16 Mart katliamı, 19 Aralık cezaevleri katliamı davalarında olduğu gibi Sivas katliamı davasında savcı, ‘yakalanamayan’ 7 sanık için davanın zamanaşımına uğratılmasını istedi. Madımak Oteli’nde, bu talebin kabul edilmesi halinde 37 kişiyi öldürenlerin 7’si ‘bulunamadığı’ için ceza almaktan da kurtulacak.
Katliamın ardından dönemin Ankara 1 No’lu DGM’sinde açılan dava sonucunda 34 kişi ağırlaştırılmış müebbet, 4 kişi müebbet, 4 kişi 20’şer yıl, 1 kişi 15 yıl, 9 kişi 7 yıl 6’şar ay, bir kişi de 5 yıl hapis cezası almış, 14 kişi ise beraat etmişti. ‘Bulunamayan’ 7 kişinin dosyası ise 2004’te ana davadan ayrılmış ve yargılama, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam etmişti. Cafer Erçakmak, Şevket Erdoğan, Köksal Koçak, Hakan Karaca, Necmi Karaömeroğlu, Yılmaz Bağ ve İhsan Çakmak’ın yargılandığı davanın 14’üncü duruşması önceki gün görüldü. Mütalaa veren savcı, suç tarihi olan 2 Temmuz 2008’den bu yana 15 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu ifade etti. Davanın düşürülmesini isteyen savcının mütalaasını görüşmek üzere duruşma 19 Aralık’a ertelendi. Dönemin Refah Partili Belediye Meclis Üyesi Cafer Erçakmak, olayların ‘provokatörü’ olarak gösteriliyordu. Erçakmak, olayın ardından kayıplara karıştı.
Zaman aşımı işletilmez!
Yargılamanın, TCK’da yapılan değişiklikten önce başladığını belirten davanın avukatlarından Şenal Saruhan, değişiklikle getirilen “insanlık suçlarında zamanaşımı işletilemeyeceğine” ilişkin maddenin uygulanmadığını vurguladı. İddianamede, Erçakmak konumundaki diğer sanıklar hakkında eski TCK’nın 146’ncı maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildiğini belirten Saruhan, buna rağmen Erçakmak hakkında aynı maddenin ‘suça iştirak’ fiilini düzenleyen bendi gereğince dava açıldığını ve 5 ila 15 yıl hapsinin istendiğini dile getirdi. Suç Terörle Mücadele Yasası kapsamında olduğu için cezanın yarı oranda artacağını söyleyen Saruhan, “TCK’ya göre ‘siyasal, felsefi, ırki veya dini gerekçelerle’ işlenen suçlar ‘insanlığa karşı suç’. Zamanaşımı işlemiyor. Ancak bu madde eski TCK’da olmadığı için katliam sanıkları için işletilmiyor” diye konuştu. Saruhan, bu davanın zamanaşımına uğramasının insanların birbirini kırmasına olanak sağlayacağını vurguladı.
Sonuç başında belliydi
Katliamda öldürülenlerin yakınları ise sonucun yargılamanın başından beri belli olduğunu vurguladı. Metin Altıok’un kızı Zeynep Altıok, “Şu anki yönetime bakılacak olursa, böyle bir şey istemenin tam zamanı” dedi. Sanıkların ‘belli’ olduğunu söyleyen Özlem Şahin’in babası Remzi Şahin de, bulunamadığı öne sürülen Muhammed Nuh Kılıç’ın fotoğraflarının gazetelerde çıktığını hatırlattı. “Kırmızı bültenle aranıyormuş. Bu bana hiç inandırıcı gelmiyor” diyen Şahin, Sivas katliamının da 16 Mart katliamı gibi üstünün örtülmeye çalışıldığına dikkat çekti.
“Kaç kişi yakalandı ki zamanaşımından yararlansınlar” diye tepki gösteren Serkan Doğan’ın annesi Pakize Doğan, sözlerine şöyle devam etti: “En başta Başbakan, Cumhurbaşkanı, devlet suçlu. Şevket Kazan hâlâ yargılanmadı. Biz bu davanın arkasındayız. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gideriz.”
Katliamın arkasındaki güçlerinin cezalandırılmaması halinde kamuoyu için davanın bitmeyeceğini belirten Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Fevzi Gümüş de karara tepki gösterdi.
Eylem Lodos - (İstanbul/EVRENSEL) - 6 Kasım 2008