu.
Kuşkusuz ki Musul'u ele geçirmek IŞİD'e hem mali, hem askeri açıdan büyük kazançlar sağladı. Gücü her bakımdan üçe, hatta dörde katlandı. Irak'ın 2 milyon nüfuslu ikinci büyük şehrini artık onlar yönetiyordu.
IŞİD'li Tarz-ı hayat
Kadınların siyah çarşaf ve ellerine eldiven giymeleri, hatta gözlerini bile bir siyah tül ile kapatmaları ve ancak yanlarında aileden bir erkek olduğunda sokağa çıkmalarına izin veriliyor.
Erkekler sakal bırakacak, kamuda sigara içmeyecek, futbol oynamayacaktı. Hırsızlığın cezası el kesmek, zinanın cezası taşlanarak öldürülmekti.
Musul'da yaşayan azınlıklar ve Hıristiyanlar mallarını mülklerini bırakıp kaçtılar ve o malların hepsine IŞİD el koydu.
Lat aslanı
Son iki güne geri dönelim. 1 Temmuz'da, IŞİD 21 Mayıs'te ele geçirdiği Palmira Antik kentinin girişinde bulunan 3 metre uzunluğunda ve 15 ton ağırlığındaki Lat Aslanını nasıl parçaladıklarını gösteren fotoğrafları yayınladı.
Al-Lat olarak bilinen İslamiyet öncesi bir Tanrıçaya adanmış bu aslan, dünyanın sayılı aslan heykelleri arasındaydı.
Sina Eyaleti'ne saldırılar
Dün sabah Sina Yarımadasının Kuzeyine yapılan bir saldırıda 70 Mısırlı asker ve sivil öldürüldü. Saldırıyı “Sina Eyaleti” adında IŞİD bağlantılı bir örgüt üstlendi.
Verilen bilgilere göre yaklaşık 300 kişilik bir kuvvetin ağır silahlar ve hava saldırılarına karşı koyabilen uçaksavarlarla yaptıkları bu saldırı Sina yarımadasında yapılan ilk saldırı da değildi.
“Sina Eyaleti” son altı ay içerisinde üçü bombalı araçlarla olmak üzere, 15 güvenlik birimine saldırı yapmış ve ölümlere neden olmuştu.
Hamas
Sina Yarımadasındaki saldırıdan hemen sonra Mısır'ın Gazze'ye açılan Refah kapısında şiddetli patlamalar gerçekleşmiş, Hamas Gazze'de güvenlik önlemleri almaya başlamıştı.
IŞİD, son günlerde Hamas'ın Gazze'de bulunan Selefi örgütlerine karşı yaptığı baskınları sert bir dille eleştirmiş ve Hamas'ı Gazze'deki iktidarına son vermekle tehdit etmişti.
Hamas'a gönderilen mesajda “Cihad, toprak ilhak etmek değildir, Allahın yasalarını uygulamak için verilen savaştır. Yarmuk* Filistin mülteci kampında yaptıklarımızı Gazze'de yaparız” deniliyordu.
General Barno
Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Afganistan'da görev yapmış emekli generallerinden David Barno, bu son gelişmelerden sonra IŞİD için şu yorumu yapıyordu:
''IŞİD, hareket halinde ve sürekli gelişen bir yapılanma. Güçleri azalmıyor, tam tersine sürekli artıyor. Sayıları çoğaldığı gibi, çok daha gelişmiş silahlara, bu silahları kullanabilen kadrolara sahipler. Bütün bunun yanısıra, belki de en önemlisi, cesurlar, ölümden korkmuyorlar.''
ABD'nin IŞİD'le ilgili uzun vadeli ve tutarlı bir siyaseti olmadığı ve yakın tarihte de olamayacağı apaçık ortada. ABD ordusu, Amerikan halkının Orta-Doğu'da yeni bir savaşa sıcak bakmadığını bu nedenle ABD askerlerinin yeniden Suriye'deki bir kara savaşına katılamayacakları konusunda son derece kararlı bir tutum içinde. IŞİD'e karşı kara savaşını ancak bölge ülkeleri yapabilir, biz ancak havadan destek veririz diyorlar.
İlk yenilgi
Şu ana kadar ABD'nin başını çektiği koalisyon IŞİD'e karşı 4500 hava saldırısı gerçekleştirmiş durumda. Kobane kuşatmasında YPG savaşçıları ve Kobane halkının inanılmaz direnişi, Barzani güçlerinin de desteğiyle birleşince, IŞİD bölgedeki ilk yenilgisini yaşamıştı.
Son Kobani katliamı, hem bu yenilginin intikamı, hem de bir göz dağıydı; ''ABD bombardımanları bile beni buralardan söküp atamaz, oyunun kurallarını ben koyarım'' diyordu.
Tam bir joker
IŞİD tam bir Joker. ABD, Rusya, İran, Türkiye, Katar, Suudi Arabistan (liste daha da uzayabilir) birbirlerine karşı ve bölgedeki gelişmelere göre IŞİD kartını kullanıyorlar.
IŞİD, bu durumdan yararlanarak bütün güçleri birbirlerine karşı kışkırtıyor, bir yandan yenilirken, diğer bir noktadan fırlıyor, bir bölgeyi kayıp ederken, bambaşka bir toprak parçasını ilhak ediyor ve bunu yaparken de ortaya çıkan kapışmayı seyrediyor. Sonra yeni bir hamleye girişiyor ve bu böyle devam edip gidiyor.
Bu kanlı oyun ne zaman ve nasıl bitecek? Ya da daha uzun bir süre, tüm bölge devletleri Irak ve Suriye'nin akıbetine uğrayana dek devam mı edecek?
Kuşkusuz bu sorunların yanıtını vermek çok zor, hatta imkansız.
Ancak unutmamamız gereken bir temel gerçek var.
Savaş, düşüncenin, sözün ve yazının en büyük düşmanıdır. İstikrar, barışın bir yan ürünüdür.
Savaşırken istikrar kuramazsınız, yaşama dair bir söz söyleyemezsiniz.
Onun için ölümü kutsayanların karşısında barışın ve yaşamın yanında durmalıyız. (MUT/BA)
IŞİD'İN DÜNÜ, BUGÜNÜ, YARINI
''IŞİD'in Dünü, Bugünü, Yarını'' Dizisine Başlarken
1- El Zerkavi ve Irak'ta El Kaide'nin Kuruluşu
2- Zerkavi ve Şiddetin Tırmanışı
3- Irak İslam Devleti Kuruluyor
4- Irak İslam Devleti'nden IŞİD'e
5- IŞİD Suriye'de
6 - Bugün IŞİD
7- IŞİD'in İdeolojik ve Teolojik Temelleri
IŞİD'in Dünü, Bugünü, Yarını; Bitirirken
Melek Ulagay Taylan
İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Mezunu. Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler'de yüksek lisans yaptı.1976-82 arasında ODTÜ'de İngilizce okutmanı olarak çalıştı. Helsinki Yurttaşler Derneği'nde 1992- 2000 dönemi Yönetim Kurulu üyesi. 1992'de Nurdan Arca ile birlikte kurduğu Ajans21 Film şirketinde bir çok belgesel filmin yapımcısı ve yönetmeniydi. 2011'de Oya Baydar ile birlikte yazdıkları "Bir Dönem İki Kadın" Can Yayınları'ndan çıktı. Radikal İki ve bianet'te Orta Doğu üzerine yazılar yazıyor, yeni bir belgesel film üzerine çalışıyor.