Alevi Yol önderleri, cenaze erkanlarında İslami (Sünni-Şii) geleneklerin etkili olmasını eleştirirken, bir benzer gelişme de 9 Mayıs’ta İstanbul Kartal Cemevinde yaşandı. Hakk’a uğurlanan Aşık Ali Doğan’ın cenaze erkanında takke ve cüppe giyinen kişi, Alevi inancına ait gülbenkler okumadı.
Aşık Ali Doğan’ın tabutunun üzerine ayrıca Arapça yazıların olduğu bir örtünün serilmesi ve kalabalık içerisinde kadınların yer almaması da akıllarda soru işareti yarattı.
İSLAMİYETİN SİMGESİ YEŞİL RENK ALEVİLİKTE DE GEÇERLİ Mİ?
İstanbul’da bir derneğe, federasyona bağlı olmayan Kartal Cemevinden kaldırılan cenazelerde tabutun üzerindeki yeşil renkli örtüde yazan “Her can ölümü tadacaktır” yazısı da Alevi öğretisiyle ters düşen bir diğer konu oldu. Yol önderleri, her ne kadar “Alevilikte ölüm yoktur, devri daim olmak vardır” dese de İstanbul Kartal Cemevi Vakfı Başkanı Selami Sarıtaş, kendi cemevlerinde düzenlenen erkanların usulen doğru olduğunu savundu. “Tabutun üzerine örtü örtmek geleneğimizde vardır” diyen Sarıtaş, şu açıklamayı yaptı:
“Bizim tabutların üzerine örttüğümüz örtüde ‘Herkes ölümü tadacaktır’ tarzında bir yazı mevcut. Bu tamamen bizim geleneğimizin içerisinde olan bir yazı. Bazı durumlarda Arapça da olabilir. Bunun sebebi; cenazeleri zaman zaman mezarlıklar Müdürlüğü’nden alıyoruz, onlar da bu örtüler mevcut oluyor ama Türkçe yazıların olduğu örtülerimiz de yer alıyor. Tabutun üzerinde Arapça yazılan ‘Her can ölümü tadacaktır’ demenin yanlış bir tarafı yoktur. Bu nasihat anlamında bir şey.”
ALEVİLİTE TAKKE VE CÜPPE TARTIŞMASI!
Selami Sarıtaş, cenaze erkanını yürüten kişinin, onu toplumdan ayrıştıracak bir kıyafete sahip olması gerektiğini de söyleyerek, “Nasıl ki hakim ve savcılarda bir cübbe varsa cenaze erkanını yürütecek bir kişinin üzerinde de bir kıyafet, cübbe giyinmesi normaldir. Köylerde bu yapılmıyordu ama şehirlerde yapılıyor” dedi.
İstanbul Kartal Cemevi Vakfı Başkanı Selami Sarıtaş, cenazeyi kaldıran kişilerin, başlarına taktıkları takkenin neden tartışma konusu olduğunu da belirterek şu açıklamayı yaptı:
“Engin Nurşani’nin cenazesinden sonra diğer cemevi başkanları ile kendi aramızda konuştuk. Bu bizim Hüseyin-i Tacı dediğimiz, 12 dilimli Hacıbektaş geleneğinden gelen bir taçtır. Cenaze erkanı yürüten kişi, bunu takıyor. Bunu Hacıbektaş da takmıştır. Bunu gidip Sünni hocaların taktığı şeyle aynı kefeye koyup değerlendirmek doğru değil. Bu tacı, cübbeyi eleştirmek doğru değil. Bütün cemevlerinde söz konusu tacın kullanılması doğru olur.”
CENAZE ERKANINDA FATİHA OKUNUR MU?
Selami Sarıtaş’ın tartışma yaratan bir diğer söylemi ise cenaze erkanlarında okunan dualar oldu. “Bizler tabi ki Fatiha okutuyoruz” diyen Sarıtaş “Ama bunu Türkçe gerçekleştiriyoruz. ‘Esirgeyen ve bağışlayan Allah’ın adıyla’ diye” ifadelerini kullandı.
Cenaze erkanlarında dedenin haricinde bir hocanın da yer almasından rahatsızlık duymayacağını söyleyen Sarıtaş, sözlerine şu cümlelerle devam etti:
“Allaha inanmayan bir insanla neyi tartışacaksın? ‘Alevilik İslam’ın içinde’ ya da ‘dışında’ diyen çok küçük bir marjinal grup var. ‘Hak, Muhammed, Ali’ demeden hangi cem başlamıştır? Ama tabi ki eğer bir cemevinde varsa dede tercih edilsin. Ama dedenin olmaması halinde bu işi yine dedelerden eğitim almış kişinin de yürütmesi mümkündür.”
Eren GÜVEN/İSTANBUL