Anayasa Profesörü Zafer Üskül, AKP’ye katılacağını açıkladığından bu yana, şaşırtmaya devam ediyor. Üskül, “sosyal demokrat” kimliğiyle tanındığı siyaset sahnesinde, hızla AKP hükümetinin çarklarından biri haline geliyor. Üskül’ün performansı, “Bakan olacak adammış” dedirtiyor.
Üskül, 22 Temmuz seçimlerinin ardından, ilk çıkışını “türban” konusunda yaptı. “Türbanı serbest bırakacak” bir anayasanın şart olduğunu söyleyen Mersin milletvekili Üskül, en sert cevabı partisinin genel başkanı Recep Tayip Erdoğan’dan aldı. Erdoğan, Üskül’ün adını bile anmadan “O arkadaşın söyledikleri bizi bağlamaz” dedi.
AKP’nin Fethullahçılara yakın isimlerden oluşturduğu Anayasa Taslağı Hazırlama Komisyonu’na da “alınmayan” Üskül, buna rağmen, partide kalmayı tercih etti. “İktidar milletvekili” olmanın avantajlarından faydalanmak istediği belli olan Üskül, Erdoğan’ın sözlerini ise rahatlıkla sindirdi. Herhangi bir rahatsızlık duymadığı ve hissetmediği de böylece ortaya çıkmış oldu.
“Sosyal demokrat” kimliğiyle tanınan Üskül’ün “kendini AKP’ye kabul ettirme” çabası, hala sürüyor. AKP’liler, hazırladığı anayasa taslağını gündemlerine bile almazken, Profesör Üskül, canhıraş bir çabayla, “anti – demokrat” uygulamalara imza atıyor. Üskül; AKP’li olabilmenin yolunun, anti – demokratlıktan geçtiğini kavramışa benziyor. Adeta, “Ben de buradıyım, beni unutmayın” diyor.
Aksi olsa; Amasya’da din tacirleri tarafından baskı gören ve okullarını değiştirmek zorunda kalan dört öğrenciyi sorguya çekmeye kalkmaz, bu insanlık suçunu örtme telaşına düşmezdi. Üskül, Amasya’da yapılan baskıyı, öğrenci velilerinin ve öğrencilerin ifadesine rağmen, “Bir baskı yok, arkadaşlarının ricası var” diyerek gizlemeye çalışmazdı.
Gericiliğin ve karşı devrimciliğin sembolü türbanı ‘özgürlük sembolü’ sayan Üskül, aynı hakkı, nedense karşıtlarına layık görmüyor. Amasya’daki Alevi öğrencilere baskı yapan Üskül’ün performansı, aynı çatı altındaki parlamenterleri de şaşırtıyor.
Geride bıraktığımız günlerde, İstanbul’da sokak ortasında polis tarafından katledilen Feyzullah Ete’nin durumunu Meclis’e getirmek isteyen CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, Üskül’ün engeliyle karşılaşıyor. Soysal, yaşadıklarını anlatırken, “Profesör ne yazık ki geçmişini inkar ediyor” ifadesini kullanıyor.
Dün telefonda sohbet ettiğim Soysal, biraz da öfkeyle, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Avcılar’da Feyzullah Ete adlı yurttaşımız sokak ortasında dövülerek öldürüldü. Biz de bu meseleyi, Meclis İnsan Hakları Komisyonu’na getirmek istedik. Ancak Komisyon Başkanı Üskül, buna izin vermedi, engelledi. MHP’li milletvekilleri de bu engele destek oldu.”
Soysal, AKP Milletvekili Zafer Üskül’ün “Bu münferit bir olaydır. Meclis’te soruşturmaya gerek yok” sözleri üzerine sinirlendiğini ve “Bunu da araştırmayacaksak, bu komisyon neden var?” cevabını verdiğini aktarıyor. Soysal, tartışma sonrası bir sonuç alamadığını gördüğü için de komisyon toplantısını terk ediyor.
Üskül’ün, karşısına “işkenceyi araştırmayalım” tavrıyla çıktığını söyleyen CHP Milletvekili Çetin Soysal, “Bu tavır, Sayın Üskül’ün geçmişini inkar ettiğini, gelecekte de nasıl bir yol haritası izleyeceğini gösteriyor. Üskül, geçmişini de geleceğini de siliyor” diyor.
Zafer Üskül, Amasya ve İstanbul Avcılar’daki olayların ardından ortaya koyduğu çizgiyle, artık “AKP”li olduğunu da kanıtlıyor. Zira; her iki durumda gösterdiği tavır, AKP’nin anti – demokratik tutumuyla bire bir örtüşüyor. Üskül ve AKP birbirine yakışıyor.
Barış YARKADAŞ
<!--
var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';
var path = 'hr' + 'ef' + '=';
var addy32072 = 'baris' + '@';
addy32072 = addy32072 + 'gercekgundem' + '.' + 'com';
var addy_text32072 = 'baris' + '@' + 'gercekgundem' + '.' + 'com';
( '' );
32072 );
( '' );
//-->n
<!--
( '' );
//-->
<!--
( '' );
//-->
30 Kasım 2007 - GERÇEK GÜNDEM