Baba, Sivas Gerçekten Yaşandı mı?

Baba, Sivas Gerçekten Yaşandı mı?AYLİN GÖÇMEN / BİRGÜNBir gün, dünyanın çok uzak bir yerinde, kızgınlıkları yüzlerinden...

Baba, Sivas Gerçekten Yaşandı mı?

AYLİN GÖÇMEN / BİRGÜN

Bir gün, dünyanın çok uzak bir yerinde, kızgınlıkları yüzlerinden taşan yüzlerce kişilik bir kalabalığın içinde, çığlıklara, sloganlara gömülmüş olsaydım eğer...

Ve hatta o kızgınlığı paylaşsaydım insanlarla...

Ve bir katliam ateşinin yalazı sıyırsaydı yüzümü, ölümlere tanık olsaydım...

Ne anlatırdım çocuklarıma yaşananlarla ilgili?

Üstüme düşeni yaptığımı mı?

Ya da cehennem sıcağı bir günde; evimin esintili salonunda otururken televizyonda yaşananları görseydim eğer...

Ve olayları bir film gibi izleyip sonra kendi küçük hayatıma dönseydim; unutmayı, susmayı, başımı öte yana çevirmeyi seçseydim...

Nasıl sürdürürdüm hayatımın geri kalanını?

Sivas’la ilgili söylenebilecek her söz söylenmiş, yazılabilecek her yazı yazılmış olmalı bugüne kadar. Benim sözüm Sivas’a değil geçtiğimiz hafta boyunca yaşadıklarımıza...

Acıyı sıradanlaştırmış ‘profesyonel’ ruhlarımıza... Yıldönümlerinin artık ortalama bir magazin haberi kadar bile ses getirmeyişine... Dünyanın uzak köşelerindeki felaketleri bilip, kendi acılarımızın üzerini tepkisizliğimizle örtüşümüze...

Sivas ortak felaketimizdir.

Ancak 16 yıldır besleyip büyüttüğümüz sessizlik daha da büyük bir felakettir. Çünkü büyük çoğunluğumuz gerçekten ne yaşadığını düşünmemiş; yaşananlarla toplumsal psikolojimiz arasında bir bağlantı kurmamıştır. Yıllar sonra bile yaşananlardan söz ederken parmağımızla uzakları işaret eder; yaşananların başka bir kışkırtma, başka bir komplo olduğunu anlatırız yeni kuşaklara...

Böylece biz kim oluruz?

Bir avuç kötü niyetlinin, birkaç saatlik uğraşıyla galeyana gelebilecek, kolayca doldurulup, harekete geçirilecek, gözünün önündeki ölümlerden bile aymayacak, iradelerini başkalarına teslim etmiş pasif insanlar...

Ve bu ülkece sığındığımız bir mazeret haline geliverir!

Aynı yadsıyan tavır devlete de bulaşmıştır. Birileri yangın çıkarmıştır; birileri haber vermekte geç kalmıştır ya da birileri öylesine yükseltmişlerdik ki Madımak’ın ‘marka değerini’ devletin parası yetmemiştir kamulaştırma yapmaya...

Sorumluluklarımız, üzerimizden sıyırdığımız bir giysi gibi uzaklara atılır. Hurafelerle beslenmiş önyargılarla yüzleşmemiz engellenir. Yaşanan bir kışkırtmaysa eğer en azından ülkenin her yanında naklen ölümlere seyirci kalanlar; Sivas’ın acısıyla yaşayanları bir uzak ülke gibi görenler bu ülkenin insanlarıdır.

Oysa kendi felaketleriyle, suçlarıyla, acılarıyla yüzleşmeyi öğrenmiş, böyle büyümüş, böyle olgunlaşmış toplumlar vardır. Örneğin Kristal Gece’yi hem okul kitaplarından, hem de ailelerinden öğrenir Alman gençleri... Karşılaştığınız ortalama bir isveç’li size kendi devletinin geçmişini anlatacak kadar cesurdur...

Felaketlere seyirci olmuş ‘iyi’ insanların hayat duruşları değişir sonsuza dek... Onlar çocuklarına birlikte yaşamanın büyük bir emek, sorumluluk ve fedakârlık demek olduğunu anlatırlar. İşte bu yüzleşmedir.

Peki, bizim gibi çocuklarına sadece kahramanlık ve başarılarla örülmüş bir tarih anlatan,  hatalarının üzerini örten toplumlar nasıl bir miras bırakır geleceğe? Kötülüklerden hep başkalarını sorumlu tutan toplumlar, hayatlarını nasıl sürdürür?

İşte böyle, pek çoğumuzun bu ülkede yaşadığı gibi:

Televizyonda durmadan kanal değiştirerek,

Ve çocuklarının yüzüne boş boş bakarak...

AYLİN GÖÇMEN

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy89302 = 'aylin.gocmen' + '@';

addy89302 = addy89302 + 'hotmail' + '.' + 'com';

var addy_text89302 = 'aylin.gocmen' + '@' + 'hotmail' + '.' + 'com';

( '' );

89302 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->


BİRGÜN - 07 Temmuz 2009

Diğer Haberler

Onarılamayan yara Maraş Katliamı 46. Yılında
Honaz Alevi Köyleri
AABF’ye karşı ‘hakkını arayan’ Beyhan İpek’ten çağrı!
Ölümsüz bir analiz olarak: Büfeci İslamı - Ufuk Güldemir
Kerbela: Gerçek mi mitoloji mi?
Muharrem Orucu ve Yas-ı Matem Takiyyesi
Alevilik ve İslam farklıdır, Alevilik nedir?
12 imamlar bizden değildir
Minaresiz Camiye benzeyen Cemevleri
Metin Karataş: 'Alevilerin ibadethanesi dört duvar arası değildir!'