Yeni Şafak Gazetesi yazarı Ali Bayramoğlu, Başbakan’ın pompalı tüfek vurgusunun ve ‘ya sev ya terket’ şeklinde algılanan sözlerinin, Güneydoğu’da politikanın temelinin artık güvenlik ve asayiş üzerine olduğunu gösterdiğini belirtti.
İSTANBUL - Ali Bayramoğlu NTV’nin ‘Yazı İşleri’ programına katılarak Mirgün Cabas ve Ruşen Çakır’ın sorularını yanıtladı.
Yeni Şafak Gazetesi yazarı Ali Bayramoğlu, Fehmi Koru’nun AKP iktidarıyla ilgili olarak NTV ekranında söylediği ‘Obama gibi geldiler, Bush’a benzediler’ sözlerini değerlendirdi.
Bayramoğlu şunları söyledi: “Fehmi Koru’nun yaptığı benzetme çok kuvvetli ve doğru bir benzetme olduğu kanatindeyim. Uzun süredir demokrat ve liberal kesimlerde hükümetin Güneydoğu politikasıyla ilgili vurguları öne çıkardıklarını biliyoruz. Fehmi Koru’nun değerlendirmesine pek çok kesim katılıyor, ben de katılıyorm. Tabii bunu Fehmi’nin söylemesi de önemli.
Hasan Cemal’in “Özal gibi başladı, Çillerleşiyor” vurgusu da sivil iktidarla askerin ilişkisini tanımlama açısından önemli. Her iki görüşe de temel olarak katılıyorum. 2004 sonundan itibaren hükümetin politikalarının adım adım değiştiği kanatindeyim. 2007 seçiminden önce temel hak ve özürlükler, bireysel haklar konusundaki yaklaşım Güneydoğu’da önemli ölçüde algılanmıştı. Sert devletçi olmayan yaklaşımlar, PKK’nın etkisinin belini kıran bir istikamet olmuştu. Şiddet arttıkça hükümetin geldiği nokta siyasi çözüme karşı duran bir politika izlemek oldu. Başbakan’ın pompalı tüfek vurgusu, ‘ya sev ya terket’ vurgusu, şimdiki politikanın temelinin güvenlik ve asayiş üzerine olduğunu gösterdi.
Bu noktada Dengir Mir Mehmet Fırat’ın gitmesi ve yerine Abdülkadir Aksu’nun gelişine de bakmak lazım. Sonuç olarak ‘Obama-Bush’ benzetmesi çok önemli benzetme.
ALEVİ MİTİNGİ HABERLERİ
Dün yapılan Alevi mitinginin oyun olduğunu söylemek aşırı asayişçi bir söylemdir. Bu tehlikenin buralardan geldiğini ima etmek anlamına gelir ki bu da otoriter dilin içine düşer. Bizim gazetenin (Yeni Şafak) manşetine gelirsek bu tür dönemlerde Kürtler, Aleviler gibi hassas toplumların kimi toplantılarının başkaları tarafından yönlendirilebilceği endişesiyle ilgili. Ancak Zaman ve Yeni Şafak manşeti yanyana geldiği zaman yanlış buluyorum. Alevilerin varoluş talepleri doğal ve demokratik. Bizim gazetedeki yazarların da önemli kısmı bu kanatte. Tabii Alevilerin kendine has bir varoluş olduğundan pek hoşlanmayanlar da var. Buradaki manşet daha çok bir tedirginliğin ifadesi .
NTV-MSNBC - 10 Kasım 2008