Erdal Eren KOTAN / Evrensel
AKP iktidarının 9. yılına geldiğimiz bu dönemde AKP’nin demokrasiye bir yenilik getiremediğini aksine daha da geriye götürdüğünü farketmemek elde değil.
Nedir bu AKP’nin demokrasisi? Kimler yararlanabilmiş bu demokrasiden?
Kürtler mi? Aleviler mi? İşçiler mi? Halk AKP’nin övündüğü demokrasinin neresinde?
Bir bakalım; Alevileri hiçe sayan AKP, onların taleplerini de hiçe saymıştır. Alevilerin yıllardır talep ettiği okullarda zorunlu din dersi kaldırılsın talebini reddetmiştir. Alevi gençleri sünnileştirmeye, asimile etmeye çalışmıştır.
Sahte ‘Alevi açılmıyla’ Alevilerin gözünü boyama çalışmış ve utanmadan onlardan oy istemiştir. Alevilerin Cemevleri’nin yasal statüye kavuşması taleplerine cevap vermemiş olmaları, ‘cemevlerinin ibadethane değil cümbüş evi’ diyen zihniyetinin AKP’de sürdüğünü ve söz ettikleri açılımın sahte olduğunu gözler önüne serdi. ‘Kendi Alevisini’ yaratmak isteyen AKP’nin ekmeğine yağ sürenler de oldu tabi bu süreçte. Örneğin, Ankara’da zorunlu din dersine karşı oturma eylemi yapan alevileri eleştiren ve onları din düşmanı gibi gösteren bir konuşma yapan Bakan Faruk Çelik, bu konuşmayı, Cem Vakfı’nın konferansında yapmıştı. Çelik Alevilerin konferansında Alevilere saldırmaktan çekinmiyor. AKP’nin demokrasisi Aleviler için böyle.
Öte yandan yıllardır Kürt halkının taleplerini de hiçe sayıyor AKP. AKP demokrasisi Kürt halkı içinde işlemiyor. Göstermelik bi kaç yenilikle Kürt halkını gözünü boyamaya çalışan AKP, Kürtlerin okullarda anadilde eğitim talebini reddediyor. Kürt sorununun demokratik barışçıl çözümü için hiçbir adım atmaması bir yana gericiliği ve ırkçılığı dahada tetikliyor. Linç kültürünün AKP’nin 8 yıllık iktidarı boyunca nasıl güçlendiğini gördük. Trabzon, Sakarya, Edirne, İzmir gibi pek çok kentte solcular, devrimciler, yurtseverler linç edilmekle karşı karşıya kaldılar defalarca. AKP demokrasisi böyle yansıdı Kürtlere.
Refarandum çalışmalarında bir kişi 2 sendikaya birden üye olabilicek diyen AKP ne kadar işçi yanlısıymışda, onların haklarını düşünüyormuşta haberimiz yokmuş. İşçiler için demokrasi istiyormuş ama biz bilmiyormuşuz.
TEKEL işçilerini joplatan, günlerce çadırlarda kalmaya zorlayan AKP işçilerin, emekçilerin yanında olduğunu nasıl söylebiliyor şaşırıyorum açıkcası. 25 Kasım grevinde memurları tehtit etmiş ve bu grevin yasal olmadığını greve gidenler hakkında yasal işlem başlatacağını söylemişti. İşçiler ve emekçiler içinde demokrasiden kastı buydu AKP’nin.
Bu ‘demokrasi’ AKP’nin. Ancak işçilerin ve emekçilerin demokrasisi böyle bir demokrasi değil. Bizler artık AKP’yi ve onun demokrasi anlayaşını çok iyi biliyoruz.
Evrensel - 22 Kasım 2010